Sabah Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakar, "Burak Yılmaz'ın satışı hem değru hem yanlış" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Burak Yılmaz'ın Çin'in Beijing Guoan ekibine transferini yorumlayan Çakar, Hamza Hamzaoğu örneği verdi.
İşte Çakar'ın sözleri
Galatasaray, Burak Yılmaz'ı Çin ekibi Beijing Gouan'a sattı... Kimine göre mali açıdan olumlu bir hamle, kimine göre ise Galatasaray büyük güç kaybetti. Sizin görüşleriniz nedir?
Burak Yılmaz'ın gitmesine tek bir kelime ile doğrudur ya da yanlıştır demek mantıklı değil. Doğru tarafları da var, hatalı tarafları da var. Duyduğumuz kadarıyla Çin kulübü Galatasaray'a 8 milyon Euro verecekmiş. Bu paranın yüzde 25'i yani 2 milyon Euro Trabzonspor'a verilince Galatasaray'a kalan para 6 milyon Euro. Fazla anlamlı değil. Birkaç yıl önce Burdisso, Tarık, Veysel gibi manasız ve düşündürücü transferlerin bonservis bedellerini alt alta topladığımızda Burak gibi önemli bir golcü için gelen 6 milyon Euro fazla yüksek değil. Ama bir de tabii Burak'ın aldığı yıllık ücretler var. Anladığım kadarıyla bu da Galatasaray'ın bütçesini çok zorluyor. Sportif olarak Galatasaray güç kaybetti. Ne olursa olsun, Burak Türkiye Ligi'nin en iyi golcülerinden biri. Her ne kadar Galatasaray'ın şampiyonluk şansı olmasa da Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi hedeflerinde de Burak'ın gitmesi zafiyet yaratabilir.
Bazen yutkunmak lazım
Ayrıldığından beri Galatasaray ile ilgili konuşan Hamza Hamzaoğlu son olarak, "Bazı kulüpler ceza alırsa 6 ve 7'nci de Avrupa'ya gidebilir" dedi ve Galatasaraylılar ayağa kalktı. Hamza Hoca bunu kasıtlı mı yapıyor?
Sabır, hoşgörü ve duygulara hakim olabilmek çok önemli. Hamza Hoca'nın Galatasaray ile ilgili çok ciddi ve haklı bir kuyruk acısı var. 3 kupa kazanmış bir adam Galatasaray yönetimi tarafından kovuldu. Hamza Hoca bunu hem kabul edemiyor hem de hazmedemiyor ve ince ince dokunduruyor. Yıllarca bu tür olayları hem gördüm hem de yaşadım. Bu tür olaylarda yutkunmak lazım. Duygularına hakim olmak lazım. Aynı risk şimdi Burak Yılmaz'ı bekliyor. Basın toplantısı yapacakmış. Bir medya mensubu olarak Burak'ın açıklama yapmasını çok isterim. Zira basına malzeme çıkacak. Ama Burak açısından basın toplantısı çok hatalı olur. Ne diyecek? "Ben istemedim, beni gönderdiler" ya da "Seyircinin tepkisinden bıktım. Ben gitmek istedim." Hangisini açıklarsa açıklasın Burak bir şey kazanmayacak. Bilakis tartışılır hale gelecek. Böyle durumlarda susmak, sabretmek ve yutkunmak bence en sağlıklısı...
Bileklik çözüm değil!
Ekonomik anlamda zor günler geçiren Galatasaray Kulübü, "Tek Bilek, Tek Yürek" kampanyasını başlattı. Bu kampanya ile taraftarın desteğini alıp ekonomik bir kaynak yaratmayı planlıyor. Siz nasıl buluyorsunuz bu kampanyayı? Sarı-kırmızılı kulübe bir katkısı olacağını düşünüyor musunuz?
Bu tür kampanyalar göstermiştir ki ne büyük bir ekonomik gelir getirir, ne de karizma sağlar. Bilakis bu tür uygulamalar bir takımın prestij kaybetmesine, büyüklüğünün tartışılır hale gelmesine sebep olur.
Galatasaray'ın bence iki türlü kurtuluşu var. İlki taşınmazların paraya çevrilmesi... Örneğin Riva arazisi gibi. Diğer bir kurtuluş yöntemi de emin değilim ama genel kurulun Galatasaray Lisesi vesayetinden kurtulup üyeliklerin tüm taraftara açılabilmesidir. Şu an yaklaşık 7 bin civarında kongre üyesi var. Kongre üye sayısını 20 bine çıkartırsınız ve 2050 yılına kadar 20 bin üyenin sabit kalacağını taahhüt edersiniz.
Böylelikle genel kurul için 13-14 bin civarında yeni üye kaydedersiniz. Şimdi soru şu, Türkiye'de 20 milyon Galatasaraylı olduğu söyleniyor. 13 bin Galatasaraylı üyelik için örneğin 3 bin Euro para verse toplamı 40 milyon Euro civarında para eder. Bu da ekonomik anlamda zor günler geçiren Galatasaray'ı çok rahatlatır. Ama tabii burada karşımıza iki büyük problem çıkıyor. Galatasaray Liseliler ve vesayet böyle bir uygulamaya izin verir mi? Diğer problem ise 3 bin Euro verecek 13 bin Galatasaraylı bulunabilir mi? Yukarıda yazdıklarım sadece bir beyin fırtınasıydı. Ama ne yapalım, denize düşen yılana sarılır derler.