MHP liderinin konuşmasının satıbaşları şöyle:
"Bölücüler, bozguncular, vurguncular, yağmacılar peşinen heveslenmesin, heyecan yapmasın. Bunların alayını ikaz ediyorum. Ülkücü hareket yıkılmadıkça, Türk milletinin adı silinemez, anıları sökülemez. Bu kararlılığımız asla değişmeyecektir.
Terörle mücadele zor ve maliyetli bir süreçtir. Türkiye kanlı ve katil örgütün direkt hedefindedir. Sözde gelişmiş ülkeler terör örgütleriyle kapalı devre ilişki içindedir. Bombalı araçla gezen, mayın döşeyen, pusu kuran, kurşun sıkan caniler Avrupa'da baştacı edilmektedir.
Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra çağrılara kulak asmayan HDP'liler patır patır toplanınca AB büyükelçileri anında tepkilerini göstermiştir. HDP'ye sahip çıkmak, PKK'yı arkalamak için özgürlük değerlerini çarpıtmışlardır. HDP'li milletvekillerinin mahkemeye götürüldükleri gün Diyarbakır'daki saldırıda 11 kardeşimiz şehit olmuştu. Hiçbir medeni ülke bu hunhar eylemi görmedi. Şırnak'ta patlayan bombalarla ölen 2 yavruyu gören, önemseyen olmadı. AB yöneticileri, mazlumların acılarını bir kez paylaşmadı. Avrupa insanlıkta sınıfta kalmıştır. HDP'liler bir sıçramış, iki sıçramış kısmetlerinde ne varsa kaşıklarında çıkmıştır.
"BİZ BİZE YETERİZ"
Brüksel mahkemesinin PKK'yı silahlı mücadele yapan kepazeliği hiçbir gerçeği tersine çeviremeyecektir. Brüksel'deki saldırılardaki 38 kişinin ölümü, bu ülkede bir şeyi değiştirmemiştir: Katillerin eylem ve fikir ortakları Türkiye'ye her gün saldırmaktadır. Avrupa teklediğini ne zaman kabul ve idrak edecektir? HDP'lilerin tutuklandıktan sonra tehdit dolu mesajlar verenler önce kendilerine bakmalı. Ayakkabılarında Kandil tozu bulunanların HDP grubunda toplanmaları kendileri için normal olabilir ama Türk milletini bunu hoşgörmez. Bizim için gerçek şudur ki, ihanetin başı ezilmelidir. Bunun ortası yoktur. Brüksel'de ve diğer Avrupa başkentlerinde bebek katilinin posterlerini sallandırıp, PKK paçavralarını sallayanların HDP grubuna katılması teröre selam çakmaktır. Siyasi eşkıyalar AB'nin kanatları altındadır. Dostluk ve müttefik demek terör örgütlerin yardım ve yataklık demek değildir. Terör bir insanlık suçudur. Türkiye onun bunun ayarıyla ilkerinden vazgeçecek bir çakma devlet değildir. Onların bildikleri bizim unuttuklarımıza yetişemeyecektir. PKK'nın dümeninden tutup, HDP'nin çuvalına girenler tek gölge etmesinler, başka bir şey istemiyoruz. Avrupalı olma yolu Kandil'e çıkıyor, Türk düşmanlığında sabitleniyorsa, biz bize yeteriz.
"AB'NİN TERÖRLE MÜCADELEMİZİ ENGELLEME ÇABASI SORUNLUDUR"
AB Komisyonu'nun hazırladığı ilerleme raporları yayınlandı. Özellikle, hukukun üstünlüğü ve temel haklara ilişkin düzenlemelerin Avrupa standartına uygun olmadığı değerlendirilmektedir. İlerleme raporu yine tarafgir şekilde kaleme alınmıştır. Avrupalıların aklı hala çözüm sürecinde kalmıştır. İlerleme raporunda yargı bağımsızlığındaki kötüleşmeye dikkat çekilmiş, gazetecilerin tutuklanması eleştirilmiştir. Şu işe bakın, Türkiye'nin Terörle Mücadele Kanunu'nun Avrupa'yla uyumlu olmadığı iddia edilmiştir. Ülkemizin beka mücadelesi verdiği böyle bir zamanda, AB'nin terörle mücadelemizi engelleme çabası sorunludur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeme getirdiği düşünceleri bizim için önemlidir. Millet sözün sahibidir, müracat halinde vereceği hüküm kesin hükümdür. AB süreci uzayacak, müzakereler kızağa alınacaksa, milletin onurunu savunmak her vatanseverin seçeneği olmaldır. Türkiye gerekirse kendi yağında kavrulacak, kimseye el açmayacaktır.
KIBRIS MÜZAKERELERİ
AB İlerleme Raporu'nda milli davamız Kıbrıs konusuna da değinilmiştir. Kıbrıs'ta çözüm olarak neyin ima edildiği hala karanlıktadır. Yapılan görüşmelerin muhtevası sır gibi saklanmaktadır. BM gözetiminde 5 gün boyunca devam eden müzakerelerden sonuç çıkmamıştır. KKTC Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından, 4 başlığın ele alındığı, önemli ilerlemeler kaydedildiği anlaşılmaktadır. Harita konusunda muhtemel bir anlaşma olursa garantiler gözden geçirilebilecektir. Kıbrıs'ta Güzelyurt konusunda nasıl bir yol izleneceği, Karpaz'ın ne olacağı belirsizdir. Ada'daki askeri varlığımız da esrarını korumaktadır. Çözüm olsun diye Türkiye vatanını terk etmek yanlıştır, skandaldır. Kıbrıs'taki Türk toplumunun aleyhine yapılancak herhangi bir anlaşmanın itibarı olmayacaktır. Gizli kapaklı yapılan müzekerelerin ne getirip ne götüreceğini öğrenmek Kıbrıs Türklerinin en tabii hakkıdır. Rum tarafının toprak ve garantiler konusundaki taleplerinin karşılanması halinde federal devlet çatısı altında, 4 yıl Rum, 2 yıl Türk başkanlığı ileri sürülmektedir. KKTC Türk vatanıdır. Kıbrıs'ın tapusunu devrederlerse bunu açıklayamazlar. KKTC Cumhurbaşkanı tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. MHP bugün olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs müzekerelerini yakından izleyecektir. Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır.
ABD SEÇİMLERİ
Yeni başkan sandıktan çıkmıştır. ABD'nin 45'inci başkanı tüm bahisçileri, uzman yorumcuları, yeni yetme kaşifleri ters köşeye yatırmıştır. ABD yönetimindeki değişimin gözardı edilecek bir ülke değildir. Başkanlık değişimini kendi vatandaşlarından bile önemseyen, üzülen, anlam ve sonuç yükleyenler kaygı vericidir.
Seçimden bir gün önce yüzde 99 Hillary manşeti atan gazeteler tasnifini çoktan yapmıştır. Hüküm çabucak verilmiştir. İçimizdeki Clinton lobisinin çok istemesine rağmen Trump ipi göğüsledi. Clinton'ın seçilememesi, onunla tasarım hayali kuranları şoke etti. Seçmenlerin öfke ve korkularını harekete geçirip, kutuplaştırıcı siyaset yönetimi ABD'yi oldukça etkilemiştir. Bizim için ABD başkanının kim olduğu önemsizdir. Avarallerin kendi meselesidir. Bu şahsın nasıl bir siyaset izleyeceğiz, vasıf ve birikimleri olup olmadığıdır. Biz Trump'ın seçilmesiyle estirilen kötümserlik ve iyimserlik yaklaşımlarına mesafeli yaklaşıyoruz. Obama ve seleflerinden ağzımızın yandığından Trump'ı üflüyerek izliyoruz. Obama'nın 8 yılı beklentileri karşılamamıştır.
Trump'ın seçilmesiyle sokaklara dökülenler, okyanus ötesinin kriz eşiğinde olduğunu göstermektedir. ABD'deki demokratik normalleşmenin zamanla gerçekleşeceğini, bu ülkenin empati yapmasının yararlı olacağı inancındayım. Bizim yeni başkandan arzumuz FETÖ ile mücadelede Türkiye'ye destek vermesi Pensilvanya'daki haini iade etmesidir. Ortadoğu'da terör örgütleriyle kurulan sakat ilişkilerden vazgeçmesidir. Üçüncü olarak da ABD-Türkiye ilişkilerinin yeni baştan güçlendirilemesine katkı sunmaktır.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Anayasa konusunda inisiyatif almamız yalnızca türk milleti ve geleceğini korumak içindir. Hukuksuz bir devlet olmaz. Türkiye'nin adım adım feci akıbete ilerlemesini istemiyorsak tedbir almalıyız. Bizim meselemiz kimin ne olacağı değildir. 15 Temmuz'dan sonra bambaşka bir Türkiye vardır. Ağa girdikten sonra aklı başına gelen balık gibi olmayalım. Vakit varken Türkiye'nin önünü açalım.
Gayemiz 15 Temmuz gibi kalkışmalara mani olmaktır. Türk siyaseti ucuz hesap yapmadan, çatışma ve çekişmeye kapılmadan, ana meseleler çözüm getirmeye mecburdur. MHP daha önce açıkladığı kırmızı çizgilerine bağlı olma şartıyla, milleti ve ülkesi için her olumlu teşebbüse vardır. Her ağacı taşlamıyoruz, yalnızca Türkiye rahatlasın, huzur bulsun diyoruz.
AKP'nin anayasa hazırlık metni tarafımıza resmen iletilmiştir. Parti olarak kılı kırk yararak çalışma yapıyoruz. Üzerinde mutabık kaldığımız maddeleri Meclis'e getirmeyi umuyoruz. Sonrası TBMM'nin ve milletimizin muazzam iradesine kalmıştır. CHP naz etmemeli, geri durmamaldır. Kapıları açıksa buyursunlar kafa kafaya, el ele, gönül gönüle fiili açmazı giderelim. Türkiye'yi kamburundan kurtarmak için engelleri yıkalım, barikatları aşalım. Önyargısız bir araya gelirsek başaramayacağımızdan şüphem yoktur."
SORU-CEVAP
MHP lideri Bahçeli, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli şunları söyledi:
Her şeyi yerinde ve zamanında konuşmak gerekiyor. Sayın Başbakan'la görüşmelerimiz makul ve mantıklı gelmiştir. Kendi düşünceleri doğrultusunda hazırladıkları anayasa metnini MHP'ye bırakmıştır. Mehmet Parsak ve arkadaşlarının incelemesine göndererek, gözden geçirmeyi ve MHP düşüncelerini AKP'ye ulaştırmayı hedeflemektedir.
Bütün anayasa değişikliğini kapsamaktadır. Ancak bazı maddelere öncelik verilmesinde karara varılmıştır. AKP bir komisyon kurmak istiyorsa, biz de Mehmet Parsak Beyi görevlendiririz.
Metinde "cumhurbaşkanı" yazıyor.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Bey, AKP ile görüşmeye çağrıda bulundular. Karşılıklı kutuplaşma yerine Sayın Başbakan'la CHP liderinin bir araya gelip değerlendirmelerde bulunması ülkemiz için hayırlı olur. Konuşmakta yarar var.