Türkiye Cumartesi sabahına kara haberle uyandı. Ankara'da barış mitingine gidenlerin kontrol noktasına gelmeden beklediklere alana iki canlı bombanın yaptığı kanlı saldırıda 95 kişi hayatını kaybetti, 246 kişi yaralandı. Peki ulusal yasa neden olan saldırıyı hangi örgüt ya da kim üstlendi. PKK mı, DHKP-C mi, MLK-P mi yoksa IŞİD mi? Türkiye bu sorunun cevabını ararken, gelen haberler henüz net bir örgütü tarif edecek kadar güçlü değil. Ancak analizler belli örgütleri işaret ediyor.
Şüpheliler PKK, DEAŞ, DHKP-C
Başbakan Davutoğlu Ankara saldırısıyla ilgili yaptığı basın toplantısında olağan şüpheli örgütleri sıraladı. Davutoğlu, "Bu haince cinayeti işleyen kimse gereği yapılacak. Diyarbakır'da da Suruç'ta da suçlular yakalandı, Demirtaş yakalanmadı diyor yakalandı hukuka teslim edildiler. Hiçbir terör olayının üstü örtülmemiştir. Biz DEAŞ mevzilerini 23 Temmuz'da hedef aldık. Cezalandrıcı bir dil kullandık. 32 vatandaşımızın cinayetinin arkasında DEAŞ vardı cezalandırdık. Cezalandırmaya da devam edeceğiz. Dikkatleri farklı yere çekmek kimsenin işine yaramaz. Böyle bir saldırıyı yapma kapasitesine ait yapılar belli…. PKK, DEAŞ, DHKP-C… Soruşturma kapsamlı bir şekilde yürütülüyor" dedi.
Davutoğlu İstanbul ve Ankara'da birçok canlı bomba yakalandığını da söyledi.
PKK mı İŞİD mi?
Ankara'daki saldırıyı kim yaptığı dış basında da merak konusu oldu. Hollanda devlet televizyonunun internet sayfasında, Ankara Tren Garı yakınlarında meydana gelen ve 86 kişinin hayatını kaybettiği saldırı ile ilgili bir yorum yer aldı.
Hollanda devlet televizyonu muhabiri Lucas Waagmeester, bu sabah Ankara’daki Barış Mitingi'nde patlatılan Tiki bombanın arkasında kimin olduğunu söylemenin zor olduğunu belirtti. Saldırının kim tarafından yapıldığını söylemenin zor olduğunu belirten Waagmeester, PKK'nın daha önce de benzer bombalı saldırıları bulunduğunu, fakat mitingin Kürt hareketi yanlısı olduğunu da unutmamak gerektiğini ifade etti.
Seçimleri hedef alan çevreler Ankara'da bomba patlattı
Suriye'de Kürtlerle savaşan IŞİD'in de mitingi hedef almış olabileceğini belirten Waagmeester, buna karşın IŞİD'in Suriye sınırında bir eylem düzenlemesinin çok daha kolay olduğunu, örgütün Ankara'da böyle bir eylem düzenlemesinin ise zor olduğunu kaydetti.
Waagmeester, üçüncü bir ihtimal olarak “Üç hafta sonra genel seçimler yapılacak. Zaten stresli geçecek seçimde bir kaos ortamı yaratmak isteyen çevreler olabilir” diye konuştu.
Ankara'daki canlı bomba saldırılarını kimin yaptığı, aslıda bu kanlı eylemin kimin işine yaradığı sorusuyla da bağlantılı.
Kimin işine yarıyor?
7 Haziran seçimleri öncesinde gerçekleştirilen provokatif terör saldırılarından sonra 1 Kasım seçimleri öncesinde yine HDP ve çevresindeki grupların hedef alınması, akıllara şu soruyu getirdi: Bu eylemler kimin işine yarıyor?
Sıhhiye Meydanı'nda düzenlenmesi planlanan Barış Mitingi öncesinde Ankara Garı yakınlarında patlayan bombalar şu ana kadar 86 can aldı. Katliamda ayrıca yüzden fazla yaralı olduğu bildirildi.
Türkiye, 7 Haziran seçimleri öncesinde de bu tür provokasyonlara sahne olmuştu. 5 Haziran'da HDP'nin Diyarbakır mitinginde bombalı saldırı düzenlenmiş, ayrıca Adana ve Mersin'deki HDP binalarına çiçek içinde gönderilen zaman ayarlı bombalar patlatılmıştı. Şans eseri bu son olayda hayatını kaybeden olmamıştı.
Ayrıca seçimlerden sonra Temmuz ayında Suruç'ta gerçekleştirilen bombalı katliamda 34 kişi hayatını kaybetmişti.
Suruç ve Adana ile Mersin'de yapılan bombalı saldırıların faillerinin, PKK ve DHKP-C'nin eski militanları olduğu iddia edilmişti. Ankara'daki katliamda da canlı bomba kullanılması, saldırının bir terör örgütü tarafından düzenlendiği şüphesini artırıyor.
Silahların susmasını isteyemenler mi var?
"Silahlar sussun" şiarıyla yapılan bir mitingde bomba patlatılması, silahların susmasını istemeyen çevrelerin olduğunu gösteriyor. PKK, Suruç Katliamı'ndan sonra çatışmasızlık sürecini sona erdirerek Adana'da iki polis memurunu lojmana düzenlediği bir eylemle şehit etmişti. Ankara'daki katliamdan sonra örgütün nasıl bir tavır alacağı da ipuçları verecektir.
PKK hayranı kullanıcıdan bir gün önce tweet
Suruç katliamına benzer saldırı öncesi Twitter'da Pir Özan Abdal kullanıcı adıyla dün miting ile ilgili tweet'ler atan bir kullanacı bugün olacakları yazdı. PKK sempazitanı bu kişinin tweetleri örgütü işaret etti.
@AnatolyTodorov adıyla tweet'ler atan kullanıcı saldırının devlet tarafından düzenleneceğni ileri sürerek, yönlendirme yapmaya çalıştı.
Hesaptan atılan tweet'lerde Suruç ya da 1 Mayıs benzeri korkunç katliam olabileceği bilgisi dikkat çekti.
Twitter'da Pir Ozan Aptal (@AnotolyTodorov) isimli PKK yanlısı paylaşımlar yapılan hesaptan, "En korkunç ihtimal de, Suruç v2 olabilir. Olası bi bombalı eylem en büyük katliamlardan birine yol açabilir, bu gayet ihtimal dahilinde. Mitingin yasal olması katliamın siyasi çıkara dönüşmesine vesile olur, bu durum bile böyle bi saldırının ihtimalini arttırıyor" şeklinde öngörüler paylaşıldı.
Hesaptan ayrıca, "Yarın orada ölürsem, asla ve asla ülkesini sevmedi demesinler. Ben bu ülkeyi, Edirneden Ardahan'a kadar çok sevdim" şeklinde veda mesajı yayınlandı.
İşte o tweet'ler:
İşte Ankara'daki patlama anı:
En kanlı saldırı
Ankara Sıhhiye'de "Emek Barış ve Demokrasi" mitingine düzenlenen bombalı saldırı, Türkiye Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçti. 86 vatandaşın hayatını yitirdiği saldırı, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir katliama yol açtı.
Daha önce 2013 yılında Hatay Reyhanlı'da düzenlenen iki bombalı saldırıda toplam 52 kişi hayatını kaybetmiş, 146 kişi yaralanmıştı. Geçtiğimiz Temmuz ayında Suruç'ta meydana gelen saldırıda ise 34 kişi ölmüş, 100'den fazla kişi yaralanmıştı. 6 Eylül'deki Dağlıca saldırısında da, 16 asker şehit olmuştu.
2003 yılında İstanbul Şişli'deki Bet İsrael Sinagogu ile Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu'na, Beşiktaş'taki HSBC genel müdürlüğü ile Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na intihar saldırıları düzenlenmişti. Dört intihar saldırısında da bomba yüklü araçlar kullanılmıştı.
4 saldırgan dahil 57 kişinin öldüğü, 750'den fazla kişinin yaralandığı saldırılar sonrasında yürütülen soruşturma sonucunda, saldırıları El Kaide'nin Türkiye yapılanması çatısındaki Beyt el-İmam adlı örgütün gerçekleştirildiği tespit edilmişti.