11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriyeli mültecileri siyasi olarak istismar etmedikleri için iktidar ve muhalefet partilerini övdü.
İstanbul'da düzenlenen 20. Avrasya Ekonomi Forumu'nda, "Bir yol ayırımında olan insanlar" başlıklı oturumda konuşan Gül, "3 Milyona yakın mültecisi olan bir ülkeyiz. Türk halkı gerçekten asil davrandı. Bütün siyasi partiler, 3 seçim geçirmemize rağmen, hiç kimse bunu istismar etmedi. İktidar, muhalefet istismar etmedi. Bunun çok büyük değer olduğunu teslim etmek gerekiyor. Başka ülkelerde bunun istismar edildiğini ve hükumetlerin değişmesine neden olduğunu görüyoruz" dedi.
POPÜLİZM OLMAMALI
Son yıllarda başta ABD ve Avrupa'da olmak üzere dünyada çok önemli değişikliklerin yaşandığını söyleyen Gül, "İyiye gittiğini söylemek zor. Kaygılar artıyor. Ülkeleri yönetenlerin popülizme bu kadar yer vermeleri, gelecekle ilgili kaygıların artmasına sebep oluyor" dedi.
BM REFORMA TABİ TUTULMALI
İnsanlığın geçmişte yaşanan acılardan dönem dönem ders çıkardığını belirten 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Büyük yıkımlar, büyük insan kayıpları yaşandı. Buradan da ders çıkartıldı. BM gibi kurumlar ortaya çıktı. Bu kurumların kendilerini geliştirmediklerini şartlara adapte olmadıklarını görüyoruz" diye konuştu. BM'nin reforma tabi tutulması gerektiğini dile getiren Gül, "Alışık olmadığımız yeni siyasi yapılar ortaya çıkıyor. Güvenlik algılamaları farklı ortaya çıkıyor. Bütün bunlar geleceğin çok daha huzurlu olmadığını da gösteriyor. Ekonomik konuda da özellikle koruyucu tedbirlere başvurulması, mevcut yapıları çürütüyor" dedi.
SORUMLULUK MAKAMINDA POPÜLİZM ÇOK TEHLİKELİ
Siyasilerin seçim kampanyalarında popülizme başvurabileceklerini ancak sorumlu makamlara geldiklerinde bunu yapmamaları gerektiğini söyleyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sözlerini şöyle sürdürdü; "Sorumluluklar üstlenildikten sonra popülizme yer vermek çok tehlikeli bir şey. Bu selamete, refaha ve güvenliğe çıkarmıyor. Avrupa ve Ortadoğu siyasi tarihi de bununla dolu. Aşırı milliyetçilik, ırkçılık ve ayrımcılık, İslamafobi gibi konular mutluluk refah ve güvenlik getirmiyor."
DOĞRU POLİTİKALAR MUTLU EDİYOR
Dünyaya yön veren ülkelerin başındaki liderlerin, demokrasi ve insan hakları gibi konulara referans yapmamalarının dikkatini çektiğini söyleyen Gül, "Bunlar insanlık için de, kendi ülkeleri içinde hayırlı neticeler getirmez. Doğru politikalar ülkeleri ve halkları mutlu ediyor. Bir bölgede güvenlik sağlanmadığı sürece, orada ekonomik kalkınmadan söz edilemez. Eski dünyada yaşamıyoruz. Zorla, güçle, hard power'la yeni düzenler kurulsun. Soft powerlar kurulursa o zaman mutluluk getiriyor" dedi.
İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİ
En acı örneklerin Ortadoğu'da yaşandığını söyleyen Gül, "Kendi rejimlerini bugünkü dünyaya adapte edemeyen ülkeler sonunda ani patlamalarla karşılaşıyor. Sonra da buna bütün yabancı ülkeler karışmakta. Vekalet savaşları gerçekleşmekte. Dün Suriye'den gördüğümüz resimler. BM Güvenlik Konseyi'ni izleyenler olmuştur. Oradaki tartışmalar, insanlık adına utanç vericidir ve kaygı vericidir" diye konuştu.
SAVAŞ BAŞLARSA YAPILACAK FAZLA BİR ŞEY KALMIYOR
Sözü mültecilere getiren 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ülkeleri ateş çemberi içinde kalanlar, kendilerine güvenli yer bulmak için kaçıyorlar. Suriye olayı Avrupa'ya şunu gösterdi ki, sizin uzağınızda olsa bile buna duyarsız kalamıyorsunuz. Bugün Milyonlarca insan, Avrupa sathında göçmen statüsüne düştüyse, bu problemin vaktiyle yerinde çözülmemesindendir. Savaş başladıktan sonra yapılacak çok fazla bir şey kalmıyor. O ülkeler ve dünya sıkıntılarla karşı karşıya geliyor. Halbuki şu yapılabilirdi; Problemleri daha önceden görüp çözümü nasıl bulursunuz? Diplomasi tarihi de, siyaset tarihi de bu konularla dolu. Sorunları kronikleştirmeden, karşılıklı uzlaşmayla çözdüğünüz anda başarılı olursunuz.
KAYIP JENERASYON UYARISI
"Mültecileri altın kafese bile koysanız ülkelerindeki huzuru bulamazlar" diyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah bir uyarıda da bulundu. Gül, "Bunların içindeki çocukların bir kayıp jenerasyon haline gelmemesi gerekir. Bu çocuklar gittikleri ülkelerde iyi eğitim almazlarsa, bunlar kuçaklanmaz ve bunlar dışlanırsa o zaman 5 -10 yıl içerisinde kayıp jenerasyon olarak radikal akımlara hazır adaylar haline gelir. Bunlarla ilgilenmek, özellikle bunları topluma entegre etmek mülteci kabul edecek ülkelerin gelecekleri açısından çok önemli" dedi.
ARNAVUTLUK CUMHURBAŞKANINDAN SURİYE ÖZELEŞTİRİSİ
Aynı oturumda konuşan Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani de dün Suriye'de yaşanan kimyasal katliama değinerek, "Dün korkunç haberler aldık Suriye'den. 100'lerce bebek hayatını korkunç bir şekilde kaybetti. Bu tür çatışmaların önlenmesi için zayıf kaldığımızı söylemek zorundayım" diye konuştu.
AKINCI: KIBRIS'TA ÇÖZÜM DÜNYAMIZA YENİ UFUKLAR KAZANDIRACAK
Yine aynı oturumda KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da yaptığı konuşmada, "Biz Kıbrıslı Türkler, hem yakın tarihimizdeki savaş travmasını unutmamış, dünyanın barışa ve iyi örneklere ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz" diyerek Kıbrıs sorununun çözülmesinin dünyaya örnek olacağını söyledi. Akıncı, "Kıbrıs'ın ciddi bir yol ayırımına geldiğine inanıyorum. Adada dil, din ve ırk farklılıklarına rağmen ortak bir devlet mümkün. Müzakerelerin sonuç vermesi mümkün olabilir. Bunun için tarafların aynı şekilde istekli olması gerekiyor. Çözüm istikametin seçilmemesi halinde, bu yol adayı kalıcı bir bölünmeye götürecektir. Türk tarafı olarak bizler, iki kesimli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon için çalışıyoruz. Çözümün dünyamıza yeni ufuklar kazandıracağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.