Ailedeki derbinin kazananı olmaz

Sporda fanatizm sadece tribünlerin değil mahallelerin hatta evlerin içinde de ciddi sorunların kapısını açıyor. Michael Önder’in yazdığı Neslihan Arslan, Nurhan Özenen ve Salih Bademci’nin oynadığı ‘Fanatik’ isimli komedide perde kapandığında, kendi dünyanız için de cevaplanması gereken sorulara hazırlıklı olun.

SEDAT PALUT

Dünya küreselleştikçe futbolun kapladığı alan genişlemeye başladı. Milyarlarca insan futbol sahası içinde 90 dakika koşan futbolcuları dikkatle takip ediyor, onlarla özdeşlik kuruyor, fotoğraf ya da imzalı bir forma almak için çaba gösteriyor.  Bu keyfi ekranda yaşamak için hafta sonunun gelmesini iple çeken futbolseverler var.  Futbolun artık sadece bir oyun değil, ondan daha fazlası olduğunu biliyoruz. Sporun kardeşliğinden ziyade rekabetin ön planda olduğu, iddiaların ve fanatikliğin daha çok kabul gördüğü bir spor dalından bahsediyorum. Peki, nedir futbolu bu kadar cazip kılan şey, kitleleri peşinde sürükleyen gerçekler? 

İnsanların aidiyet hissettiği şeyler azalmaya başladığında duygularının yer değiştirdiğini ve zamanla bağ kurdukları şeylere karşı bağımlılığın arttığını biliyoruz. Bununla ilgili çok sayıda örnek verebiliriz. Aile, din, ülke, sanat vb. Fakat bu aidiyetler insan psikolojisinde yeterince yer almadıklarında, farklı kapılar çalınmakta, oradaki ilgi ve alaka insanın yön değiştirmesine sebep olmaktadır. Futbol da bu bağımlılıkların başında geliyor. Ülkemizde kendisini taraftar olarak ifade eden birçok futbolseverin aslında fanatik bir futbol takım destekçisi olduğunu tribünlerdeki faaliyetlerinden, hayatlarındaki kapladığı alandan rahatlıkla görebiliyoruz. Bu başkaları tarafından kullanılabilir bir psikoloji. Konjonktür uygun olduğunda fanatizm boyutuna ulaşan bu futbol sevdası insanları gündelik yaşamlarının pratiklerinde oldukça etkilemektedir. 

Yoksa Salazar’ın bakış açısını nasıl açıklarız? Ülkesi Portekiz’i 1932–1968 yılları arasında yöneten diktatör Salazar’a ülkeyi 41 yıl boyunca, tek başına nasıl yönettiğini sormuşlar. Salazar’ın ise şu şekilde cevap verdiği söylenir: “Tres F” Yani “3F.” Fado (Müzik), Fatima (Din), Football (Futbol) 

Yakın zamanda bu konuyu merkeze alan bir oyunun prömiyeri yapıldı: ‘Fanatik’. Oyunun yazarı Michael Önder. Önder’i ‘Taksim Hold’em’ adlı filmiyle tanıyoruz. Oyunda Tanju ve Eda’nın 5 yaşındaki oğulları Atlas’a o gün cenazesi olan dedesinin nereye gittiğini akılcı bir şekilde açıklamanın yollarını ararken buluyoruz perde açıldığında. Anne ile babanın usulleri oldukça farklı. Baba olaya filmsel terimlerle ve zaman içinde futbolla açıklamaya çalışırken anne ise daha tutarlı bir yol izlemeye çalışıyor. Tanju’nun annesi ise ahireti kendi yöntemleriyle anlatmayı deniyor.  Olayın patlak verdiği an ise dedesinin ölmeden önce Atlas’ı gizlice Galatasaraylı yapması... Fanatik Fenerli olan Tanju oğlunu tekrar Fenerli yapabilmek için birçok yol deniyor, bu da sonucu birçok ironiye ve kahkahaya vesile olacak sahnelere vesile oluyor. Tanju’nun fanatik bir taraftar olması babasıyla, eşiyle arasındaki mesafenin zamanla açılmasının nedeni. Oğlunu kendi tuttuğu takımın taraftarı yapmanın, ilk maça birlikte gitmenin hayalini kurmaktadır. Oysa oğlu Atlas bunu dedesiyle yaşamıştır. Dışarıdan bakıldığında normal bir şeymiş gibi görünecek bu olay fanatizmin doruklarında yaşayan bir insan için normal olmaktan öte bir yaşam biçimidir adeta. Tanju’nun içinde bulunduğu bu ruh hali aile içinde önemli çatışmalara sebep olur, oğlunun eğitim hayatını bile etkiler. Bu fanatizmi oyunun dinsel yorumlarında da görüyoruz.  Kahramanlarımız için hayatta her şey fanatizmin arkasında yer alıyor.  

Oyunun tartışmaya açtığı başlıklardan birisi de çocuğun eğitimi. Âdemoğlu belirli kimliklerle dünyaya geliyor. Fakat insan bazı kimlikleri de yaş ilerledikçe kendisi benimsiyor. Dünyaya gelirken yanımızda taşıdığımız kimliklerin üzerine söyleyecek çok söz yok fakat sonradan edindiklerimiz de ailenin katkısı çok fazla. Zira küçükken ebeveynlerden emanet aldığımız kimlikler bizi fanatizmle de buluşturabilir, başarılı bir insan olmanın yolunu da açabilir. Oyunda Tanju ile Eda’nın oğulları için din ve futbol ile ilgili yaptığı tartışmalar seyircide de karşılık buluyor. Oyunun tanıtımında ifade edilen cümlenin gerçeği yansıttığını söylemek mümkün: “Fanatik, küçük çocukları için en iyisini yapmaya çalışırken kendilerini birbirilerine karşı çatışma içinde bulan bir ailenin komedisidir.” 

Fanatik oyununda rol alan ve ekranlardan tanıdığımız Neslihan Arslan, Nurhan Özenen ve Salih Bademci’nin pozitif enerjisi oyunun devamlılığında oldukça önemli yer tutuyor. Keyifli ve seyredilmeye değer bir oyun Fanatik. Siyah Beyaz ve Renkli tiyatrosunun sahnelediği oyuna ilgi duyanlar 8 Şubat’ta Kenter Tiyatrosu’nda izleyebilir. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Okullar açıldı, İstanbul'da trafik çilesi başladı

Hayat Haberleri