Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği'nin (TİAB) Kadıköy’de düzenlediği sahur programına katılan Süleyman Soylu iş insanlarına İstanbul seçimlerinden, Türkiye’deki darbelere, Suriye’deki gelişmelerden ekonomiye geniş kapsamlı bir değerlendirme yaptı.
Habertürk Ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım'ın yazısında yer verdiği sahur yemeğinde, kendisi de Trabzonlu olan Süleyman Soyluönemli açıklamalar yaptı.
Soylu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde;
- Geçen günlerde Binali Bey, Kültür Bakanıyla beraber bir gösteriye gitti. Oradakilerin bir bölümü, hiç yakışmayacak bir davranışta bulundular. Buna siyasal tecrübe, his, önsezi diyebilirsiniz. Medyada, sosyal medyada bir şeylerin hazırlandığını da izliyorum. Ben endişeliyim. Endişem odur ki, 23 Haziran İstanbul seçimini kullanarak Türkiye’nin istikrarına hamle yapılacak. 23 Haziran İstanbul seçimini siyasal çatışmanın, siyasal kamplaşmanın başlangıcı olacağından korkuyorum. İstanbul'un gücünü Türkiye'nin başka yere çekilmesinde kullanacaklar.
- İstanbul'da bir olayla karşı karşıya kaldık. Sandıklar açıldı. Biz itiraz ettik. Sandıklar açıldıkça 29 bin fark 13 bine düştü. Hep bizim tarafımıza yazıldı. 100'e yakın sandıkta Binali Ağabey'in aldığı oy 207, yazılan sıfır, aldığı oy 170, yazılan 1, aldığı oy 140, yazılan 2. Çocukluğumdan beri siyasetin içerisindeyim. Hayatımda böyle bir seçim, böyle bir kumpas, böyle bir tezgah görmedim.
- Bizim zarfın içine milletimizin koyduğu oy pusulasından hiçbir şüphemiz olmadı. Zarf tek ama içinde dört ayrı seçim var. Zarf açılıyor, belediye meclisi tamam, ilçe belediye başkanlığı tamam, muhtar seçimi tamam, ama büyükşehir belediye başkanlığında sandık sonuç tutanaklarının birbirinden farklı olduğu bir yolsuzlukla karşı karşıya kaldık.
- Biz itiraz etmeyecek miydik yani? Terörle mücadelede nasıl bu ülkenin hakkını, hukukunu savunuyorsak, Amerika'ya, Avrupa'ya bu milletin hakkını yedirmiyorsak, bu milletin oyunun da hakkını kimseye yedirmeyiz. Biz bütün sandıkları açın dedik. Açtılar mı? Hayır. Açılsaydı 23 Haziran'a gerek olmazdı.
- Kalkmış diyor ki 'İçişleri Bakanı'nın İstanbul'da ne işi var, 10 gündür İstanbul'da çalışıyor, gitsin Ankara'ya otursun.' İyi ki İstanbul'un büyükşehir belediye başkanı olmamış. Eğer olsaydı bizi İstanbul'a sokmayacaktı demek ki. İstanbul'da ne işi var diye bana soruyor, be kardeşim ben 2,5 yılı aşkındır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. 30 defa Yüksekova’ya gittiğimde sordun mu orada ne işin var diye?
'EKONOMİ ÜZERİNDEN SALDIRIYORLAR'
- Türkiye’nin ulaşım, sanayi, turizm, eğitim altyapısını güçlendirdik. Havalimanlarına, dünyanın en büyük tünellerine, barajlarına, yollarına sahip olup Türkiye'mizin altyapısı güçlensin ve bir daha darbelere teslim olmayalım diye çalıştık. Son 1.5-2 yıldır da ekonomi üzerinden saldırıyorlar bize. Bünyemiz ve altyapımız sağlam olmasaydı Türkiye’nin yapılan ekonomi saldırılarının altında pestili çıkardı. Ekonomini teslim et gibi bir teklifle karşı karşıya kaldık.
- Çünkü siyaseten yıkamadılar, üzerimize geldikleri zaman teslim alamadılar. Dünyaya sözü hüküm olarak geçecek bir Türkiye istemiyorlar. Türkiye'yi teslim etmeyen, sizin ortaya milletçe koyduğunuz iradenizdir, sizin kararlılığınızdır. Kime teslim etmediniz? ABD'de PKK'nın arkasında olanlara teslim etmediniz. ABD'den FETÖ'nün arkasında olanlara teslim etmediniz. Çıldırmaları bundandır."