EROL METIN-KENAN BUTAKIN
Myanmar’da, Arakanlı Müslümanlar, tüm dünyanın gözü önünde katliama maruz kalıyor. İmdat çığlığının yükseldiği bölgeye ilk giden yardım kuruluşlarından biri olan Cansuyu Derneği’nin Arakan Yardımları Koordinatörü Bayram Numan Köksal, yaşanan dehşeti Karar’a anlattı. Ordu destekli Budist çetelerin Müslümanları hedef aldığını belirten Köksal, Arakanlı mazlumların köylerinin yakıldığını, kadın-çocuk demeden öldürüldüğünü aktardı. Köksal, çaresiz kalan Müslümanların boyunlarına sarılarak gözyaşı döktüğünü dile getirdi.
Kurban Bayramı’ndan bir hafta önce Arakan’a giderek nabız yokladıklarını ifade eden Köksal, yönetimin Müslümanların yaşadığı bölgenin resmi olarak ziyaret edilmesine izin vermediğini belirterek, binbir zorluklarla ablukayı aşarak mazlumlara ulaştıklarını anlattı. Müslüman halkın büyük bir tedirginlik içerisinde olduğunu söyleyen Köksal, “Bir Müslüman çocuğa ‘ismin ne?’ diye sorduğunuzda ismini söylemiyor. Yanındaki diyor ki:
‘Müslüman o. İsmini söyleyebilirsin.’ Böyle bir algı var. Batı’dan geldiysen mutlaka beni sömürmeye gelmişsin ama Türk bayrağını gördüğü zaman koşarak gelip sarılıyorlar” diye konuştu. Budist çetelerin Müslümanlara yönelik uyguladığı vahşetin izlerine tanık olan Köksal, gördüğü manzarayı şöyle anlattı: “Gerçekten paylaşılmayacak kadar kötü şeyler var. Budist çeteler, köylerde Müslüman aileleri tutuyorlar. Onların çocuklarına çukur kazdırıyorlar. Çocuklarıyla beraber aileleri çukura koyuyorlar. Ateş ediyorlar. Benzin döküp yakıyorlar ve üzerini toprakla örtüyorlar. Yer yer böyle vahşet izlerine rastladık. Engellemeler nedeniyle çok daha kanlı katliamların yaşandığı bölgeye gidemedik.”
Müslümanların kendi kaderlerine terk edilmiş durumda dikkat çeken Köksal, “Myanmar yönetimi, ‘Müslümanlar buranın insanı değil, onlar Bangladeş’ten gelen illegal göçmenler’ diyorlar. Böyle bir yalana başvuruyorlar. Kendi halkını da o şekilde yönlendiriyorlar. Gazetelerinde ‘terör örgütleriyle mücadele ediyoruz, sivillere zarar verilmiyor’ deseler de bu doğruyu yansıtmıyor. Şu anda bölgede ne kadar şehidimiz var bilemiyoruz. Net rakamlar yok. Çünkü vatansızlar, kimlikleri yok. Öyle bir topluluk düşünün ki dışarı çıkamıyorlar, sağlıktan yararlanamıyorlar. Eğitim hakları yok” ifadelerini kullandı.
Arakanlıların Bangladeş’ten ve bölgenin diğer ülkelerinden bir yardım beklentilerinin olmadığını kaydeden Köksal, “Bir el uzanacaksa bunun Türkiye’den uzanacağına inanıyorlar. İnsani yardımdan ziyade uzun vadeli çözüm bekliyorlar. İnsanların durumu gerçekten perişan. Etnik temizlik yapılıyor. Uluslararası insan hakları heyeti oluşturup bölge gidilmesi lazım” dedi.
ŞEHİR MERKEZLERİNDE MÜSLÜMAN KALMAMIŞ
Arakanlı Müslümanlara yardım götüren İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Sakarya Şube Başkanı Sebahattin Aydın da sadece 3 gün kalabildikleri bölgede yaşananları Karar ile paylaştı.
Aydın şöyle konuştu: “Arakan Sitwee’de yardım çalışmalarında bulunduk. Dikkatimizi çeken şey şehir merkezinde hiç Müslüman göremedik. 2012’de Rohingyaları (Arakan) kamplara toplamışlar. 100 bin civarında insanı kamplara almışlar. Bunun dışında şehir merkezi dışındaki köylere almışlar. Şehir merkezinde yüzlerde çok ciddi bir gerginlik huzursuzluk gördük. Sivil polisler yakınımıza kadar gelip bizleri rahatsız etti. Çektiğimiz görüntüleri aldılar. Biz daha oraya gider gitmez takibe alınmışız. Herkes bir şekilde polisle irtibatlı. Sitwee’de sosyal medyada Türkiye’den bir grubun geldiğini, sürekli yer değiştğirdiğimizi, Kurbanlık hayvan aldığımızı yazmışlar. Biz bayramın ilk günü hızlı bir şekilde bir Rohingya köyüne gittik ve yardım çalışmalarımızı yaptık. Bizi görenler hıçkırarak ağlamaya başladı. Namazda hutbe esnasında bütün cemaatin ağladığını gördük. 8 günlük bir sürede Arakan’da sadece 3 gün kalabildik. Daha fazla kalamadık çünkü kaldığımız otele polisler gelip gidip sürekli sorular soruyordu. Ardından da bölgeyi terketmemizi istiyorlardı. Buradaki problem biraz da etnik temelli. Ama Arakan bölgesindeki radikal Budist rahipler halkı kışkırtıyor. Bölgedeki tüm Müslümaların yüzünde bir acı ve beklenti var. Bölgeden kaçanlar Bangladeş’e doğru 3 gün aç kalarak yollara düşmüş. İlk kaçış noktaları Nahr nehri. Diğer yol ise dağ yolları..”