EROL METİN / ÖZEL HABER
ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim atmosferinde siyasi söylem olarak değerlendirilen vaatlerini bir bir yerine getirmesi Türkiye’de de endişelere neden oldu. Obama yönetiminin hataları nedeniyle Trump’ı yeni bir başlangıç için ‘kötünün iyisi’ olarak gören Ankara, özellikle terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD’ye desteğin sürmesinden endişeli.
Trump, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklayan kararnameyi imzaladı. Kanser tedavisi gören hastalar bile havaalanlarından geri gönderildi. Trump yönetimin bu kararı dünya genelinde büyük tepki gördü. Trump’ın tartışmalı vaatlerinden birini de Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması oluşturuyor. ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması ihtimali bölge ülkeleri gibi Türkiye’yi de rahatsız ediyor. Trump’ın yanlı tutumu yüzünden İsrail-Filistin arasındaki ihtilaf daha da derinleşiyor. Trump’tan cesaret alan İsrail yönetimi, Birleşmiş Milletler’e rağmen Filistin topraklarında yeni Yahudi yerleşim alanları kurma kararı aldı.
Ankara, Trump’ın Suriye’de ‘güvenli bölge’ projesine de şüpheyle yaklaşıyor. Türkiye’nin Suriye krizinin patlak verdiği ilk günden itibaren dile getirdiği insani amaçlı güvenli bölge talebiyle Trump’ın düşündüğü güvenli bölge projesinin birbirinden farklı olduğuna dikkat çekiliyor. ABD’nin yeni yönetiminin güvenli bölgeden kastının, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin kontrol ettiği yerlerin ‘özerk Kürt bölgesi’ ilan edilmesi olabileceği iddia ediliyor.
Pentagon’un Trump göreve başladıktan sonra IŞİD’le mücadele bahanesiyle ana omurgasını PYD’nin silahlı kanadı YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne zırhlı araç yardımında bulunması, ABD’nin Türkiye’nin PYD hassasiyetini görmezden gelmeye devam ettiğini gösteriyor. Trump’ın, eski Başkan Obama’nın PYD’yi kullanarak Rakka’yı IŞİD’den geri almak üzere terör örgütüne silah verilmesini içeren planı ‘zayıf ve eksik bulduğu’ gerekçesiyle rafa kaldırdığı iddiası, Türkiye açısından bir umut kapısını aralasa da ABD’nin yeni yönetiminin PYD’ye karşı tutumu henüz netleşmiş değil. Türkiye bu konuda bir süre daha ‘bekle-gör’ politikası izleyecek.
ABD’DEKİ İKTİDAR OYUNUNUN YANSIMASI
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur: 7 ülke vatandaşına Amerika’ya giriş izninin verilmemesinin temel sebebi dış güvenlik kaygılarından çok içerideki siyaset oyununda güç devşirme arayışı. Kudüs’le ilgili tartışma da yine Amerikan sistemi içerisindeki bu çatışmanın enstrümanı olarak muhtemelen gündeme gelecek. ABD’ye yönelik Obama döneminden kalma birikmiş bir tepki var. Bu bir süreçtir. Trump yönetiminden bazı konularda Türkiye’nin işine gelen bazı konularda Türkiye’yi rahatsız eden adımlar görebiliriz. Orada bir iktidar oyunu oynanıyor. Onun yansımaları var.
RUSYA İLE İLİŞKİLER BELİRLEYİCİ OLACAK
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu: Trump’ın PYD ve FETÖ meselesinde tavrı ne olacak? Bu her iki konu için de bir netlik göremedik ama bunu bir endişe olarak değerlendirmiyorum. Doğal bir süreç işliyor aslında. Henüz Suriye’ye ilişkin adımları atabilecek ortam oluşmadı. Neden böyle? Bir Astana süreci var. O süreçte Türkiye ve Rusya’nın aktif birlikteliğiyle yapılandırmaya çalıştıkları adımlar var. Burada Türkiye-Rusya ilişkisi kadar, Amerika-Rusya ilişkisi de sürece yansıyor. Nasıl bir Rusya ilişkisi geliştirecek Trump’la Amerika, bu netleştiği andan itibaren Türkiye-Amerikan ilişkileri açısından da daha net tablolar ortaya çıkacaktır.