Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Manisa İl Kongresi'nde konuştu.
Burada önemli açıklamalarda bulunan Ali Babacan, yeni ekonomi yönetiminin işbaşına gelmesi, Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun aldığı faiz artırımı kararıyla, finansal istikrar merkezli sadeleştirme politikası sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'acı reçete' mesajını hatırlatarak, iktidara sert sözlerle yüklendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tepkisinin ardından, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluklarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Bülent Arınç'ın istifasını da hatırlatan Babacan, "Hani diyorlar ya dava dava diye o dava dedikleri şahsi beka davasıymış. Sırf iktidarda kalmak için yola birlikte çıktıklarını yolda karşılaştığı bir kişiye adeta harcattı. Sayın Erdoğan yola birlikte çıktığınız arkadaşlarınızdan acaba kaç kişi kaldı yanınızda? Kutlu dava dedikleri şey iktidarda kalma davasıymış" sözlerini kaydetti.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Ülkemiz siyasi tarihinin oldukça sorunlu zamanlarından geçiyor. Kimin nereyi yönettiği belli olmayan nasıl yönetildiği anlaşılmayan bir devlet iradesi var şu anda. Geçtiğimiz günlerde hazinenin başındaki akraba sosyal medya hesabından istifa mektubu yayınladı. Önce 24 saatlikten fazla bir sessizlik oldu. Yabancı basında bile haber oldu ama Türkiye'deki yandaş basın sus pus, devleti yönetenler sus pus, kayınpederden de ses çıkmadı. Bu arada Merkez Bankası'nın başkanı da değişti.
BAHÇELİ'YE SERT SÖZLER
Şu anda iktidarda olan partinin kurucularından birisi, bir TV programında hukukla ilgili bazı düşüncelerini ifade etti. Muhtemelen bu bakanların değişmesinden sonraki ortamda yeni bir iklim olacağı ümidiyle bazı sözler ifade etti. İnsan hakları ile, hukukla ilgili içten, samimi sözler. Bir baktık önce küçük ortak hemen saldırdı ama ne laflar. Biliyorsunuz bu iktidarın küçük ortağı bayağı farklı şeyler söylüyor, konuştuğu kelimeleri biz ağzımıza alamıyoruz, çünkü edebimiz uygun değil, seviye yerlerde. Bir de nasıl bağırıyor konuşurken, halbuki bu mikrofonu icat etmişler değil mi?
'DAVA DEDİKLERİ ŞAHSİ BEKA DAVASIYMIŞ'
Bir gün sonra ise Sayın Erdoğan hiddetle bu kurucu ismi canlı yayında adeta fırçaladı. Anlıyoruz ki küçük ortak ne diyorsa o. Hani diyorlardı ya dava dava diye o dava dedikleri şeyin hepsi meğerki şahsi beka davasıymış. Birlikte yola çıktığı 40 yıllık arkadaşlarını küçük ortağın hakareti ile harcayıverdi. Sırf iktidarda kalmak için yola birlikte çıktıklarını yolda karşılaştığı hem de daha birkaç sene öncesine kadar kendisine ağır hakaretler eden bir kişiye adeta harcattı.
ERDOĞAN'A: YOLA ÇIKTIĞINIZ ARKADAŞLARINIZDAN YANINIZDA KİM KALDI?
Sayın Erdoğan yola birlikte çıktığınız arkadaşlarınızdan acaba kaç kişi kaldı yanınızda? Şöyle bir sağınıza, solunuza, arkanıza, önünüze dönüp bakın kim kaldı yanınızda. Lafa gelince "Yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımıza değişmedik" diyorsunuz ama bakıyoruz ki 40 yıllık yol arkadaşınıza önce küçük ortağın hakaret etmesine göz yumuyorsunuz, arkasından da siz sert ifadelerle yüklenebiliyorsunuz. Bu ilkesizlik olmasa bile en azından vefasızlık. Kutlu dava dedikleri şey iktidarda kalma davasıymış.
'HER GEÇEN GÜN FAKİRLEŞİYORUZ'
Şu anda ülkemizin ekonomisi son 20 yılın en kötü seviyesinde. Her geçen gün fakirleşiyoruz. Vatandaşımız kirasını ödeyemiyor, çocuğuna harçlık veremiyor, pazardan alışveriş yapamıyor. Ama onlara diyor ki, yokluğa karşı 'sabredeceksiniz' diyor. Vatandaşımıza sabır tavsiye edip kendilerine gelince Cumhurbaşkanlığı bütçesini tam yüzde 28 artırıyorlar. 2021 şu anda görüşülen bütçede artış 2020'ye göre yüzde 28. Sabit gelirliye, emekliye, memura zam yapılacağı zaman tahmini enflasyon neyse onun üzerine çıkmıyorlar. Yılın başında göreceğiz memura, emekliye ne kadar zam vereceklerini.
'ARTIK RAKAMLARI MAKYAJLAMAYI BIRAKIN'
TÜİK verilerine ne kadar inanacağız? Bugün yine büyüme rakamı açıklandı; yüzde 7 küsür. Esnaf 'İşler berbat diyor, kiramı, borcumu ödeyemiyorum' diyor, bugün TÜİK çıkmış yüzde 7 küsür büyüme açıklıyor. Kimi inandıracaksınız buna ya? Artık rakamları makyajlayıp durmayı bırakın. Bakın bu makyajlı rakamlar yüzünden çok ciddi güven kaybediyorsunuz. Bu ekonomiyi artık siz düzeltemezsiniz çünkü temelde güven vardır. Böyle bir ortamda ekonominin büyüdüğüne inanan var mı?
'ESAS BİZ SİZE ACI REÇETEYİ YAZALIM'
Halka gelince 'acı reçete'ye hazırlanın diyorlar ama kendilerine gelince acı reçete yok. Yüzde 28 bütçe artışı var ama madem acı reçete diyorsunuz vatandaşa ben asıl size bir acı reçete önereceğim şimdi. Bu acı reçete ile neler yapabilirsiniz?
Mesela vatandaştan acı reçete istemeyin önce siz bir uygulayın ki vatandaştan bunu isteyecek yüzünüz olsun. Şu andaki hükümete acı reçete çağrım:
-Önce hukuk, anayasa ve kanunlara bağlı kalın sonra hemen tasarruf. Hani diyorlar ya "İtibardan tasarruf olmaz" olur olur bal gibi olur. Şu önce yurt içi yurt dışı seyahatlerinizde en azından uçak sayısını bir azaltın bakın nasıl tasarruf oluyor.
-Ardından Kamu İhale mevzuatını bir değiştirin.3-5 yandaş şirketi zenginleştiren ihale usulüne bir son verin. Şeffaf ihale sistemi ile kamuya mal ve hizmet alımında yandaşlarınızın değil vatandaşlarımızın kar etmesini sağlayın. Dünyanın tasarrufu yapılır.
-Kanal İstanbul gibi rant projelerine de bir son verin. En azından bir erteleyin.
-Varlık Fonu'nu derhal kapatın. Zaten siz kapatmazsanız biz gelir gelmez kapatacağız onu.
-Tüm kurum ve kuruluşları derhal Sayıştay denetimine açın.
Merkez'in rezervlerini eksiye düşüren, bu milletin biriktirdiği ne varsa tüketen sizsiniz. Acı reçete diyecekseniz önce bir kendiniz uygulayın. Öyle yakın akrabayı ortadan kaybetmekle, üç-beş adamı değiştirmekle siz enflasyonu düşüremezsiniz, bu ekonomiyi büyütemezsiniz."
ERDOĞAN'IN 'ACI REÇETE' MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni reformlar ve atılımlar için hazırlıklar yapıyoruz. Milletimizin geleceğe güvenle bakabilmesi için bugün almamız gereken tedbirler neyse onları hayata geçirmekten kaçınmıyoruz. Şu aşamada bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız. Dün yapılan faiz artırımı kararını bu çerçevede değerlendiriyoruz. Asıl hedefimiz enflasyonu en kısa sürede önce tek haneli rakamlara ardından orta vadeli hedeflerimizdeki seviyeye düşürerek faizlerin de buna uygun şekilde aşağı inmesini temin etmektir. Bunu başardığımızda, kurun da istikrara kavuşacağına düşünüyorum. Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır. Aksi halde sürekli bu tartışmaları yaşamak ve bu bedelleri ödemek zorunda kalacağız” demişti.