DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1. Olağan Çankırı İl Kongresi'nde konuştu.
Babacan, partisine yönelik eleştirilere cevap verdi, şu ifadeleri kullandı: "Siz gemiden indiniz" diyorlar. Yine yanılıyorlar. Biz hiçbir zaman mafyayla, çetelerle, 28 Şubatçılarla, vesayet kalıntılarıyla aynı gemiye binmedik. Sizin geminizin dümeninde küçük ortak oturuyor, rotayı da küçüğün küçüğü ortak çiziyor. İşte sizin reislik yaptığınız gemi bundan ibarettir. Bu geminin yolu da yol değildir.
Türkiye Varlık Fonu'nun kurulmasına bir kez daha tepki gösteren Babacan "Varlık Fonu'nun kurulmaması için direndim, çünkü niyetlerini biliyordum. Ortada varlık yok ama fonu kurdular. O fon, şu an 64 milyar lira borca batmış durumda. Yanlış adamlar ve yanlış adımlar yüzünden ekonomimiz dibe vurdu. Yetmedi, Merkez Bankası'nı borca soktular. Bir ülkenin Merkez Bankası borçlu olur mu?" diye konuştu.
Babacan'ın açıklamaları şöyle:
"Büyük ortağın öyle bir prangaları var ki, küçük ortaktan izin almadan tek kelime edemiyor. Yolda karşılaştığı küçük ortağın keyfini kaçırmamak için, yola birlikte çıktığı 40 yıllık arkadaşlarını terk ediyor. Bir de bize ‘Siz gemiden indiniz’ diyor. Yine yanılıyorlar. Hatırlatalım, iktidarın üçüncü ortağı daha geçen hafta ne dedi? ‘Geminin rotasını biz çiziyoruz’ dedi. Biz, 28 Şubat karanlığının destekçisi olan bu ortağın rotasını çizdiği gemiye hiçbir zaman binmedik ki!
Hiçbir zaman, mafyayla, çetelerle, 28 Şubatçılarla, vesayet kalıntılarıyla aynı gemiye binmeyiz. Biz, bu ülkenin dürüst, namuslu, işini iyi yapan insanlarıyla, fedakar gençleriyle, kötü yönetimin yükünü yıktığınız esnafla, çiftçiyle, işçiyle aynı gemideyiz. Haksızlığa uğrayanlarla aynı gemideyiz. Siz hangi gemide olduğunuzun farkında mısınız? Sizin geminizin dümeninde küçük ortak oturuyor, rotayı da küçüğün küçüğü ortak çiziyor. İşte sizin reislik yaptığınız gemi bundan ibarettir. Bu geminin yolu da yol değildir.
"BİZ DOĞRU YOLDAN SAPMADIK"
İzlediğiniz rota memleketi 1990’ların karanlığına götürür. Bu rota toplumu ayrıştırır, kutuplaştırır. Bu rota ülkeyi yalnızlaştırır. Bu rota halkı yoksullaştırır. 2015 ve 2018 seçimlerinde iktidar partisine gönül veren vatandaşlarımız size bu desteği, tutup da rotayı 28 Şubatçılara çizdirin diye vermedi ki. Geminin dümenine başkasını oturtun diye size oy vermedi ki.
Yılmayacağız. Bizi yıldıramayacaklar. Doğruları anlatmaya devam edeceğiz. Çünkü doğruları anlatmayı, toplumsal ve ahlâkî sorumluluğumuz görüyoruz. Onların rahatları kaçsa da, kulaklarını kapatsalar da, ders almak istemeseler de anlatmaya devam edeceğiz. Gerçi ‘Bana ders vermeye kalkıyor’ diyorlar ama bakıyoruz gizli gizli bizden kopya çekiyorlar. Biz, yaptıkları bunca hatadan sonra, utanıp da geri dönemedikleri o doğru yolun yolcularıyız. Biz doğru yoldan sapmadık. İlkelerimizden, değerlerimizden sapmadık.
"AKILLARI, FİKİRLERİ BU..."
Tüm dünya pandemiyle boğuşurken, bugünkü iktidarın aklı fikri manipülasyona çalışıyor. Yüzbinlerce insanımızın hastalanmasına adeta göz yumdular. Şimdi de belli saatlerde ve günlerde sokağa çıkma kısıtlaması getirdiler. Uzmanlar ‘Bir süre tam kapanma şart’ diyor ama yapamıyorlar. Hazineyi boşalttıkları için yapamıyorlar. Hatta ve hatta bu sokağa çıkma kısıtlamalarının cezalarıyla para toplamaya çalışıyorlar. E bütçe açık veriyor. Akılları, fikirleri bu…
Peki, bu salgın döneminde ekonomik tedbir almak için ne yaptılar? Ancak bir borç yapılandırması önerebiliyorlar. Ya esnaf siftah yapamıyor siftah. Böyle olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Bu milletin ne halde olduğunu bilmeyenler devleti yönetemez.
"ESNAFIN YAKASINDAN DÜŞÜN"
Yıllarca ekonomiyi yönetmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum; yapılacak şey çok açık: Derhâl küçük işletmelerin tüm vergi ve SGK prim ödemelerini pandeminin etkisi bitene kadar erteleyin. Hatta stopajı hiç almayın. Şu pandemi bitene kadar esnafın yakasından düşün.
Pandemi sonrasında da bu ödemeleri uzun vadeye yayın. Vatandaşlarımıza uzun vadeli ve en az bir yılı geri ödemesiz olmak üzere faizsiz kredi verin. Yeniden yapılandırmalarda da bu metodu izleyin. Esnafımıza, küçük işletmelere, kapalı kaldıkları dönem boyunca kira desteği sağlayın. Çünkü bu salgının maliyetini tek başına vatandaşın üzerine yıkamazsınız.
Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar. Koskoca TÜİK’e kurmuşlar bir tane ayarlama odası, rakamları eğip büktükten sonra kamuoyuna açıklıyorlar. Esnaf diyor ki, son bir yılda alıp sattığım mallara yüzde 30-40-50 zam geldi. Ama hükûmet enflasyonu yüzde 10 küsur açıklıyor.
Peki, bunu niye yapıyorlar? Emekliye, memura, sabit gelirliye maaş zammını o açıkladıkları ayarlanmış enflasyon oranlarına göre yapıyorlar da ondan. Asgari ücret için de bu oranı esas alıp, üzerine kendilerine göre bir şeyler ekleyecekler. Vatandaşın cüzdanı yanılmaz. Esnafın hesap kitap defteri yanılmaz.
"DOĞMAMIŞ ÇOCUĞU BORÇLANDIRDILAR"
Türkiye'yi getirdikleri noktada, her üç kişiden biri işsiz veya atıl durumda. İnsanlarımız iş aramaktan vazgeçmiş. ‘Artık iş bulamam bu saatten sonra’ diyorlar. Çarşı pazar enflasyonu almış başını gitmiş. Bu tablonun böyle kalmasına izin verecek miyiz?
Doğmamış çocuklarımıza kadar bizi borçlandıran bu kötü yönetime son verme zamanı gelmedi mi? Bu iş bilmez yönetime son verme zamanı gelmedi mi? Aziz milletimizden gerçekleri saklayan, köklü kurumlarımızın güvenilirliğini sarsan, insanımıza güven değil korku salan bu düzene son verme zamanı gelmedi mi?"