MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ilk olarak 13 Mayıs’ta partisinin grup toplantısında gündeme getirdiği af ısrarı sürüyor. Bahçeli, ‘ülke sevdalısı ve vatan kahramanı’ olarak nitelediği organize suç örgütü liderleri Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz’ı örnek göstererek dile getirdiği af çağrısını bir ay 20 gün içinde 4’üncü kez tekrarladı. İlk üçüne başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümetin tüm üyelerinin kesin bir dille kapıyı kapattığı çağrının dördüncüsünü de dün yapan MHP lideri “Teröristler, çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri hariç olmak üzere, kader kurbanlarına af çıkarılmasıyla ilgili kararlılığımız sürüyor” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ile konuyu görüştüğünü, Yıldırım’ın kendisine ‘karar sizin’ dediğinin sorulması üzerine Bahçeli, af çıkarılmasıyla ilgili vaat ve sözlerinin seçim beyannamelerinde de olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bu duruşumuzdan geri adımımız düşünülemez. Doğrudur, Sayın Başbakan’la af konusunu değerlendirdik. Parti olarak görüşümüzü paylaştık. Kendisi de bize düşüncelerini aktardı. Ama bizim aftan vazgeçtiğimize yönelik hiçbir ima, yorum veya açıklamamız olmadı. Partimizin TBMM’deki milletvekili sayısı belli. Bu şartlar altında tek başımıza bir af çıkarmamız mümkün değildi. Sayın Başbakan’a bu tespit ve somut durumu ilettim. Adalet ve Kalkınma Partisinin almış olduğu tavır ve tutumunu da kendi takdirleri olarak değerlendirdim. Sözlerim özet olarak buydu. Af konusu sosyal ve toplumsal bir ihtiyaçtır. Hükümet ‘Gündemimizde yok’ diyor, affı gündeme almak zor değil, bunun için sadece müşfik ve şefkatli bir teşebbüs yetecektir. Af çıkarılmalıdır, Türkiye önemli ve birikmiş bir sorununu bertaraf etmelidir” diye konuştu.
İLK YÖNTEM MECLİS: MHP lideri bahçeli’nin ısrarla gündemde tuttuğu af konusu seçimlere 19 gün kalan bir süreçte oldukça kritik ve zor bir ihtimal olarak görünüyor. Anayasaya göre af yetkisi TBMM’de. Bunun için Meclis Başkanı’nın acil gündemle toplantıya çağırması gerekiyor. Kısa sürede seçim için Türkiye’ye dağılmış tüm vekillerin TBMM’ye gelmesi ve yapıyacak oylamada da Meclis çoğunluğunun 5’te üçünü, yani 330’u bulması gerekiyor. MHP ve AK Parti’de 24 Haziran’da liste dışı kalan vekil sayısının çokluğu oylamada ‘küskün vekil’ etkisi gösterebilir. Ankara kulislerinde seçim öncesinde Meclis’te böyle bir riski almak istemiyor hiçbir taraf.
KHK İLE AF DÜZENLEMESİ: Meclis hamlesinin, yüksek riski nedeni ile uygulanmasının zor olduğunu düşünülüyor. Ancak, hukukçulara etik olarak doğru olmamakla birlikte hukuken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile hükümete verilen KHK yetkisine dayanılarak da af ilan etmek mümkün. Hükümetin KHK ile af ilan etmesi ise beraberinde büyük bir siyasi-sosyal tartışmayı da getirecek. Özellikle, şahsa karşı işlenen suçlarda uygulanması nedeni ile zaten tepki gösterilen af uygulamasına toplumdan destek bulmak iyice zorlaşacak.
ANAYASA MAHKEMESİ ETKİSİ: Af tartışmasında bir diğer kritik konu da kapsamı. Bahçeli her ne kadar ‘Tecavüzcüler, kadın katilleri kapsam dışı kalacak’ dese de anayasaya göre böyle bir ayırım neredeyse mümkün değil. Kamuyounda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen 21 Aralık 2000’de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit hükümetince ilan edilen afta da adli suçlular arasında ayırım yapılarak kapsam belirlenmişti. Ancak, kapsam dışı kalan diğer adli tutukluların itirazını haklı bulan Yüksek Mahkeme bunun anayasa ve yasaya aykırı olduğunu belirterek affın kapsamını genişletme yoluna gidince cezaevindeki neredeyse tüm adli suçlular serbest kalmıştı.
ÇAKICI'DAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A MEKTUP
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Ülke sevdalısı ve vatan kahramanı’ olarak nitelediği Alaattin Çakıcı, af tartışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yeni bir mektup kaleme aldı. Çakıcı’nın avukatı tarafından kamuoyuna açıklanan mektupta kendisini ‘muaf’ tutularak ‘af’ talep eden Çakıcı: “Sayın Cumhurbaşkanım beni sevmiyorsunuz, ben de sizi sevmiyorum” ifadeleri ile başlaması dikkat çekti. MHP lideri Bahçeli izin de “Bedenini ve ruhunu, ölçü devletin bekası ise hiç düşünmeden yanan kor ateşin içinde yeğleyen erdemli son Türkmen Beyine, ziyaretime geldiğinden dolayı kendilerine kalbi teşekkür eder saygılarımı sunarım” ifadelerini kullandı. Mektubunda “Ömrümde kimseye yalakalık yapmadım, sizden kendi adıma hiçbir şey istemiyorum” diyen Çakıcı şunları yazdı: “Ben öpülecek eli öperim, öpülmeyecek ele de tüküren bir adamım, kimseden rica dilemedim ömrümde, şu an kendi adıma hiçbir türlü af istemiyorum, çıkardığınız afta ‘Alaattin Çakıcı muaftır’ ibaresini yasal olarak ekleyiniz. Ama bu konuyla ilgili sizden rica ediyorum milletin önünde. Bürokraside rica, astın üste emridir, lütfen bu rica kelimesini yanlış anlamayın teşekkür mahiyetinde size rica ediyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Şu rahmet ayında anaların, babaların, çocukların ve annelerinin kapalı duvarlar arkasında aileleri için hasret ateşiyle yanıp kül olan bu insanları sevindirirsiniz, neden ilk turda seçimi kazanamayasınız. Rabbim iyi düşünüp kendine teslimiyet duygularıyla bağlı olanları yarı yolda bırakmaz. Eğer teslimiyetini Yüce Rabbime ise sizin kimseye ihtiyacınız yok.”
‘SENİ SEVMEM SEN DE BENİ SEVMEZSİN’
Alaattin Çakıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha önce de mektuplar yazmış, bu mektuplarında ve mahmekede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve dönemin Adalet bakanı Bekir Bozdağ’a tehditler ve hakaretler yağdırmıştı. Çakıcı’nın kesinleşen hükümlerinden biri de Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan aldığı mahkumiyet.
İşte Çakıcı’nın o mektupları;
1 Ocak 2017 / Çocuklar üzerinden tehditler
“Savaşın dışında Başkomutanım değilsiniz... Devlet Bahçeli’nin düne kadar sizi vatan hainliği ile suçladığını ne çabuk unuttunuz? Sürekli sizi hedef göstermesine rağmen bir herif gibi konuşamayan Adalet Bakanınız eliyle, koluyla, vücut diliyle, ses tonuyla saraydaki zarif harem ağalarına benziyor ve bu kişiyle ilgili işlem yapmıyor. “
“...Oğlunla ilgili bir lafı 15 Temmuz evveli söylemiştim, Konunun arkasında sen çıkarsan diye belirttiğim mahkeme zaptında bellidir... “...Ancak çocuklarınızla ilgili 15 Temmuz öncesinde bir laf etmiştim. Doğrudur. O günün koşullarında söylediğim sözümün arkasındayım.”
28 Ocak 2017 / Bahçeli’ye güvenirsen ayazda kalırsın
“Anayasa paketinin meclisten geçerek onay alması (ilk dört madde hariç) size verilen yetki 1876 1. Meşrutiyet yetkilerinden çok daha geniştir. Dilediğiniz zaman meclisi fesih edebiliyorsunuz. Bahçeli’ye güvenirseniz MHP oylarıyla ilgili ayazda kalabilirsiniz.”
2 MART 2017 / Şahsınıza saygı duymuyorum
“...Şahsınıza saygı duymuyorum... Mahkeme-i Kübra’da bile senden özür dilemem. Buradan nakil edilmememin arkasında sen varsın. KOAH’tan ölürsem sorumlusu sensin..”
5 MAYIS 2016 / BAŞBAKAN YILDIRIM’A AÇIK TEHDİT
“...Ülkemiz ve coğrafyamız bir ateş sürecinden geçerken tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin? AKP’de ondan kat kat onurlu milletvekilleri varken onlardan birini geçirmeniz gerekmez miydi? Beni sürekli ziyaret eden MHP İstanbul Milletvekili ‘Durmuş Ali Torlak’ bana bir mesaj iletiyor oğluma yapmış olduğu bir yanlışlık ile ilgili, Erzincan kaynaklı. Kendisine şöyle diyorum. Kendine çocuklarına dikkat etsin...