Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa'nın Dağlık Karabağ'daki Ermeni yönetimini tanıma önerisine sert tepki gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Fransa Senatosu, kabul ettiği tasarı kapsamında hükümete Dağlık Karabağ'ı resmi olarak tanımayı önerdi. Bu öneri birçok ülke tarafından tepki çekerken ulusa sesleniş konuşması yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuyla ilgili eleştirilerde bulundu.
"BU SAVAŞ BİZİM ŞANLI ZAFERİMİZDİR"
Gururlu olduklarını vurgulayan Aliyev, "Bu savaş bizim şanlı zaferimizdir. Bizim görevimiz Ermeni faşizminin bir daha bu bölgede yükselmesini önlemektir. Fransız parlamentosunun bizim meselemizle ne ilgisi var? Fransa kaç yıldır Minsk Grubu'nun eşbaşkanlığını yapıyorsun? Elini taşın altına koydunuz mu? Bir sorunu çözmek için pratik bir adım attınız mı?" ifadelerini kullandı.
Aliyev, "Şimdi sorun çözüldükten sonra neler olduğuna bakın. Fransız Senatosu, Dağlık Karabağ'ı tanıyan bir kararı kabul etti. Onlardan hoşlanıyorsanız, savaş sırasında demiştim, Marsilya şehrini verin, adını değiştirin, orada ikinci bir devlet kurun dedim. Ama bizim işimize kimse karışamaz" şeklinde konuştu.
Aliyev açıklamalarının devamında, "Dağlık Karabağ sorunu teriminin bittiğini bir kez daha söylemek istiyorum. Bu terimin dillerde olmasını tavsiye etmiyorum. Ancak tarih söz konusu olduğunda, terim elbette kullanılabilir" dedi.
NE OLMUŞTU?
Fransa Senatosu, Paris hükümetini sözde 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni tanımaya çağıran tavsiye niteliğindeki kararı oylamaya sunmuştu. Herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan önergenin oylamasında 305 senatör evet oyu kullanmış ve hükümete, sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin tanınması tavsiyesi verilmişti.
AZERBAYCAN LAÇIN'A GİRDİ
Öte yandan Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Rusya'nın ara buluculuğunda imzalanan ateşkes anlaşması gereği, Azerbaycan ordusunun Laçın'a girdiği duyuruldu.
Ermenistan sınırında bulunan Laçın, Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında tek yol olan ve "Laçın koridoru" diye isimlendirilen yolun stratejik önemi dolayısıyla 1990'lı yıllardaki savaşta Ermeni güçlerin ilk hedeflerinden biri olmuş ve 18 Mayıs 1992'de işgal edilmişti.