Almanya’da 24 Eylül’de yapılacak federal genel seçimler yaklaşırken, Türkiye ile son dönemde yükselen gerilim, ülke gündeminin ön sıralarında yer almaya devam ediyor. Son iki günde de Alman siyasetçilerden üst üste Türkiye karşıtı açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, eşine yönelik tehditler nedeniyle, hiçbir kanıt göstermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçladı. Geçen günlerde Ludwigshafen kentinde seçim kampanyası çerçevesinde bir konuşma yapan Gabriel, diş hekimi olan eşinin muayenehanesindeki telesekretere tehdit mesajları bırakıldığını söylemişti. Alman bakan, önceki gün DPA haber ajansına verdiği mülakatta “Erdoğan’ın tarzı, belli ki bazılarını eşimi sıkıntıya sokmak, rahatsız etmek yönünde motive ediyor. Bir devletin zirvesi, kişilere yönelik böyle bir tavır sergilemeye başlarsa, bizzat kişileri rahatsız etme hakkını kendinde görenler de maalesef çıkabiliyor” şeklinde konuştu. Gabriel’den bir mesnetsiz iddia da 15 Temmuz darbe girişimi konusunda geldi: “Bir yıl önceki darbe girişimi kötüydü. Ama şimdi Erdoğan kendi darbesini yapıyor.”
‘İNTERPOL’Ü DEĞİŞTİRELİM’
Alman siyasetçilerin gündemindeki bir diğer konu da yazar Doğan Akhanlı’nın Türkiye’nin talebiyle İspanya’da İnterpol tarafından gözaltına alınması. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin muhalif bir ismi tutuklatmak için İnterpol’ü kullandığını öne sürerek “Benzer bir durumun gelecekte nasıl önleneceğini gözden geçirmeliyiz” dedi. Aynı gazeteye konuşan Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Sosyal Demokrat Boris Pistorius ise “Interpol’ün self servis bir işletme olmadığını” söyledi, teşkilatın ve suçluları teslim etmesi talep edilen ülkelerin çok daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grubu İçişleri Sözcüsü Burkhard Lischka da Interpol’ün Türkiye’den gelen her talebi özenle incelemesi ve uygulanıp uygulanmayacağını saptaması gerektiğini ifade etti. Alman vatandaşı yazar Doğan Akhanlı cumartesi günü tatil için gittiği İspanya’da gözaltına alınmış, ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
‘NATO’DAN AYRILABİLİR’
Öte yandan iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik’in Dış Politika Sözcü Yardımcısı Kiesewetter, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışındaki malvarlığının dondurulması önerisinde bulundu. Hem Almanya’nın, hem de AB’nin bu yaptırıma başvurabileceğini söyleyen Kiesewetter, turizm konusunda da ortak bir tutum izlenebileceğini ifade ederek, Avrupalılara Türkiye’de tatil yapmama çağrısında bulundu, Kiesewetter ayrıca Türkiye’nin Batı’ya sırtını döndüğünü öne sürerek “Türkiye orta vadede NATO’ya veda edebilir. NATO’nun değerleri, ayaklar altına alındı” dedi. Alman vekil, gurbetçilerin de Erdoğan’a karşı koymak için cesaretlendirilmesi çağrısını yaptı.lmanya’da 24 Eylül’de yapılacak federal genel seçimler yaklaşırken, Türkiye ile son dönemde yükselen gerilim, ülke gündeminin ön sıralarında yer almaya devam ediyor. Son iki günde de Alman siyasetçilerden üst üste Türkiye karşıtı açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, eşine yönelik tehditler nedeniyle, hiçbir kanıt göstermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçladı. Geçen günlerde Ludwigshafen kentinde seçim kampanyası çerçevesinde bir konuşma yapan Gabriel, diş hekimi olan eşinin muayenehanesindeki telesekretere tehdit mesajları bırakıldığını söylemişti. Alman bakan, önceki gün DPA haber ajansına verdiği mülakatta “Erdoğan’ın tarzı, belli ki bazılarını eşimi sıkıntıya sokmak, rahatsız etmek yönünde motive ediyor. Bir devletin zirvesi, kişilere yönelik böyle bir tavır sergilemeye başlarsa, bizzat kişileri rahatsız etme hakkını kendinde görenler de maalesef çıkabiliyor” şeklinde konuştu. Gabriel’den bir mesnetsiz iddia da 15 Temmuz darbe girişimi konusunda geldi: “Bir yıl önceki darbe girişimi kötüydü. Ama şimdi Erdoğan kendi darbesini yapıyor.”
‘İNTERPOL’Ü DEĞİŞTİRELİM’
Alman siyasetçilerin gündemindeki bir diğer konu da yazar Doğan Akhanlı’nın Türkiye’nin talebiyle İspanya’da İnterpol tarafından gözaltına alınması. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin muhalif bir ismi tutuklatmak için İnterpol’ü kullandığını öne sürerek “Benzer bir durumun gelecekte nasıl önleneceğini gözden geçirmeliyiz” dedi. Aynı gazeteye konuşan Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Sosyal Demokrat Boris Pistorius ise “Interpol’ün self servis bir işletme olmadığını” söyledi, teşkilatın ve suçluları teslim etmesi talep edilen ülkelerin çok daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grubu İçişleri Sözcüsü Burkhard Lischka da Interpol’ün Türkiye’den gelen her talebi özenle incelemesi ve uygulanıp uygulanmayacağını saptaması gerektiğini ifade etti. Alman vatandaşı yazar Doğan Akhanlı cumartesi günü tatil için gittiği İspanya’da gözaltına alınmış, ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
‘NATO’DAN AYRILABİLİR’
Öte yandan iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik’in Dış Politika Sözcü Yardımcısı Kiesewetter, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışındaki malvarlığının dondurulması önerisinde bulundu. Hem Almanya’nın, hem de AB’nin bu yaptırıma başvurabileceğini söyleyen Kiesewetter, turizm konusunda da ortak bir tutum izlenebileceğini ifade ederek, Avrupalılara Türkiye’de tatil yapmama çağrısında bulundu, Kiesewetter ayrıca Türkiye’nin Batı’ya sırtını döndüğünü öne sürerek “Türkiye orta vadede NATO’ya veda edebilir. NATO’nun değerleri, ayaklar altına alındı” dedi. Alman vekil, gurbetçilerin de Erdoğan’a karşı koymak için cesaretlendirilmesi çağrısını yaptı.
REFERANDUMDAN İNTERPOL’E 4 AYDA 6 KRİZ
1- Yasak furyasını Almanya başlattı. 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumunun kampanya sürecinde Türk bakanların Avrupa’daki gurbetçilerle buluşması engellenmişti.
2- 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü subayların iltica taleplerine yeşil ışık yakan Almanya, Türkiye’nin gönderdiği 4 bin 500 terör şüphelisinin dosyası hakkında her hangi bir işlem yapmadı.
3- Türkiye, Alman parlamenterlerin İncirlik Üssü’ndeki unsurlarını ziyaret etmesine izin vermedi. Üsten çekilme kararın alan Berlin, önceki gün taşınma işlemlerini bitirdi. Benzer bir kriz de Konya’daki NATO üssünün ziyareti konusunda çıktı. Bu konu NATO’nun devreye girmesiyle çözüme kavuştu. Alman yetkililerin, NATO bünyesinde Konya üssünü ziyaret etmesi konusunda uzlaşma sağlandı.
4- Alman polisi, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) mensuplarının evine baskın düzenledi. Soruşturmanın gerekçesi imamların Almanya’daki FETÖ’cüler hakkında bilgi topladığı iddiası.
5- Büyükada’da 5 Temmuz’da yapılan toplantıya baskın düzenlendi. Gözaltına alınan 10 kişiden 8’i cezaevine gönderildi. “Casusluk” ve “terör örgütüne yardım” suçlamalarıyla yürütülen soruşturmada Alman vatandaşı olan insan hakları savunucusu Peter Steudtner de tutuklandı.
6- 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygunu nedeniyle hakkında Türkiye’de açılmış dava bulunan Alman vatandaşı yazar Doğan Akhanlı, tatil için gittiği İspanya’nın Granda kentinde İnterpol tarafından gözaltına alındı. Bu olay krizin son halkası oldu.
‘ERDOĞAN’IN MUHALİFLERİYLE ÇALIŞMALIYIZ’
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, “Erdoğan ile aynı tarafta yer almayanlarla sıkı bir işbirliği yapılması gerektiğini” söyledi. DPA ajansına konuşan Gabriel, “Türkiye’nin yarısından fazlasının Erdoğan’ı desteklemediğini ve demokrasiden yana olduğunu” da iddia etti. İnanıyorum ki Türkiye’de de birçok insan Avrupa ve Almanya’nın, Türkiye’de demokrasiyi desteklemesini ve öylece seyirci kalmamasını istiyor” diye konuşan Gabriel, Almanya’nın referandum sürecindeki yasakları ile başlayan krizden de Türkiye’yi sorumlu tutarak Erdoğan’ın iki ülke arasındaki tarihi dostluğa gölge düşürdüğünü öne sürdü.
AB DE TOPA GİRDİ: POLİTİKAMIZ DEĞİŞECEK
AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Doğan Akhanlı’nın gözaltına alınmasının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gurbetçilere “Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin” çağrısının ardından AB’nin Türkiye’ye yönelik politikasının değişmesi gerektiğini söyledi. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine mülakat veren Hahn, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ulusal seçime karışması ve sözde siyasi rakiplerinin teslim edilmesi yönünde çaba göstermesi kabul edilemez. Üye ülkelerin bu tavrın ne gibi stratejik sonuçları olacağını tartışmasının vakti geldi. Ankara, Avrupa’dan uzaklaşan rotasından dönmeye niyetli değil” dedi.