Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Washington DC merkezli düşünce kuruluşu 'Turkish Heritage Organization'ın internet üzerinden düzenlediği, 'Türkiye'nin Millî Savunma Stratejisi ve Bölgedeki Son Gelişmeler' başlıklı panele katılarak değerlendirmelerde bulundu.
Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin neredeyse 1800 kilometre sınırının olduğuna dikkati çeken Bakan Hulusi Akar, "Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi enerji denklemin dışında tutan enerji projeleri başarısızlığa mahkumdur. Biz bölgede barış ve istikrarın, diyalog ile başarılabileceğine inanıyoruz. Bizim ne Kürtler ile ne de diğer etnisitelerle bir sorunumuz vardır. Biz yüzyıllardır Kürtlerle birlikte yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz. Nasıl ki DEAŞ Müslümanları temsil etmiyorsa, PKK da Kürtlerin temsilcisi değildir. Kürtler bizim kardeşimizdir. Bizim tek mücadelemiz PKK/YPG ve diğer terör örgütleri iledir" ifadelerini kullandı.
Bakan Akar, Türkiye'nin sınırlarını ve vatandaşların güvenliğini korumak için Suriye'de 4 büyük operasyon yaptığını hatırlatarak, "Biz bu operasyonları azami dikkatle yaptık. Asla bir sivili, bir tarihi ya da dini mekanı ya da ortamı hedef almadık. Biz sivil, demokratik ve siyasi olarak birleşmiş bir Suriye istiyoruz. Aynı zamanda Türkiye, rejim ya da herhangi bir terör örgütünün kendisine yönelik saldırısına meşru müdafaa ile yanıt vermeyi sürdürecektir." mesajını verdi.
“BAĞIMSIZ VE EGEMEN BİR LİBYA”
Libya ve Türkiye'nin 500 yıllık ortak kültür ve tarihe sahip olduğunu belirten Bakan Akar, "Bizim Libya'daki temel hedefimiz, Libyalılar önderliğinde, tüm Libyalıları kucaklayan, toprak bütünlüğü ve ulusal birliğine dokunulmamış bağımsız ve egemen bir Libya'dır. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya, Fransa ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler siyasi çözümü desteklediklerini iddia ediyor ancak ne yazık ki Hafter'e silah ve askeri ekipman sağlamayı sürdürüyor. Bu dış destek, Libya'daki barış ve istikrarın önündeki en büyük engeldir" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Akar, Libya'da siyasi bir çözümü destekleyen tüm taraflar ile çalıştıklarını vurgulayarak Libya hükümetini desteklemeye devam edeceklerinin altını çizdi.
“TÜRKİYE VE ABD'NİN DAHA OLUMLU BİR YOLA GİRECEĞİNE İNANCIMIZ TAM”
Türkiye ve ABD'nin aralarındaki görüş farklılıklarına ve ilişkilerindeki iniş çıkışlara rağmen iki ülkenin birçok zorluğun üstesinden geldiğini anlatan Bakan Akar, "COVID-19 pandemisi, Türkiye-ABD ittifakı ve ortaklığının her zamankinden daha hayati önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Tehdit dili ve yaptırımların, müttefikler arasındaki farklılıklara işaret etmek için uygun yollar olmadığına inanıyoruz. Ancak Türkiye ve ABD'nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi daha olumlu bir yola gireceğine inancımız tamdır. Coğrafya kaderdir derler. Bizim durumumuzda bölgenin kaderi de Türkiye'ye bağlıdır. ABD'nin bunu fark edip küresel sorunlarla başa çıkmada Türkiye'ye başlıca bölgesel ortak olarak öncelik vermesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, FETÖ gibi 'demokrasi düşmanlarına' karşı demokratik yollarla mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirterek, "ABD makamlarını FETÖ'ye karşı somut adımlar atmaya ve FETÖ'nün iadesi taleplerimizi yerine getirmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
“ABD VE ULUSLARARASI TOPLUM ERMENİSTAN'I UYARMALIDIR”
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerginliğe de dikkati çeken Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Türkiye, Ermenistan'ın saldırganlığını kınamakta ve bu sorunun, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içerisinde barışçıl yollarla çözülmesini desteklemektedir. ABD ve uluslararası toplum, Ermenistan'ı bu tarz saldırılardan kaçınması ve bu sorunun çözülmesi için yapıcı bir yöntem benimsemesi için uyarmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.
“NATO TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİNİN MERKEZİNDEDİR, TÜRKİYE DE NATO'NUN”
Türkiye'nin neredeyse 70 yıldır NATO müttefiki bir ülke olarak Avrupa-Atlantik güvenliğine çok önemli katkılar sunduğunu anlatan Bakan Akar, "NATO Türkiye'nin güvenliğinin merkezindedir, Türkiye de NATO'nun. Türkiye, NATO'nun misyon ve operasyonlarına katkı sunan ilk beş ülke, NATO'ya finansal açıdan katkı sunan ilk sekiz ülke arasında yer alıyor. NATO'ya bağlılığımız sağlamdır ve üzerimize düşen sorumluluğu almaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Akar, NATO'nun değişen güvenlik ortamına göre başarıyla gelişim gösterdiğini ancak çok kutuplu bir dönemin de ortaya çıkmaya başladığını dile getirerek Çin gibi aktörlerin ekonomik ve askeri olarak çok öne çıktığını, Rusya’nın da önemli bir uluslararası aktör olduğunu vurguladı.
Türkiye-AB ilişkilerine dair de değerlendirmelerde bulunan Bakan Akar, "AB'ye üyelik bizim stratejik bir hedefimiz olmaya devam ediyor. AB ile kapsamlı ekonomik ilişkilerimiz var. Türkiye'nin AB ile ilişkileri kökleşmiş ve çok boyutludur. NATO üyesi olarak, Avrupa ve Transatlantik bölgesini etkileyen birçok sorunun çözümüne yönelik çabalara aktif olarak katkı sunuyoruz" dedi.
“TÜRKİYE F-35 PROGRAMININ SADECE BİR MÜŞTERİSİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA ORTAĞIDIR”
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'de savunma sistemlerinin ülke içi dizayn, geliştirme ve üretimine büyük önem yüklediklerini belirterek kendi kendine yetmeye odaklanıldığını ve bugüne kadar çok iyi sonuçlar elde edildiğini söyledi. ABD savunma endüstrisiyle yapıcı ve karşılıklı yararlı angajmanlara devam etmek istediklerini vurgulayan Bakan Akar, "İnanıyorum ki, Türkiye’nin daha gelişmiş bir ortak olarak katkı sunması kolaylaştırılırsa, Türkiye ve ABD'nin muhtemel iş birliği alanları gelecekte genişleyecektir" diye konuştu.
Bakan Akar, F-35 programına ilişkin ise "ABD hükümetinin F-35 programına ilişkin raporu gösterdi ki, Türkiye'nin programdan uzaklaştırılması, F-35 uçağının kritik parçaları, üretim takvimi ve maliyetin düşürülmesine ilişkin riskler doğurdu. Türkiye F-35 programının sadece bir müşterisi değil, aynı zamanda ortağıdır. F-35 teknolojisinin güvenliği, ABD için olduğu kadar Türkiye için de önemlidir. ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki herhangi bir kaygısını ele almaya hazırız" ifadelerini kullandı.