Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilkokul ve ortaokul karnelerinin e-okul üzerinden, lise karnelerinin ise randevulu olarak okuldan alınabileceğini duyurdu. Okulların açılış tarihi için de Selçuk "Okulları 19 Haziran'a kadar 3 haftalığına açsaydık, emin olun çok daha devasa sorunlarımız olacaktı" yorumunda bulundu.
LGS'ye girecek Kovid-19 tanılı öğrenciler için Selçuk "Bunun tedbirlerini aldık, ayrı binaları oluşturduk, hiç merak etmesinler. LGS için tüm senaryolara yönelik tedbirleri alıyoruz. Velilerin kaygısını aşan bir kaygıya sahip olmak zorundayız" açıklaması yaptı.
Selçuk'un açıklamaları şöyle:
"Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin belirli bir kısmını karşılayabilir. Yani biz şunu söyleyemeyiz; uzaktan eğitimle biz zaten yüz yüze yapılan eğitimin tamamını yaptık diyemeyiz. Fakat uzaktan eğitimle yapmak istediğimizin fevkinde işler yaptık. Yani uzaktan eğitimden beklediğimizin ötesinde faydalar sağlandığını gördük. Bundan dolayı da mutlu olduk.
Başlangıçtaki birkaç hafta telafi yapılıp bitecek değil. Yıl boyu her öğrencimizin eksiğine bakıp bunun hafta sonları kurslarla da hatta EBA'daki canlı derslerle yıl içinde de devam etmesi için altyapıyı kurduk.
KARNELER E-OKUL'DA
Öğrencilerimizin e-Okul'dan velileri vasıtasıyla karnelerini almasını istiyoruz. Yani okullara milyonlarca çocuğumuzun gelip de karne almak için oralarda bulunmasının çok doğru olmadığını biliyoruz. O yüzden de dijital olarak, elektronik olarak bunu alsınlar istiyoruz.
Biz okulları üç hafta açsaydık başka problemlerimiz olacaktı. Açmadık. Biz bunu telafi edebiliriz, buna çok güveniyoruz ve okulları açmadığımız için gerçekleşen rahatlamanın farkında olmayabilir toplum. Eğer açsaydık bir problemin nasıl yaşanacağını göreceklerdi. Problemimiz çocukların kazanım eksikliği olsun, biz bunu telafi ederiz. Ama okulları 19 Haziran'a kadar 3 haftalığına açsaydık emin olun bizim çok daha devasa sorunlarımız olacaktı.
"PAZARTESİ YA DA SALI AÇIKLAYACAĞIZ"
Yaz tatili ne kadar uzun olursa bir sonraki senenin telafisi o kadar zor oluyor. Ülkeler, yaz tatilini kısa tutar çünkü o unutmayı tekrar telafi edebilmek zaman ister ve kayıp olur. Bu kayıp öylesine artar ki birkaç sene içerisinde yıl kaybına bile dönüşebilir. Bu yüzden de yazı verimli geçirmemiz lazım.
Bunu lütfetmiyoruz, bu bizim vazifemiz. Bunu hazırlıyoruz. Yazın tatilde kullanacakları kitapları da yayınlayacağız. İnşallah pazartesi, salı günü bunu da kamuoyu ile paylaşacağız. İlkokul çocukları için çok şık ve farklı kitaplar geliyor. Ortaokul çocuklarımıza belli derslerle ilgili olarak bir aplikasyon geliyor.
EBA TV'DE YAZ KUŞAĞI 28 AĞUSTOS'A SÜRECEK
Avrupa Dil Portfolyosu'nun A1, A2 ve B1 seviyeleri dikkate alınarak yabancı dil eğitiminde de çocukların yazın yoğunlaştırılmış bir yabancı dil eğitim almasını istiyoruz. 1 yıl içerisinde, haftada 2-3 saat aldığınız dil eğitimi ile 1 yılda hafta hafta yayılan bir ders almak başka bir şeydir ama her gün yoğunlaştırılmış yabancı dil eğitimi almak başka bir şeydir. Bunun imkanını da sağlıyor.
Bunların hepsi ücretsiz, erişim sorunu olan çocuklara da faydamız olsun diye kaymakamlıklar seviyesinde, il-ilçe müdürlükleri seviyesinde de destek olmaya gayret ediyoruz. 28 Ağustos'a kadar da yaz programımız devam edecek.
TELAFİ EĞİTİMLER NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Telafi demek zaten zorunlu olmayan demek, kimin ihtiyacı varsa demek. Biz hiçbir velimizi muhakkak surette telafiye zorlayamayız. Öyle çocuklarımız, velilerimiz var ki istediğimizin çok ilerisindeler. Şimdi neyi telafi edeceğiz? O kadar düzenli çalışan öğrencimiz, o kadar takipçi öğretmenler var ki... Burada ilk kez söyleyeyim bir öğretmenimiz, bulunduğu bölgede internet çekmeyince canlı sınıf yapmak için o kasabada internet olan bir yer arıyor, bulamıyor. Sonra karakolu buluyor, karakolda internet var. Gidiyor karakola, karakolda canlı dersini yapıyor. Oradaki polisimiz ve amirlerimiz hemen bir yer hazırlıyorlar ve karakolda canlı ders yapılıyor. Bunu, öğretmenlerimizin çok büyük bir kısmı, 'Hiçbir çocuk geride kalmasın' diye, canhıraş şekilde bu işe sahip çıktıları için örnek veriyorum. Okulda belki uğraşmadıkları kadar fazlası ile uğraştılar. Bazı ihmaller olmuştur, eksikler vardır. Bazı öğretmenlerimiz yetişememiştir ama biz olumludan bakalım.
Çoğunluk ne yaptı, ona bakalım. Azınlıkta sorun çıktı, çıkabilir. Bunu halletmek için ne gerekirse yaparız ama çoğunluk bütün öğretmenlerim gerçekten büyük bir gayretin içerisinde oldu. Hepsine şükran borçluyuz. Çünkü bu dönem adaptasyon dönemi, zor bir dönem. Hiçbir becerinizin olmadığı bir konuda eğitim yapıyorsunuz, uzaktan eğitim ikinci ayın içerisinde, belki 10 sene uğraşsak kazandıramayacağımız dijital beceriler, ihtiyaçtan dolayı birdenbire oluşuverdi. İlginç bir şekilde yüz binlerce öğretmenin eğitim talep konusu değişti. Şimdi 500 bin öğretmenimize eylüle kadar ulusal ve uluslararası düzeyde sertifika vereceğiz.
"TÜM SENARYOLARI DEĞERLENDİRİYORUZ"
Bizim ekip olarak görevimiz; dünyada ve ülkemizdeki uygulamalara yönelik çalışma yapmak. Öyle çalışmalar yapıyoruz ki ekipten bazıları şunu söylüyor; 'buna da artık senaryo yazmayalım.' Ben de 'neden yazmayalım' diyorum. Biz en kötü senaryodan en kolay senaryoya kadar yapalım. Bunu daha sonra bilimsel bir makale olarak bile kullanabiliriz. Bu nedenle sorduğunuz ve onun dışındaki birçok senaryoya hazırlık var. Yani öğretim programı konusunda da hazırlıklar var. Genişletilmesi ve kritik kazanımları önceliklendirmek gibi hazırlıklar var. Okulların mekansal kullanımında acaba gruplar nasıl dönüşümlü olarak eğitim yapabilir, uzaktan eğitim buna nasıl katkı sağlar? Bütün bunlarla ilgili konuşuyoruz.
Fakat ayrıntı vermek istemiyorum. Çünkü herhangi bir senaryodan bahsedildiğinde hemen 'böyle yapılacak' diyorlar. Hayır öyle yapılmayacak. Biz buna günlük ve haftalık olarak bakıyoruz, o günkü duruma bakıp verileri yönettiğimizde neye gereksinimimiz varsa biz o senaryoyu hayata geçireceğiz. Bazen şu oluyor, bir senaryo bütünsel olarak değil de 'A senaryosunda şunlar, B senaryosundan bunlar' diye karma bir model uyguladık. O yüzden bütün bunlarla ilgili şunu bilmek lazım. Milli Eğitim Bakanlığı bu tür durumlara hazır mı? Biz üç günde üç televizyon kanalı açabiliyorsak Türkiye'nin gücünden bahsetmek lazım. Türkiye'nin bütün kurumları TRT, Ulaştırma Bakanlığının bütün altyapısı, diğer kuruluşlarımız seferber oldu. O yüzden rahatız. Bunu hepimiz yaptık. Birçok senaryoya göre hazırlık var. Problem nereye doğru evrilirse, biz onun tedbirini alma noktasında çok kararlıyız.
LGS TEDBİRLERİ NELER?
Hastanede tedavisi süren öğrencilerin sınava girmesi on sene önce de vardı, geçen sene de vardı. Bu yeni bir şey değil. 'Karantinadaki çocuğum, sınava girmek istiyor.' Bu yasal bir hak. Sanki biz bütün hastaları zorla sınava alıyormuşuz gibi bir şey var. Bu durumda olanların sayısı çok çok az. Az sayıda da olsa biz ayrı binada tedbiri almak zorundayız. Benim vatandaşımın bir talebi varsa Milli Eğitim Bakanlığı hukuka uygun olarak, hekimlerin tavsiyesine uygun olarak talebin gereğini yapmak zorundadır. Bunun tedbirlerini aldık, ayrı binaları oluşturduk, hiç merak etmesinler.
Okul sayısını 13 bin küsurdan, 18 bin küsurlara çıkarttık çünkü ortam rahat olsun istiyoruz. Bina sayısını arttırdık. Hiçbir zaman rehber öğretmen görevli olmazdı. 18 bin arkadaşımızı velilere destek olmaları için görevlendirdik. 148 bin civarındaki görevliyi çocuklarımıza birebir ilgilensin diye 353 bine çıkarttık. Bunun ötesinde çok fazla tedbirimiz var. Tüm senaryolara yönelik tedbirleri alıyoruz. Velilerin kaygısını aşan bir kaygıya sahip olmak zorundayız. Yığılma olsun istemiyoruz. Velilerimizin okul bahçesine alınmasını istemedik. O karmaşanın bir kaosa yol açmasını istemiyoruz. Okula gelen velilerimizin de bahçede bir yığılmaya neden olmasını istemiyoruz. Bakanlığımızın yürüttüğü bir süreç ama velilerimizin ve öğrencileri bize desteği lazım."