Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk salgın döneminde eğitim hakkında merak edilen başlıkları CNN TÜRK’te değerlendirdi.
Selçuk'un açıklamaları şöyle:
Şu an açılsın noktasında ciddi bir beklenti var ama bizim baktığımız yer Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve Cumhurbaşkanımız önderliğinde Kabine'nin alacağı kararlara bağlı. Biz aslında çok kontrollü gittik. 15 Şubat'ta okulların açılması ile ilgili ilke kararı var. 15 Şubat'tan 10 gün önce net bir tablo karşımıza çıkar. Türkiye'deki durumun akışı nasıl diye baktığımızda bizim okulları açma hazırlığımız ve salgın seyrinin olduğunu düşünüyoruz.
Dünyada tüm sınıfların aynı anda tam zamanlı okula gitmesinin pek mümkün olmadığını görüyoruz. Küçük yaşlarda riskin daha az olduğunu görüyoruz. Yine kademeli bir sistem ile başlatabiliriz. Küçük yaşlarda riskin daha az olduğunu görüyoruz. Salgının seyrine göre senaryolarımız var.
İSTEĞE BAĞLI YÜZ YÜZE EĞİTİM
Henüz daha tümüyle kontrol altında olan bir hadise yok. Evinde hastası olan aileler ve çocukların tümünü aynı potada değerlendiremeyiz. Böyle bir seçeneğe her zaman açığız.
ÖĞRETMENLER NE ZAMAN AŞILANACAK?
Elbette sağlık çalışanların birinci aşamasında olması en uygunu. Onların aşılanmasının tamamlanması ile, ikinci aşamada olan eğitmenlerimizin de aşılanmasına başlanacaktır.
SINAV VE DERS NOTLARI
İlk ve orta okullarda yüz yüze sınav yapmayacağız. Bu kararı aldık. Öğrencilerin yüzde 60'ı sınava girdi. Yüzde 40'ı girecekken süreç ilerlerdi. 25 Aralık'ta ilan ettik. İlk ve orta okullarımız karnelerini dijital alacak dedik. Küçük bir ayrıntıyı gündeme getirdik. Bazı veliler haklı olarak dedi ki, "Bizim çocuklarımız sınava girdi notlarını aldı, diğer çocuklar performanstan aldı.' Biz de bir seçenek sunduk. İsteyen velilerimiz benim çocuğum sınavdan not alsın ya da almasın şeklinde karar verebilecek.
İlk ve orta okullarda sınav olarak yapılmaması ama liselerde mutlaka sınav olarak yapılması kritik kararı çıktı. Biz bu kararı sahada da test ettik. Bunun sonucunda böyle karar çıktı.
“SINAVLARDA ÖĞRENCİLER BÜTÜN MÜFREDATTAN SORUMLU SAYILACAK”
Sınavlarda öğrenciler bütün müfredattan sorumlu sayılacak. Aslında öğrenciler müfredatın tamamından sorumlu olmak istiyor. Bu dinamik bir süreç. Süreç değiştikçe ister istemez kararımızı gözden geçiriyoruz. Ama bu sene geçen sene gibi değil. Geçen sene Mart'ta okulları kapattık. Biz hiç hazır değildik, ne kanalımız vardı, ne EBA buna yetkindi.
Bizi diğer ülkelerle lütfen karşılaştırın. Öğrencisinin ve öğretmeninin en çok canlı ders yapma sayısı, televizyon eğitim kanalları kurulmuş mu? Uluslararası kriterlerde Türkiye dünyada ilk 5'e rahatlıkla girer. EBA'dan 3 milyon canlı ders yaptık.
Bizim öğrenme kayıpları konusunda kaygımız, bizim okullarımız daha çok kapalı kaldı. Biz telafi ederiz. Örneğin sınav konusunda bize binlerce başvuru geldi. O kadar emek harcayan çocuklarımız velililerimiz varken, herkes 100 almıştır bitmiştir dememiz doğru olmazdı. Bu öğrenmek kayıplarına yol açacaktı.
Olağan bir dönemde değiliz ve olağanüstü kararlar alıyoruz. Bu artık Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendine özgü alacağı bir karar değildir. Bu Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı olmadan alınamıyor. Bin sayfalık bir dergimiz yayınlandı. Salgın ve eğitim temalı bir dergi. Bu özel sayıda yüzlerce araştırma yaptık. İstiyoruz ki sahadan veri gelsin, ona göre hareket edelim. Araştırmaları önemsiyoruz.
"EBA KALICI BİR PLATFORM OLACAK"
Her ülkenin EBA gibi portalları var. Bizim EBA'nın dünyada birinci olmasını yeterli bulmuyorum. Bizim 3 milyon canlı dersi 4 milyona çıkarmamız lazım. EBA salgın sonrasında kalıcı bir platform olacak. Bizim erişemediğimiz çocuklar var. İnternet altyapısının olmadığı çocuklarımız, Milli Eğitim Bakanlığı olarak ulaşamadığımız çocuklar var. O kadar duyarlı bir toplum var ki hayır severler, her gün bağışları bize iletiyorlar iller seviyesinde. Bunun daha da artması lazım.
"ÖĞRETMENLERİN DİJİTAL BECERİLERİ ARTTI"
Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimden daha zor ve meşakkatli. Bunun bilince olduğumuz için öğretmenlerimizden son derece müteşekkirim. Öğretmenlerin dijital becerileri arttı. Salgın tahminin söylüyorum 2 ay sürseydi, öğretmenlerimizin dijital becerilerinin bu kadar yetkinleşeceğini sanmıyorum. Farklı boyutları var bu işin. İstersen öğrenci aynı dersi farklı öğretmenlerden izleyebilir. Aslında bu bir zenginlik de. Bir öğrenci bir soruyu bilemezse, o yapay zeka öğrencinin o soruyu neden bilemediğini anlıyor. Böyle bir destek var. Bizim derdimiz uzun ve orta vadede çocuklarımızın iyi yetişmesi.
“ÖĞRENCİLERİ ZORLAYACAK ADIMLAR ATMAYIZ”
Biz çocuklarımızın zorlanması ya da sıkıntıya girmesi anlamında asla bir şey yapmayız. Emin olsunlar yaklaşımımız eğitim açıklarının artmaması.
Mecburi bir istikamet süreci oluştu. 2018'de şöyle bir ifademiz olmuştu. Dedik ki liselerde derslerin bir kısmı uzaktan alınabilir. O zaman 'böyle şey olur mu' gibi tartışmalar oldu. Şimdi o kadar normalleşti ki bu. Çocukların atölyelere sanata zaman ayırabilmesi için örneğin.
(Taşımalı eğitim) Tabi okulları yakın olan öğrenciler yürüyerek gidiyor, bazıları servis kullanıyor. Bizim aldığımız tedbir, her bir servis için bazı kriterler getirdik ve bunu da kitaplaştırdık. Toplu taşıma ilgili herhangi bir önerimiz yok.