İsveç doğumlu kimyager Alfred Nobel, gençlik yıllarında babasının silah fabrikasında çalıştı. Oldukça meraklı olan Nobel, kimya ve patlayıcılarla deneyler yaptı. 1864’te ölümcül bir patlama genç kardeşinin ölümüne yol açtı. Bu durumdan derinden etkilenen Alfred, daha güvenilir bir patlayıcı olan dinamiti geliştirdi. Alfred Nobel, çeşitli patlayıcılar ve diğer icatları sayesinde elde ettiği büyük servetini, dünya çapında en büyük başarıları ödüllendiren Nobel Ödülleri’ne bağışladı.
ALFRED NOBEL'İN İLK YILLARI
21 Ekim 1833’te, İsveç’in Stockholm şehrinde dünyaya gelen Alfred Bernhard Nobel, Immanuel ve Caroline Nobel’in dördüncü çocuğudur. Alfred Nobel’in doğduğu yıl bir mucit ve mühendis olan babası, kendisine ait fabrikanın yanmasıyla birlikte iflas etti. Aileyi zor durumda bırakan felaketten sonra, mali zorluklar nedeniyle sekiz kardeşten ancak dördü hayatta kalabildi.
17. yüzyılın önde gelen İsveçli bilim insanlarından biri olan Olaus Rudbeck’in soyundan gelen Nobel, Stockholm’deki Kraliyet Teknoloji Enstitüsü’nden mezun olan babasından teknoloji ve mühendislik tutkusunu alarak patlayıcılara ilgi göstermişti.
Stockholm’deki iş girişimlerinde başarısız olan baba Immanuel Nobel, 1837’de Rusya’nın St. Peresburg şehrine taşındı. Burada başarılı bir makine mühendisi olarak Rus ordusuna ekipman sağladı. Torpido ve deniz mayını çalışmalarının arasında yer aldı. Bu mayınlar, daha büyük olan gerçek patlamayı tetikleyebilmek için ufak bir patlama prensibiyle çalışıyordu. Bu prensip, daha sonra, Alfred Nobel’in dinamiti icat etmesini sağlayacaktı.
1842’de Alfred ve Nobel ailesinin diğer üyeleri Immanuel’e katıldılar. Artık refah içinde yaşayan Nobel ailesi, çocukları için doğa bilimlerini ve edebiyatı öğreten en iyi öğretmenleri tuttular. Alfred Nobel, 16 yaşına geldiğinde, kimyada ustalaşmıştı. Aynı zamanda Fransızca, Rusça, İngilizce ve Almanca’yı akıcı konuşabiliyordu.
EĞİTİM HAYATI
Alfred Nobel’in eğitmenlerinden Rus kimyager Nikolai Zinin, ona dinamitteki kimyasal patlayıcı olan nitrogliserinden ilk kez bahsetmişti. Nobel edebiyatla ilgilense de babası onun mühendis olmasını istiyordu, bu yüzden Alfred Nobel 1850’de kimya mühendisliği okumak üzere Paris’e gitti.
Hiç üniversiteye gitmemesine rağmen Alfred Nobel, Profesör Jules Pelouze’nin Kraliyet Kimya Koleji laboratuvarında çalıştı. Alfred Nobel, 1847’de nitrogliserini icat eden İtalyan kimyager Ascanio Sobrero’ya Profesör Pelouze’nin asistanı olarak tanıtıldı. Baruttan daha kuvvetli bir patlayıcı olan nitrogliserin, ısı veya basınçtan dolayı patlamaya çok yatkın bir madde. Bu yüzden nitrogliserin, laboratuvar dışında nadiren kullanılıyordu.
Pelouze ve Sobrero ile yaşadığı deneyimler Alfred Nobel’i, nitrogliserini güvenli ve ticari olarak kullanılabilir bir patlayıcı yapmanın bir yolunu bulmaya teşvik etti. 18 yaşındayken Amerikan iç savaşı zırhlı gemisi USS Monitor’un tasarımcısı İsveç kökenli Amerikalı John Ericsson’un yanında bir yıl çalıştı.
KARDEŞİNİ ÖLDÜREN PATLAMA
1852’de Nobel, mali durumu gelişen babasının yanında çalışmak için St. Petersburg’a döndü. Ancak, Kırım Savaşının 1856’da sona ermesiyle Nobel ailesinin mali kaynağının kesilmesi, onları satmak için yeni ürünler aramaya yöneltti.
Alfred ve babası Immanuel Nobel, Kırım Savaşı’nın başında Profesör Zinin’den öğrendikleri nitrogliserin üzerinde çalışmaya başladılar. Madenlerde kullanılabileek nitrogliserin patlayıcıları geliştirmeye çalışan Immanuel önemli bir ilerleme kaydedememesine rağmen, oğlu Alfred Nobel önemli gelişmelere imza attı.
1859’da tekrar iflasla karşı karşıya kalan Immanuel, eşi ve bazı oğullarıyla birlikte İsveç’e döndü. Kardeşleri Ludvig ve Robert ile birlikte St. Petersburg’da kalan Alfred Nobel, aile işini yeniden ayağa kaldırarak The Brothers Nobel adlı büyük bir petrol şirketi kurdular.
1863’te Stockholm’e dönerek nitrogliserinle çalışmaya devam eden Alfred Nobel, babasından öğrendiği daha büyük patlamalar için küçük patlamayı kullanma prensibiyle barut ve nitrogliserini kullanarak bir patlayıcı elde etti. 1864’te bu icadının patentini alan Nobel, patlayıcı sektöründe elde edeceği büyük servetin yolunu açtı.
Kısa süre sonra nitrogliserin seri üretimine başlayan Nobel, Avrupa çapında şirketler kurdu. Ancak, geliştirdiği patlayıcılar yüzünden meydana gelen kazalar, yetkililerin patlayıcı üretimini ve taşınmasını kısıtlayan düzenlemeler getirmesine neden oldu.
Yeni patlama teknikleri geliştiren Nobel’in patlayıcıları, maden ve demiryolları şirketleri tarafından büyük ilgi gördü. Ancak, Nobel’in kardeşi Emil’in de ölümüne sebep olan bir kaza, yetkilileri nitrogliserinin son derece tehlikeli olduğuna ikna etti. Yine de madencilik ve demiryolu inşaatı için gerekli hale gelen patlayıcıları Nobel, şehir dışında üretmeye devam etti.
DİNAMİT, JELİNYİT VE BALİSTİT
Alfred Nobel, 1867’de önce ‘Nobel’in Güvenli Tozu’ adını vermeyi düşündüğü, sonra Yunanca “güç” anlamına gelen dinamit adını verdiği icadın İngiliz patentini aldı. 1868’de ise “Geliştirilmiş Patlayıcı Bileşik” olarak anılan dinamitin ABD patentini aldı. Alfred Nobel, aynı yıl, İsveç Kraliyet Bilim Akademisi’nden ‘insanlığın pratik kullanımı için önemli buluşlar’ından dolayı onur ödülü aldı.
Patlamaları kontrol edilebilen dinamit, tünel patlatma ve yol yapımı dahil birçok alanda ilgi gördü. Bu sayede büyük bir servet sahibi olan Alfred Nobel, tüm dünyada şirketler ve laboratuvarlar kurdu.
Aynı zamanda sentetik deri ve suni ipek gibi diğer ürünler üzerinde de çalışan Nobel, dinamit gibi jelinyit ve balistit patlayıcılarını da geliştirdi.
1884’te Nobel, İsveç Kraliyet Bilim Akademisi üyeliğine seçildi ve 1893’te Uppsala Üniversitesi’nden fahri doktora derecesi aldı.
ALFRED NOBEL'İN KİŞİSEL HAYATI
Nobel patlayıcı endüstrisinde bir servet inşa ederken, kardeşleri Ludvig ve Robert, Hazar Denizi kıyılarında petrol yataklarından zengin oluyorlardı. Kardeşlerinin petrol işlerine para yatıran Nobel, oradan da servetine servet katıyordu.
Avrupa ve Amerika’da sürekli seyahat eden Alfred Nobel, 1973 ve 1891 arası Paris’te kaldı. Büyük servetine ve başarılarına rağmen Nobel, uzun depresyon dönemleri yaşadı. Çoğu yayınlanmayan şiirler, romanlar ve piyesler yazan Alfred Nobel’in edebiyata ilgisi hiç bitmedi. Gençliğinde bir bilinmezci olan Nobel, sonraki yıllarda ateist oldu. Buna rağmen, Paris’te geçirdiği yıllarda, 1930’da Nobel Barış Ödülü’nü alan papaz Nathan Söderblom sayesinde, Lüteriyen inancının gereklerini yaparak Sweden Abroad Kilisesi’ne düzenli olarak katılırdı.
ÖLÜMÜ VE NOBEL ÖDÜLÜ
1891’de İtalya’ya balistit sattığı için Fransa’ya ihanetle suçlanan Nobel, San Remo’ya taşındı. 1895’te göğüs ağrısı çekmeye başlayan Nobel, 10 Aralık 1896’da San Remo’daki villasında felç geçirdi.
Hiç evlenmeyen Nobel, 63 yaşında öldüğünde 355 patentin sahibi ve 90’dan fazla patlayıcı ve mühimmat fabrikasının kurucusuydu. 31 milyon 225 bin İsveç kronunu Nobel Ödüllerini finanse etmek için bağışlayan Alfred Nobel’in bu vasiyetine akrabaları mahkemede itiraz etti. Onları ikna etmek dört yıl sürse de, Nobel Ödülleri 1901’den beri sahiplerini buluyor.
“ÖLÜM TÜCCARI ÖLDÜ”
Nobel, servetini neden ödül verebilmek için bağışladığını açıklamadı. Oldukça suskun bir karaktere sahip Alfred Nobel, ölümüne yakın günlerde genelde yalnız kalmıştı. Bağışı ile ilgili yapılan yorumlara göre, 1888’de petrol zengini kardeşi Ludvig’in Fransa’nın Cannes şehrinde ölmesi Nobel’i bu ödül için motive etmişti. Çünkü, Alfred Nobel’in kardeşinin cesedini gören bir gazetecinin onu Alfred Nobel sanarak “ÖLÜM TÜCCARI ÖLDÜ” (Le marchand de la mort est mort) başlığıyla yazı yazması, hayatı boyunca kendini barış yanlısı olarak tanıtan Nobel’i kendi adıyla anılan barış ve bilim ödüllerine bağış yapmasına neden olmuş olabilir.