Başkent Buenos Aires’teki Arjantin Yahudi Derneği’ne (AMIA) 1994 yılında düzenlenen bombalı saldırıya dair soruşturmayı yürüten Özel Savcı Alberto Nisman'ın ölümünün ardındaki sır perdesi, olayın ardından bir yıl geçmesine rağmen aralanamadı. Arjantin tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçen AMIA saldırısı nedeniyle 85 kişi hayatını kaybetmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı.
Nisman, saldırıdan İran'ı sorumlu tutuyordu
Savcı Nisman, saldırıya dair 10 yıl süren bir soruşturma yürütmüş ancak saldırının arkasında kimlerin bulunduğu açıklığa kavuşturulamamıştı. Bombalı saldırıya dair kanıtların çoğu bilinçsizce ya da kasten kaybedilmiş ya da bozulmuştu. Bu nedenle saldırılarla bağlantısı olduğu gerekçesiyle kimse mahkum edilemedi. Arjantinli savcı, saldırının arkasında İran istihbaratının olduğunu ve bombalama eyleminin Hizbullah tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyordu. Nisman, İranlı üst düzey yetkililerin saldırıda rol aldığının ortaya çıkmasını engellediği iddiasıyla eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner hakkında 350 sayfalık bir rapor hazırlamıştı. Bu soruşturma sürecinde Nisman, iki ülke arasındaki ekonomik çıkarlar nedeniyle bir cezasız bırakma anlaşmasının yapıldığını açıklığa kavuşturan telefon kayıtlarına ulaştığını iddia ediyordu.
Alışverişten bahsetmişti
İddia edilen anlaşmaya göre İran Arjantin’e ucuz petrol satabilecek, Arjantin de İran’a tahıl ve silah satacaktı. Nisman yeni bulgularını açıkladıktan 4 gün sonra, suçlamalarını kanıtlarıyla kongreye duyurmadan bir gün önce ölü bulundu. Nisman, Kirchner’i AMIA saldırısının sorumlularının ortaya çıkarılması için 2013 yılında İran ile imzalanan anlaşmayı kullanarak İran yönetiminin saldırıdaki rolünün üzerinin örtülmesini amaçlamakla suçlayacaktı.
Savcı, Kirchner yönetiminin İranlı yetkililer hakkında çıkarılan kırmızı bültenin kaldırılması için kullanılan bir “Truva atı” gibi hareket ettiğini söylemişti. Saldırıya dair İranlı eski Savunma Bakanı Ahmed Vahidi, eski İstihbarat Bakanı Ali Fallahjiyan ve AMIA saldırılarının gerçekleştirildiği dönemde İran’ın Buenos Aires Büyükelçiliği’ni yürüten Mohsen Rabbani’nin aralarında bulunduğu 6 İranlı hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarıldı.
İntihar mı yoksa cinayet mi?
51 yaşındaki Nisman, geçen yıl 18 Ocak'ta kongredeki konuşmasına saatler kala Buenos Aires’teki evinin banyosunda annesi tarafından ölü bulunmuştu. Savcının, başında silahla tek el ateş edildiği açıklanmıştı. Nisman’ın intihar ettiği iddiaları sonrasında annesi Sara Garfunkel, silahın Nisman’ın omzunun altında bulunduğunu bu nedenle kendini öldürmüş olamayacağını söyledi.
Savcı Nisman’ın kardeşi Sandra Nisman’sa annesinden daha ihtiyatlı davranarak, Nisman’ın intihar mı ettiği yoksa intihara mı zorlandığı konusunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Soruşturma sırasında, Nisman’ın vücudunun ilk yardım ekipleri tarafından hareket ettirildiği yönünde çelişkili açıklamalar geldi. Garfunkel ise Nisman’ın evine girdiğinde her şeyin iki gün öncesindeki haliyle aynı olduğunu ve savcıdan önce eve kimsenin girmediğini söyledi. Nisman’ın ölümü sonrasında Kirchner hükümetinden gelen resmi açıklamalar, savcının intihar ettiği yönündeydi.
Yeni Devlet Başkanı Mauricio Macri olayın çözülmesini istiyor
Pazar günü Nisman’ın kızları Lara ve Kala Nisman’ı kabul eden Macri, olayın açıklığa kavuşturulacağı sözünü verdi. Arjantin’de 10 Aralık’ta resmi olarak görevine başlayan Macri, seçim kampanyası sürecinde İran ile yapılan anlaşmanın iptal edileceğini açıklamıştı. Nitekim 22 Aralık’ta Arjantin Federal Temyiz Mahkemesi de İran ile yapılan anlaşma hakkında son noktayı koyarak anayasaya aykırı olduğunu onayladı. Macri, geçtiğimiz günlerde de Eylül 2012’den günümüze kadar AMIA saldırılarına dair dosyaların bulunduğu devlet arşivlerinin kamuya açılacağını açıklamıştı.
Nitekim Savcı Nisman da İran ile 2013 yılında yapılan anlaşmaya dair müzakerelerin 2012 yılının Eylül ayında başladığını belirtmişti.
Ayrıca Nisman’nın ölümü sonrasında sürdürülen bir yıllık soruşturma kapsamında, tanıkların ifadeleri ve diğer arka plan bilgilerinden 9 bin sayfalık bir dosya oluşturuldu. Perfil adlı gazetede siyasi analiz yazıları kaleme alan gazeteci Gabriel Ziblat, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, şahsi olarak olayın aydınlatılabileceği ya da sorumluların bulunabileceği konusunda iyimser olmadığını söyledi.
Aralık ayı ortalarında Nisman davasını üstlenen Savcı Palmaghini’nin bulgularını beklemek gerektiğini vurgulayan Ziblat, hükümetin değişmesinin yeni bir umut ışığı olduğunu belirtti. Ziglat, "Her halükarda ulaşılabilecek en üst noktanın, sorumlular ortaya çıkarılmasa da ölüm nedeninin netleştirilmesi olacaktır diye düşünüyorum" dedi.
Tartışmalar sürerken hem 1994 yılında gerçekleştirilen AMIA saldırısı hem de saldırıyı soruşturan Savcı Nisman'ın ölümü gizemini koruyor.
BUENOS AIRES/AA