Çavuşoğlu, terör örgütleri YPG ile DEAŞ arasında anlaşma bulunduğunu, bunu da Türkiye’nin, müttefiklerine anlattığını ifade etti. Çavuşoğlu, YPG’nin daha fazla toprak kontrol etmek istediğini, özellikle kendilerine karşı çıkan Kürtleri ele geçirdiği yerlerden ayrılmaya zorladığını vurguladı. Sürgün edilen Kürtlerle görüşüp görüşmediklerini HDP milletvekillerine de sorduğunu, “Hayır.” yanıtı aldığını aktaran Çavuşoğlu, “Yani sadece YPG’yi destekliyorlar.” diye konuştu.
Suriye’de siyasi çözüme daha fazla odaklanmak gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Rusya’nın BM’de Suriye hakkındaki kimyasal silah kullanımı soruşturma teklifini reddetmesine yönelik değerlendirmesi sorulduğunda, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefonda konuştuğunu, Lavrov’un, Rusya’nın güvenilir uzmanların, kurumların yapacağı her soruşturmayı kabul edeceğini söylediğini aktardı. Çavuşoğlu, “Bence BM, en güvenilir kurum. Dolayısıyla Rusya, bunu veto etmemeliydi. Bunu yakında görüştüğümüzde kendisine de söyleyeceğim.” dedi.
İdlib'deki durumun sorulması üzerine Çavuşoğlu, gözlemcilerin gönderildiğini, buradaki işin kolay olmadığını ve Halep’ten açılan koridor sayesinde kente gelen radikal unsurların sivillerden ayrıştırılması gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, “Rejim ve destekçileri, ayrım yapmadan İdlib’i bombalarsa Halep’te olduğu gibi çok sayıda sivil ölür.” uyarısında bulundu.
DUYGUSAL DEĞİL GERÇEKÇİ OLMALIYIZ
Çavuşoğlu, “Siyasi çözüm konusunda İran ve Rusya, Esed’in kalmasından yana. Nasıl anlaşacaksınız?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Henüz bunu tartışmadık. Onlar bizim tutumumuzu biliyor, biz onlarınkini biliyoruz. Gerginliğin azaltılmasına ve sağlamlaştırılmasına daha fazla dikkat etmek gerekiyordu. Ayrıca bu, bize kalmış bir durum değil. Bu, muhalefetin, geçiş hükümeti sürecinde bulunacakların karar vereceği bir konu. Rejim ya da diğerleri, çalışmayı bunlar yapacak. Şimdi görüyoruz ki sadece Rusya ve İran değil, ABD, Fransa ve hatta Suudi Arabistan bile Esed konusunda daha esnek. Farklı görüşler bulunuyor ama duygusal değil, gerçekçi olmalıyız. Tüm grupları birleştirmeliyiz ama 7 yıl süren iç savaştan ve rejimin bir milyon sivili öldürmesinden sonra herkesi Esed çevresinde birleştirmek kolay görünmüyor. Bu iş o kadar kolay değil.”
Çavuşoğlu, Rusya için Esed’in Suriye’deki tek kişi olmadığını ama Moskova yönetiminin Esed’e ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Duruşlarımız belli. Aramızdaki yapılacak müzakerelerde kimin daha esnek olacağını göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, ABD’nin Irak’ta hata yaptığını, Suriye konusunda da YPG’ye destek vererek hata içinde olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, “Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorlar, bilmiyoruz. Federal bir ülke mi, birleşik bir ülke mi? Şu ana kadar YPG’yi özellikle Arap kent ve kasabalarından çekemediler. Münbiç, buna bir örnek. Obama, herkese söz verdi. Trump yönetimi sadece bize değil, Fransa ve koalisyondaki diğer müttefiklere Rakka’dan, YPG’yi operasyondan hemen sonra çekeceği sözünü vermişti. Şimdi birlikte çalışmaya devam edecekleri açıklamasını yaptılar. Burada ABD’nin samimi duruşunu görmemiz lazım.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri değerlendirmesinin istenmesi üzerine ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dost olduğunu, ABD yönetiminin iç sorunlarla uğraştığını belirterek, “Genel olarak bütün bu ikili sorunların üstesinden yapıcı diyalogla geleceğiz.” dedi.
GÜLEN'İN İADESİ
Terör örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi konusunda yeni gelişme olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Gülen’in 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğuna dair delilleri gönderdiğini hatırlatarak, “Eminim ABD, bizim gönderdiğimiz delillerden daha fazlasına sahip çünkü kendisi orada yaşıyor.” dedi.
FETÖ’nün, ABD kanunlarını ihlal ettiğine dair raporlar bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “İlginçtir ki bunlar hakkında hiç soruşturma yok. Bunlar ABD sistemine de sızmış durumda. Yerel çalışanlar sayesinde buradaki ABD misyonuna da sızmışlar. Bazıları tutuklandı. Metin Topuz bunlardan biri ama ABD’de her yere girmişler. Kongre’de, bakanlıklarda ve yargıda etkililer. Rıza Sarraf hakkındaki iddianameye baktığınızda FETÖ tarafından 17-25 Aralık 2013’te hazırlanan iddianamenin aynısı olduğunu görüyorsunuz yani bu dava FETÖ tarafından harekete geçirilmiş bir dava. Bu, kesin. Bütün bu iddianameler ve dosyalar burada uydurulmuş ve ABD’ye götürülmüştür. FBI’ın nasıl aldığını, kimin götürdüğünü biliyoruz.”
SARRAF NEREDE BİLMİYORUZ
Çavuşoğlu, iş adamı Rıza Sarraf’ın nerede olduğunun sorulması üzerine de şunları kaydetti: "İki nota verdik konuyla ilgili. İlki, avukatlarının görüşemediğine dair haberlerden hemen sonraydı. İkincisi, iki gün önceydi, ilkinden 6 gün sonra çünkü ilkinde cevap alamamıştık. İkinciden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı, büyükelçiliğimizi arayarak Sarraf’ın iyi ve güvende olduğunu söylemiş. Yerini söylememişler. Daha önce olduğu yerde değil. Başka bir yerde olduğu kesin. Ev hapsinde mi yoksa cezaevinde mi veya başka bir yerde mi, bilmiyoruz. Bizimle paylaşmadılar.”
Çavuşoğlu, Sarraf’ın ABD makamlarıyla iş birliği yapabileceğine yönelik iddialar konusunda endişeli olup olmadığına ilişkin soruya da “Neden endişeli olayım?” yanıtını verdi.
İddianamenin FETÖ ile irtibatlı kişilerce hazırlandığını tekrarlayan Çavuşoğlu, “Uydurma suçlamalar olursa tabii ki bizim de söyleyeceklerimiz olur.” dedi.
Çavuşoğlu, “Türkçede bir deyim vardır. Çiğ süt emmedim ki midem ağrısın. Halkbank’ın faaliyetlerinin hiçbiri de ABD ambargosunu ihlal etmemiştir” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL / AA