[Karar]
HİLAL ÖZTÜRK
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 16 Aralık 2013’te Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan “Vize Muafiyeti Diyaloğu”, Avrupa’da serbest dolaşım için dört yıl sonrasını öngörüyordu. Türkiye yol haritasındaki 72 kriteri yerine getirecek, Geri Kabul Anlaşması yürürlüğe girdikten sonraki üç-üç buçuk yıl geçiş süreci olacaktı. Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı 1 Ekim 2014’te uygulamaya başladı. Bu durumda vizesiz Avrupa için en yakın tarih, Ekim 2017’ydi. Ancak bu süre, yol haritasındaki kriterlerin daha hızlı hayata geçirilmesiyle kısaltılabilecekti.
GÖÇ DALGASI HIZLANDIRDI
Suriye’deki iç savaşla birlikte Avrupa’yı sarsan mülteci akını süreci hızlandırdı. Brüksel’de 29 Kasım 2016’da yapılan zirvede, Geri Kabul ve vize muafiyeti için Ekim 2016 tarihi ilk kez dillendirildi. Başbakan Davutoğlu, 7 Mart’taki ikinci zirvede ise sürpriz hamle yaparak Avrupa’nın mülteci kabusunu fırsata çevirdi. Türkiye, 19 yıllık AB serüveninde en önemli kazanımlardan biri olan serbest dolaşım hakkını yakalamak üzereydi. Yani sanılanın aksine Avrupa’ya vizesiz seyahat üç ay öne çekilmedi, Türkiye tam bir yıl üç ay kazandı.
AB NE İSTİYOR ANKARA NE DİYOR?
Türk vatandaşlarına vize muafiyeti konusunda yaşanan krizin temel nedeni AB’nin Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklik ısrarı geliyor. Bu konu, kriterlerin 65. maddesinde yer alıyor. AB, Türkiye’nin terörle mücadele mevzuatını 2002 ve 2008’de yayımladığı çerçeve kararlarına uygun hale getirmesini istiyor. Ancak Ankara terör tanımının daraltılması dahil, düzenlemelerin PKK ile mücadeleyi sekteye uğratacağını düşünüyor.
ÇERÇEVE KARARLARIN İÇERİĞİ
AB’nin 2002 tarihli çerçeve kararında “terör”, “cinayet, yaralama, rehin alma, saldırı veya bunlardan herhangi birini gerçekleştirme tehdidi” şeklinde tanımlanıyor. Aynı belgede “terör suçu” kavramı için “halkı tehdit; bir ülkeyi, uluslararası örgütü ya da bir hükümeti yapacaklarından alıkoyacak istikrarsızlık ya da yok etme eylemi” deniyor. 2008 tarihli çerçeve kararında ise insan haklarına vurgu yapılarak, “terörle mücadele edilirken, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi temel özgürlükler ile çelişen önlemler alınamayacağı” belirtiliyor.
Terör suçu kapsamının daraltılması, silahlı-silahsız ayrımının yapılması, şiddet şartının getirilmesi ve terör propagandası suçunun net şekilde tanımlanması AB’nin talepleri arasında. TMK 1. maddede yapılan terör tanımındaki “... bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir” ifadesinin geniş ve muğlak olduğu belirtiliyor. Diğer yandan, TBMM’de 2015’te kabul edilen iç güvenlik paketi de AB tarafından geri adım sayılıyor.
21 HAZİRAN 2012 ANLAŞMA METNİNDE MUTABAKAT
AB Konseyi, sonuç kararlarını açıkladı. Avrupa Komisyonu’na, nihai hedefi Türk vatandaşlarına yönelik Schengen bölgesinde vizenin kaldırılması olan süreci başlatma izni verdi. Böylece vizesiz AB süreci fiilen başlamış oldu. Aynı tarihte taraflar, Geri Kabul Anlaşması metninde mutabık olduklarını teyid etti. Anlaşma paraf edildi.
16 HAZİRAN 2013 KOMİSYON YOL HARİTASI HAZIRLADI
Avrupa Komisyonu, Vize Muafiyeti Yol Haritası’nı hazırladı. Ancak yol haritasında konuyla doğrudan ilgisi olmayan hususlar vardı. Ankara itiraz etti, “Meşruhatlı Yol Haritası” adı verilen yeni metin hazırlandı. Uzlaşma sağlandı ve Geri Kabul Anlaşması imzalandı. Resmen başlayan süreç başarıyla tamamlanırsa, Türkiye AB Tüzüğü’nde vize serbestisine sahip ülkelerin bulunduğu listeye alınacak, Türk vatandaşları için vize muafiyeti gerçekleşmiş olacaktı.
1 EKİM 2014 GERİ KABUL ANLAŞMASI YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Geri Kabul Anlaşması yürürlüğe girdi. 24’üncü maddeye göre, Türkiye üzerinden AB ülkelerine yasadışı yollarla geçen göçmenlerin geri kabulü, anlaşmanın yürürlülük tarihinden üç yıl sonra başlayacaktı. Dolayısıyla Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelere vizesiz gidebilmeleri de Geri Kabul Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden üç-üç buçuk yıl sonra olacaktı.
29 KASIM 2015 TÜRKİYE DİPLOMATİK ATAK BAŞLATTI
Ankara, AB’de göç krizinin yeni bir durum olmadığı, Türkiye’nin bu yükü beş yıldır tek başına üstlendiği yönünde diplomasi atağı başlattı. Hazırlanan Göç Eylem Planı, Brüksel’deki AB-Türkiye Zirve’sinde kabul edildi. Buna göre, Türkiye’ye Ekim 2016 itibarıyla vize muafiyeti sağlanması, Suriyeliler için yapılacak yardımın üç milyar euroya çıkartılması, üyelik müzakerelerinde yeni fasılların açılması ve Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi AB zirvelerine davet edilmesi istendi.
7 MART 2016 SÜRPRİZ HAMLE İLE YENİ ANLAŞMA
Başbakan Davutoğlu, Türkiye-AB Zirvesi’nde sürpriz bir hamle yaptı. Yeni anlaşmaya göre, Avrupa’ya yasadışı yollardan giden göçmenleri Suriyeli göçmenleri Türkiye kabul edecek ancak AB ülkeleri her üç kaçaktan birini sığınmacı olarak kabul edecekti. Türkiye’ye sığınmacılar için kullanılmak üzere 6 milyar euro verilecekti. Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı uygulama tarihini 4 Nisan’a çekecek, karşılığında vizesiz Avrupa tarihi de hazirana alınacaktı.
18 MART 2016 KÖŞEYE SIKIŞAN AB TÜRKİYE’YE ‘EVET’ DEDİ
Mülteci sorunu nedeniyle bunalan AB, isteksiz de olsa Türkiye’nin teklifini geri çeviremedi. Yol haritasındaki 72 kriterin yerine getirilmesini pek mümkün görmediği için de rahatlıkla onay verdi. Ancak Türkiye AB’yi bir kez daha şaşırttı.
4 MAYIS 2016 AVRUPA KOMİSYONU TAVSİYE KARARI ALDI
Türkiye sözünde durdu ve 4 Nisan’da Geri Kabul Anlaşması’nı uygulamaya başladı, 72 kriterden 67’sini tamamlandı. Avrupa Komisyonu bu çabayı görmezden gelemedi ve Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanmasını önerdi. Avrupa Parlementosu ve AB Konseyi süreçleri tamamlandıktan sonra serbest dolaşımı hazirana yetiştirmek için sinerji oluşmuştu.
6 MAYIS 2016 ‘TERÖR’ KRİTERİ SÜRECİ KİLİTLEDİ
AB’nin 72 kriterinden 65’ncisi olan terör başlığı krize neden oldu. AB örgütlü suçlarla ilgili cezaları düzenleyen TCK 220. maddede silahlı-silahsız örgüt ayrımının yapılmasını, Terörle Mücadele Kanunu’nun terör ve terör suçlusunu tanımlayan 1. ve 2. maddesinin değiştirilmesini istiyordu. Ancak bir yandan IŞİD bir yandan PKK ile mücadele eden, 10 terör örgütünün birleşip çatı örgüt bile kurduğu Türkiye, bu isteği geri çevirdi. Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından Dışişleri ve AB bakanları ‘terör’ kriterine itiraz etti. Avrupa Komisyonu ise bizzat Başkanı Jean Claude Juncker’in ağzından Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda AB ile Türkiye arasındaki mülteci ve vize muafiyeti anlaşmalarının çökeceğini söyledi. Ancak Ankara geri adım atmadı.
12 MAYIS 2016 ‘ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR’ MESAJI
Bu kez AB Komisyonu, Türkiye’nin Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklik yapmayı reddetmesinin Ankara ile varılan anlaşmayı sona erdirmeyeceğini duyurdu. Komisyon Sözcüsü, Margaritis Schinas, konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini belirtti, sürecin sonlanmadığına vurgu yaptı.
72 KRİTER BAKANLIK SİTESİNDE
Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde, Türkiye’nin AB ile vize muaafiyeti konusunda 2013 yılında imzaladığı ilk metnin İngilizcesi bulunuyor. Metinde AB, Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihatlarını baz alarak, terörle mücadelede örgütlenme, adil yargılama, özgürlük ve güvenlik hakkı ile ifade özgürlüğüne göre düzenleme yapmasını istiyor. Türkiye ise metne koyduğu şerhte bu konuların vize muafiyeti ile ilgili olmadığını, üyelik müzakereleri kapsamında yerine getirilen ya da getirilecek politik kriterler olduğunu belirtiyor.