İYİ Parti’nin gerçekleştirdiği 4. Olağanüstü Kurultayı’nda konuşan Meral Akşener, iktidarın politikalarını eleştirdi ve önemli mesajlar verdi.
Akşener yaptığı konuşmada, "Bundan 2 buçuk yıl önce, 'Sen ne dersen, o olsun ağam' deseydik; Biz de, 'Haksızlık karşısında susanlardan' olsaydık; Biz de, iktidarın hatalarını görmezden gelip, bir anda en büyük savunucusu olsaydık; Bu uzun ve meşakkatli yola çıkacak cesareti bulamasaydık; Bugün Türkiye’nin bir değişim umudu olur muydu?” dedi.
Türkiye’nin darlık çekecek bir ülke olmadığını ifade eden Akşener, en verimli topraklar üzerinde, yeraltı kaynakları zengin, genç, üretken bir ülke olduğumuzu belirterek, “Türk milleti yokluktan değil, basiretsiz yönetim anlayışı yüzünden darlık yaşıyor. Sayın Erdoğan’ın ve koskoca devlet hazinesini teslim ettiği damadının, günü kurtarmaya yönelik açıklamalarına bakmayın. Türkiye gibi yüksek potansiyele sahip bir ülkeyi, Merkez Bankası’nın ‘İhtiyat Akçesi’ne muhtaç hale getiren, işte o basiretsiz, savurgan yönetim anlayışıdır.” ifadelerini kullandı.Akşener, milletin kendilerini beklediğini ifade ederek, "her geçen gün daha büyük gayretle iktidara yürüyoruz" dedi ve İYİ Parti iktidarında yeni bir anayasa hazırlayacaklarını da ifade etti. Akşener, “Hızlı karar alan, hızlı işleyen, ama aynı zamanda hesap veren, yeni bir sistem kuracağız. Herkesin görüşünü alıp, herkesin derdini dinleyip, Milletimizin her bir ferdinin hakkını koruyacak, yeni bir anayasa hazırlayacağız. Bize yüzde 51 yetmez. Öyle bir anayasa hazırlayacağız ki, toplumsal mutabakat neymiş görecekler.”
SİZİN NERENİZ MİLLİYETÇİ?
Kurultay konuşmasında MHP’yi de milliyetçilik üzerinden eleştiren İYİ Parti lideri sözlerine şöyle devam etti: "Tarımda el kadar Hollanda gibi üretim sağlayamıyorsan, sen kendine milliyetçi diyemezsin. Allah’ın Türk milletine bahşettiği bu bereketli topraklarla, milletinin karnını doyuramıyorsan, sen kendine milliyetçi diyemezsin. Türkiye’yi eğitim alanında bir merkez haline getireceğiz. Üstün yeteneklerimizi, çalışkan gençlerimizi, yabancı ülkelere, yabancı şirketlere kaptırmayacağız. Yurtdışındaki bilim insanlarımızı, ana vatanlarına çağıracağız. Onlara, her türlü bilimsel çalışmayı yapabilecekleri altyapıyı, maddi kaynakları sağlayacağız. Üstün yetenekli insan kaynağımızı, yabancı ülkelere kaptıranlar milliyetçi olabilir mi? Milliyetçiliği kulüp üyeliği zannedenlere söylüyorum. Sizin bölücü ve ayrıştırıcı üslubunuza, milliyetçilik İYİ Parti’de olur diye cevap vermeyeceğim. Çünkü milliyetçiliğin sahibi bellidir.Türk milliyetçiliğin tapusu, Türk milletine aittir. Gerçek milliyetçiler, ilim irfan dağıtmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına dağılan öğretmenlerimizdir. Asıl milliyetçi; Milletini aydınlatmak, eğitimli gençler yetiştirmek için Batman’a giden, bu uğurda şehit olan Aybüke öğretmendir. Sizin nereniz milliyetçi? Bir kişiye, beş kişi saldıran haydutlardan, ne milliyetçi olur, ne de adam olur. Siyasetçi yetiştireceğine, haydut yetiştiren zihniyetten, ne milliyetçi olur, ne de adam olur. Çözüm sunacağına, nefret saçanlardan, sokakta terör estirenlerden, ne milliyetçi olur, ne de adam olur."Meral Akşener'in konuşmasının tamamı şu şekilde:İşte o gözler…İşte o gözlerdeki ışık, yine, yeniden bu salonda.Bugünden geleceği aydınlatıyor.Bugün Geleceğin ilk günü!Benim yiğit kardeşlerim,Benim cesur yol arkadaşlarım,gözlerinizdeki ışık hiç kaybolmasın.Türkiyemizin, Türk Milleti’nin o ışığa,o ışığın cesaretine, iyiliğine ihtiyacı var.Milletimize sözümüzdür;Yanlışı doğrularla,Kötüyü iyilikle,Korkuyu cesaretle,Yokluğu zenginlikle,Zorbalığı adaletle,Haksızlığı hakkaniyetle,Yalanları hakikatle yeneceğiz.Gözlerinizdeki ışıkla, cesaretinizle ve gayretinizle,Tek adam keyfiyeti son bulacak,Söz de, karar da, yeniden aziz milletimizin olacak.Türk örfünde, kurultaylar birer toydur.Hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler;Türkiye’nin İYİ ve cesur insanları, Toyumuza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz…
“BÜYÜK BİR GAYRETLE İKTİDARA YÜRÜYORUZ"
Yol arkadaşlarım;Timur Han, iktidar mücadelelerinden yorgun düştüğü günlerde, eski bir dostu olan değirmencinin yanına sığınır.Değirmenci zorda gördüğü Timur'a, sırtında yarım buğday tanesiyle, güçlükle basamakları tırmanan bir karıncayı gösterir ve der ki;
“Bak Timur, bu yükün altındaki karıncanın gayreti, onu bekleyenlerin umudundandır.”İşte bizim gayretimizin kaynağı da bu.Aziz milletimizin bizi beklediğini, bizimle umutlandığını biliyoruz.Bu bilinçle, her geçen gün, daha büyük gayretle iktidara yürüyoruz.Bu uğurda doğduk, bu uğurda yürümeye devam edeceğiz.Abdürrahim Karakoç’un dizeleri, bizim milletimize sözümüz ve andımız olacak:“Yurdum bir kağıttır, ışık beyazı.Üstünde insanlar, mukaddes yazı.Genci, ihtiyarı, gelini kızı;Susarsam, hakkını helâl etmesin!Mazlumlar hakkını almayıp ele,Günü gün edersem zalimler ileEvdeşim, öz kızım, öz oğlum bile,Susarsam, hakkını helâl etmesin!Allah rızasıdır arzum, emelim!Bu necip milleti ondan severimHazreti Muhammed gerçek rehberim,Susarsam, hakkını helal etmesin!”Sizlerle bu yolu birlikte yürümekten gurur duyuyorum.Türk siyasetinde ‘değişmez’ sanılan kabulleri yıktınız.Milletimizi iki kutup arasına sıkıştıran, konforlu siyasete nokta koydunuz.Yıllar sonra milletimize “Evet yapabiliriz” dedirttiniz.
“BİZ OLMASAYDIK TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİM UMUDU OLUR MUYDU?”
Bundan 2 buçuk yıl önce, “Sen ne dersen, o olsun ağam” deseydik;Biz de, “Haksızlık karşısında susanlardan” olsaydık;Biz de, iktidarın hatalarını görmezden gelip, bir anda en büyük savunucusu olsaydık;Bu uzun ve meşakkatli yola çıkacak cesareti bulamasaydık;Bugün Türkiye’nin bir değişim umudu olur muydu?Cesaret bulaşıcıdır…Biz, korku duvarlarını yıktık.Biz, sönen umutları yeniden alevlendirdik. (sadece görsel)Kadını erkeği, genci yaşlısı, bu umut sayesinde sandıklara koştu.Milletimiz bu umut sayesinde, şımarık iktidarın kulağını çekti.Biz bu umudun mimarlarıyız.
“BASİRETSİZ YÖNETİM ANLAYIŞI YÜZÜNDEN TÜRKİYE DARLIK YAŞIYOR”
Aziz Milletim, kıymetli İYİ Partililer;Hep söyledim, yine söylüyorum:Türkiye darlık çekecek bir ülke değildir.En verimli topraklar üzerinde, yeraltı kaynakları zengin, genç, üretken bir ülkedir.Türk milleti yokluktan değil, basiretsiz yönetim anlayışı yüzünden darlık yaşıyor.
Sayın Erdoğan’ın ve koskoca devlet hazinesini teslim ettiği damadının, günü kurtarmaya yönelik açıklamalarına bakmayın.Türkiye gibi yüksek potansiyele sahip bir ülkeyi, Merkez Bankası’nın “İhtiyat Akçesi”ne muhtaç hale getiren,işte o basiretsiz, savurgan yönetim anlayışıdır. 2228 yaşındaki Türk Ordusu’nun silah fabrikasını, götürüp yabancıların eline teslim ediyorlar.Har vurup harman savuruyorlar.Sıkışınca da hep aynı nakarat:Dış güçler de dış güçler…Sanırsın, milyonlar harcadıkları lüks arabalara dış güçler biniyor.Sanırsın otoyollar, havaalanları, şehir hastaneleri üzerinden, araç garantisini, yolcu garantisini, hasta garantisini dış güçler veriyor…Sanırsın, milletten kopan, milletini duymayan, saraya kapanan dış güçler.Sanırsın, ekonomiden anlamayan damadı o göreve dış güçler getirdi.Sanırsın, liyakatsiz kadroları devlete dış güçler doldurdu.Hayır;Hepsini bugünün iktidar sahipleri yaptı.Şimdi fatura aziz milletimize kesiliyor.Buna sessiz kalamayız, kalmayacağız…Omuzlarına fatura yüklenen milletimizin, siyasi faturayı da sorumlulara kesmesi için, yılmadan çalışacağız.İlk fatura 23 Haziran’da yola çıktı.23 Haziran sonuçları göstermiştir ki, milletimiz olan bitenin farkında.Bu işin dönüşü yok.Türkiye 17 yıllık kabustan uyanıyor.Türkiye’nin İYİ ve cesur insanları iktidara yürüyor…
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE ZENGİNLİK OLMAZ”
Aziz milletim, değerli yol arkadaşlarım;Varlığın ve zenginliğin olmazsa olmazları var.Ne diyor hak söz;“Adalet mülkün temelidir.”Adaletin olmadığı yerde, ne dirlik olur, ne düzen,ne varlık olur, ne zenginlik.Adaleti sağlamak için ilk adımsa, haksızlık karşısında dimdik durmaktır.Hz. Ali’nin sözlerine kulak verin:“Haksızlık önünde eğilmeyiniz.Çünkü hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz.”Türk milleti tarihi boyunca, savaş kaybetmiştir, toprak kaybetmiştir, can kaybetmiştir.Ama onurunu asla kaybetmemiştir.O onuru ayakta tutan da, haksızlık ve adaletsizlik karşısında eğilmeyişidir.Adalet duygusu en yüksek millet, Türk Milleti’dir.İmparatorluk dönemlerinde, fethettiği topraklarda bile bu adalet duygusundan ayrılmayan bir devlet geleneğimiz var…O yüzden, hukukun olmadığı, adaletin tecelli etmediği bu günlerde, varlığımızın tehlikeye düşmesi kadar doğal bir sonuç yoktur.Hakta, hukukta ve adalette ısrarımızın sebebibundandır..Hukukun olmadığı yerde, güven olmaz.Güvenin olmadığı yerde, huzur olmaz.Huzurun olmadığı yerde, üretim olmaz.Üretimin olmadığı yerde, yatırım olmaz.Yatırımın gelmediği yerde, zenginlik olmaz.Mesele bu kadar açık.17 yıllık nobranlığın, kuralsızlığın, liyakatsizliğin ve tek adam zihniyetinin ülkemizi getirdiği yer ortada.Biz “hukuk” derken, sadece mahkeme salonlarından bahsetmiyoruz.Biz “hukuk” derken, hukukun sağlayacağı adaletin, güvenin, huzurun;Üretime, yatırıma, zenginliğe dönüşeceği bir ülkeden bahsediyoruz.Ecdadımızın bize vatan yaptığı bu topraklarda her şey var.Aşık Veysel’in dediği gibi;“Hakikat ararsan, açık bir nokta,Allah kula yakın, kul da Allah’a…Hak'kın hazinesi, gizli toprakta,Benim sadık yârim kara topraktır…”Hak’kın hazinesi topraklarımıza, ihanet etmediğimiz sürece;“Koyun verecek, kuzu verecek, süt verecek.Yemek verecek, ekmek verecek, et verecek.”Ama “İhanet etmediğimiz sürece”…
Mübarek ağaçları, zeytinlikleri müteahhit hırsına feda ettiler,Cerattepe’yi, Kaz Dağları’nı, doymaz altın iştahına kurban ettiler,On binlerce ağaca kıymayı, utanmadan matah bir işmiş gibi, pazarlamaya kalktılarSalda Gölü gibi Cennet bir köşeyi, çöle çevirmeye yöneldiler,///////////Buna izin vermeyeceğiz.Akarsularımızı daha fazla kirlettirmeyeceğiz.Ormanlarımızı daha fazla talan ettirmeyeceğiz.Meralarımıza daha fazla beton diktirmeyeceğiz.Çiftçimizi daha fazla küstürmeyeceğiz.Bilmeyenlere de öğreteceğiz ki;Vatan toprağı, suyuyla, ağacıyla, çiçeğiyle, tüm canlılarıyla kutsaldır.Dünümüzü ve bugünümüzü çaldılar;Geleceğimizi yakmalarına müsaade etmeyeceğiz.Bunun için varız.Bunun için mücadele ediyoruz.İşte sırf bu yüzden ilan ediyoruz ki;Bugün Geleceğin İlk Günü…
SARAYA KAPANMIŞ BİR İKTİDAR
Biz genciyle yaşlısıyla, aziz milletimizin her bir ferdini dinliyoruz.Sokakta, işyerinde, kahvede, otobüste, dolmuşta, vatandaşlarımız dertlerini söylüyor, çare bekliyor.Ama duymuyorlar…Saraya kapanmış bir iktidarın, milleti duyması mümkün değil.Onca zenginlik arasında, bu ülkede yokluk olmasına, açlık olmasına isyan ediyorum.İsyan ediyorum kardeşim, isyan.Bu potansiyeli harekete geçiremeyen, bizleri yokluğa mahkum edenlere, isyan ediyorum.Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranların emanetine ihanet edenlere, isyan ediyorum.İş bulamadığı için evine hüzün çöken,Ekonomik sebeplerle dağılan aileleri gördükçe, isyan ediyorum.Tam 17 yıldır “en iyisi bu” diye kendini pazarlayan bu iktidara, isyan ediyorum.Avrupa’nın en zengin ülkesi olmamız gerekirken, kişi başı milli gelirde en fakir ülkesi olmamız nasıl bir başarıdır?Her dört gençten biri işsizse, bu nasıl başarıdır?Yıllarca büyüme masallarıyla kandırdılar.Türkiye’yi 3 kat büyüttük diye böbürlendiler.Oysa biz büyürken, dünya bizden daha çok büyüdü.En büyük 10 ekonomi arasına girmeyi hedeflerken, en büyük 20 ekonominin bile dışında kaldık.Kendisini sürekli olarak geçmişle kıyaslayan bir hastalığa yakalandık.Ekonomi batıyor diyorsun;İsmet Paşa zamanında yiyecek ekmek yoktu diyor.Her şey ateş pahası, insanlar aç diyorsun;Ecevit zamanında benzin kuyruğu vardı diyor.Başarılı görünmek için, tarihimizde karanlık sayfa arıyorlar.Bulamadılar mı, yeni bir tarih yazmaya kalkıyorlar.Yunanistan’a peşkeş çektiğiniz adaları geri alın diyorsun;Misak-ı Milli’nin tapusu olan Lozan’a dil uzatıyorlar.Kendi şanlı tarihine bile savaş açmakta sakınca görmeyen bu iktidar,Türkiye için artık bir ayak bağıdır.