Meksika, yaklaşık 20 yıldır uyuşturucu kartellerinin neden olduğu şiddet ortamıyla mücadele ediyor. Uyuşturucu kartellerinin kendi aralarında ve güvenlik güçleriyle girdiği çatışmalarda, 100 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ifade ediliyor. Kartellerin etkili olduğu, esrar, kokain, metamfetamin gibi uyuşturucu maddelerin yetiştirildiği bölgelerde, devlet otoritesi yok denecek kadar az, sokaklarda ceset görmekse sıradan. Bu ortam, Meksika’nın çeşitli bölgelerindeki insanları kendi öz savunma güçlerini kurmaya itiyor. Son zamanlarda ise bazı bölgeler bunu bir adım ileri taşıyarak bağımsız devlet gibi davranmaya başladı. Bunların başında ise avokado üretimiyle bilinen Tancitaro şehri geliyor. New York Times gazetesi, Meksika’ya giderek bu durumu yerinde inceledi.
Gazetenin haberinde, Tancitaro’nun, karteller tarafından kontrol edilen Michoacan bölgesinde adeta bir ‘vaha’ olduğu ifade ediliyor. Kendi kendini yöneten, silahlı savunma güçleri bulunan şehrin, etrafında gözetleme kuleleri bulunuyor. Tancitaro’da başlayan filli bağımsızlık akımı, ticaret merkezi olan Monterrey ve başkent Meksiko’ya yakın Ciudad Nezahualcoyotl’a da yayılmış. Tancitaro’daki isyanı ateşleyen, avokado bahçelerinin tehlikeye düşmesi olmuş. Devletin kolluk güçleri ve uyuşturucu kartelleri arasında yaşanan savaşın ardından, avokado üreticileri bölgelerini terk etme riskiyle karşı karşıya kalmış. Bunun üzerine halkta da başlayan silahlanma hareketini destekleyen avokado üreticileri, kartelleri kentten sürmüş ve kendi yönetimlerini kurmuş. Tancitaro’nun, günde bir milyon dolar tutarında avokado ihraç ettiği belirtiliyor.
Ancak bu durum, söz konusu bölgelerde dört başı mamur bir siyasi yapının olduğu anlamına gelmiyor. Şehir kartellerden kurtarıldıktan sonra halkın da dahil olduğu adalet ve yönetim kurumları oluşturmak için faaliyetlerde bulunan aktivist Cinthia Nieves, çabalarında başarılı olamadığını ifade ediyor. Bütün güç, şehrin belediye başkanında bulunuyor. Başkanın ise avokado bahçelerinin sahiplerinin tarafından seçtirildiği ve pratikte halka değil, onlara karşı sorumlu olduğu belirtiliyor.
SİLAH KİMDEYSE GÜÇ ONDA
Meksika’da ‘bağımsızlık’ ilan eden üç şehrin dışında da halkın silahlanıp öz savunma güçleri oluşturduğu birçok bölge bulunuyor. Bu bölgelerin, kartellerin faaliyet gösterdiği yerlere göre daha güvenli ve sakin olduğu belirtiliyor. Ancak madalyonun öteki yüzü de var. Şehirlerde güvenliği sağlayan silahlı unsurların denetimi mümkün değil. Bu kişiler, sadece kendilerine para ödeyenlere hesap veriyor. NY Times’a konuşan yerel halk, bu bölgelerde de uyuşturucu bağımlılığının ve intihar vakalarının artmasından şikeyetçi. Ayrıca yerel milislerin uyguladığı yönetim biçiminin, kartellerinkinden farklı olmadığı ifade ediliyor. Bölgedeki sistem, ‘silah kimdeyse güç onda’ şeklinde tanımlanıyor. Adaletin uygulanması ise milislerin keyfine kalmış durumda. Suç işleyenler, sokak ortasında dayak, öldürme ya da şehrin dışına atılma gibi yollarla cezalandırılıyor.