Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, seçmenin sandıkta iradesini ortaya koyduğunu belirterek, partilerin lehine değil de milletin tercihi lehine bir usulsüzlük ve haksızlık olup olmadığını tespit etmek istediklerini söyledi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sivas’ta AK Parti İl Teşkilatını ziyaretinden sonra kent meydanındaki Avukatlar Haftası etkinliğine katıldı. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gül, 31 Mart seçimlerinde millet idaresinin sandığa yansıdığını belirterek, “31 Mart seçimlerinde milletimiz sandığa gitti ve iradesini ortaya koydu. Biz AK Parti olarak millet iradesini merkeze almış, millet iradesi ile yolculuk yapan, milletin iradesinden başka hiçbir güç tanımayan bir siyasi hareketiz. Demokrasi de zaten budur. Milletimiz de tercihini ortaya koydu sandığa giderek. 31 Mart seçimleri ülkemiz için, milletimiz için hayırlı olsun. Bu sonuçlar kesinleştikten sonra göreve başlayacak tüm belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerine, muhtarlara, tüm seçilenlerle başarılar diliyoruz” dedi.
'İTİRAZLAR İLK KEZ YAPILMADI'
Bakan Gül, Türkiye’de seçimlerden sonra ilk kez itiraz yapılmadığının altını çizerek, “Türkiye çok güçlü bir seçim tecrübesi olan ülkedir. Demokrasisi güçlü bir ülkedir. Seçim tecrübesi ile büyük bir olgunluk içerisinde seçimleri gerçekleştirmiştir. Her seçimden sonra olduğu gibi vaki olan itirazlar gerçekleştirilmektedir. İtirazlar her partilerce yapılmaktadır. Bu bir haktır. Siyasi partiler itirazlarını seçim kurullarına yapabilmektedirler. Türkiye’de bu itiraz yolları açıktır. Kim bu konuda usulsüzlük, bir eksik veya hata olduğunu tespit ederse bunu itiraz yolu ile ileri sürer, bunlar değerlendirilir, tespit edilir ve sonuca bağlanır” diye konuştu.
Vatandaşın tercihi lehinde bir usulsüzlük yapılıp yapılmadığının tespit edilmek istendiğini belirten Gül, “Tüm ilgililerin ve siyasi partilerin bu sürece saygılı olması gerekir. Türkiye’de seçim mevzuatı, Anayasa’ya göre seçim kurulu yönetiminde gerçekleştirmektedir. Yüksek Seçim Kurulu da nihai kararı verecektir. Herkesin nihai karar verilere kadar itirazlarını yapma, hukuki haklarını kullanma elbette yetkisi vardır. Tüm siyasi partiler de bunu yapmaktadır. İtirazlar neticesinde şu parti veya bu parti değil, vatandaşın iradesi ne yönde ise o tecelli etmektedir. Bizim duruşumuz da vatandaşın ne tecelli ettiyse onun ortaya çıkmasından yanadır. Burada bir parti lehine değil milletimizin tercihi lehine bir usulsüzlük, bir haksızlık varsa bunun tespit edilmesini istemekteyiz. Dolayısıyla süreç kendi mecrasında her seçimde olduğu gibi kendi takviminde ve normal usullerde, şekillerde işlemektedir” dedi.
'YSK SON OTORİTEDİR'
“Olağanüstü ve ilk kez bu seçimden sonra oluşmuş bir itiraz yoktur. Her seçimde bir itiraz usulü ve mekanizması vardır. Seçim kurulu da nihai olarak kararı sağlar. Dolayısıyla bu süreç sonunda da daha fazla bağıran, daha fazla farklı yollara tevessül eden değil, haklı olan elbette kazanacaktır. Bunun tescilini de Yüksek Seçim Kurulu yapacaktır. Yüksek Seçim Kurulu Türkiye’de bu konuda son otoritedir. Hepimiz sonucu sayılı bir şekilde bekleyip, itirazlarımızı yapıp, bu konuda A partisi, B partisi değil, milletimizin tercihinin tescil edilmesini beklememiz lazım. Süreç bu yönde işliyor. Demokrasiye saygı bu sürece de saygıyı gerektiriyor. Herkes, tüm adaylar, tüm siyasi partiler bu süreci saygılı bir şekilde, demokrasiye saygılı bir şekilde süreci takip etmekte. Soğukkanlı bir şekilde beklemesi ve süreci izlemesi gerekir. Kim kazanırsa elbette herkes tebrik edecektir, demokrasi budur. Demokrasi milletin tercihinin yansımasıdır. Tüm süreçler, sandık kurulundan Yüksek Seçim Kuruluna kadar siyasi partilerin de denetiminde olmaktadır. Son sözü de Yüksek Seçim Kurulu verecektir. Seçimler ülkemize, şehirle, milletimize hayırlı olsun. Milletimiz her zaman en doğrusuna karar verir, her zaman da karar vermiştir. Bu seçimlerde de milletimizle birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Ülkemiz için hayırlı olsun.”