Kınık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Kızılayının en temel görevinin, toplumu afetlere karşı hazırlamak olduğunu belirtti.
Afetlerin doğal ve beşeri olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade eden Kınık, doğa kaynaklı afetlerin depremler, meteorolojik olaylar şeklinde görüldüğünü anlattı.
Beşeri afetlerin ise "toplum düzenini bozan olaylar" olarak ortaya çıktığını bildiren Kınık, yangın, endüstriyel olay ve savaşların yanı sıra 15 Temmuz darbe girişiminin bu afetlere örnek gösterilebileceğini dile getirdi. Kınık, "15 Temmuz'da ülkenin genelinde ortaya çıkan hain kalkışmada, vatandaşların can güvenliği tehdit edildi. Kalkışma, kamu hizmetlerinin aksamasına neden oldu." dedi.
Beşeri afetlere karşı toplumsal esneklik ve dayanıklılığın artırılması için öncelikli yapılması gerekenin, kişilerin eğitilmesi olduğunu vurgulayan Kınık, şöyle konuştu:
"İlk yardım ve afet bilincinin yaygınlaşıp toplumun tamamına ulaşılması gerekiyor. Ülkemizdeki afet müdahale planlarında, geleneksel yaklaşımlar izlerini barındırıyor. Toplumun, afet hazırlığı ve müdahalesinde bir paydaş olarak kabul edilmesi gerekiyor. 15 Temmuz gecesi, Şehitler Köprüsü hainler tarafından kapatıldığında vatandaşlarımız orada cepheleşti, darbecilere direndi. Yaralananlara ilk müdahaleyi yaptılar, can kurtardılar. Kızılay da bu bilincin topluma yaygınlaştırılması için ilk etapta 2 milyon Kızılay gönüllüsünü hedefledi."
HABERLEŞME AĞI KURULACAK
Kınık, gençlik teşkilatları aracılığıyla Türk Kızılayı gönüllülerine ulaşılacağını söyledi.
Gönüllülere afet anlarında ne yapabilecekleri konusunda eğitim vereceklerini bildiren Kınık, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin geneline yayılan teşkilatımızla, ülkemizin kendi afet risklerine karşı eğitimler düzenleyeceğiz. Bu eğitimlerde, afet bilincini oluşturmaya çalışacağız. Her türlü afet ve olağanüstü durumda, ilk yardımı ve afet durumlarında nasıl hareket edebileceğini bilen, birbirleriyle haberleşme mekanizması olan, toplu ve örgütlü hareket edebilen, dayanışma ve direnci birlikte gösterebilen bir kitle olacak. Bu, otomasyon sistemleri ve eğitimle desteklenmesiyle, gençliğimize kazandıracağımız yetkinliklerle, toplumun genelindeki esnekliği, afetlere karşı direnci ve dayanıklılığı artıracak bir kazanım olacak."
Afet durumunda öncelikle buna maruz kalanların ilk müdahaleyi yaptığına işaret eden Kınık, "Afetten birinci derece etkilenen insanlar ne kadar eğitimliyse kurtarılan canlar da o kadar fazla oluyor." ifadesini kullandı.
Ülke genelinde eğitimli bir ağ oluşturmaya çalışacaklarını kaydeden Kınık, "Sonrasında kuracağımız mobil aplikasyon uygulamalarıyla haberleşerek, oradaki afet değerlendirmesini hızlı şekilde yapacağız. Neye ihtiyaç var, ne kadarlık bir alan etkilendi, ne kadar yardıma ihtiyaç var, nasıl bir güvenlik tehdidi söz konusu, terör olayı mı var? Her türlü duruma göre eğitilmiş gönüllülerimiz kendi ağıyla haberleşecek ve ona yönelik sahada görev alacak." dedi.