ABD’de Trump yönetiminin Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin ‘kırmızı çizgi’si ve ‘Ulusal güvenlik tehdidi” olarak değerlendirdiği YPG’ye ağır silah yardımını öngören Kongre kararını imzalaması iki ülke ilişkilerinde sarsıntı yarattı. Türkiye ABD ilişkileri en kritik dönemini yaşıyor. Eski başkan Barack Obama döneminde Kongre’den onayı alınan ancak yürürlüğe girmesi için yeni başkan Donald Trump yönetimine devredilen YPG’ye ağır silah verilmesini öngören tasarı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ülkeye yapacağı ziyaretten 6 gün önce yürürlüğe girdi. Önergeye ilk tepki Karadağ’ın başkenti Podgorica’da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan geldi.
ABD’nin, Türkiye’nin YPG konusundaki tutumunu çok iyi bildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “YPG ve PKK, ikisi de terör örgütüdür, hiçbir farkı yoktur. Bunların eline geçen her silah, Türkiye’ye yönelik bir tehdittir” diye konuştu. Konu İngiltere’de düzenlenecek Somali Zirvesi’ne katılmak için bu ülkeye giden Başbakan Yıldırım’ın da gündemindeydi. Yıldırım, Türkiye’nin YPG konusunda tavrının çok net olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Türkiye, bölgede PKK’nin bir başka terör örgütü DEAŞ’a karşı kullanılmasına karşıdır. Bir terör örgütü kullanarak başka terör örgütü yok edilemez. Sonra o terör örgütü de başınıza bela olur. PKK’ya doğrudan veya dolaylı yardım anlamına gelecek girişimleri kabul etmemiz söz konusu değildir. Stratejik düzeydeki ilişkilerimiz ile terör örgütü arasında Amerika’nın bir tercih yapma cehetine gitmesini düşünmüyoruz. Son karardaki açıklamalarda da esasen Türkiye’nin hassasiyetlerinin azami ölçüde dikkate alınacağının altı çizilmiştir” diye konuştu. Yıldırım, “Türkiye’nin PKK terör örgütü konusundaki hassasiyetinin en üst düzeyde dikkate alınması için hala Amerikan yönetiminin elinde imkanlar olduğunu düşünüyoruz. Eğer aksi karar alınırsa bunun doğuracağı sonuçlar, sadece Türkiye’yi bağlamaz aynı zamanda Amerika için de olumsuz bir netice ortaya koyacaktır” ifadelerini kullandı. ABD’nin bu adımına bir tepki de Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’tan geldi. Işık, şu ifadeleri kullandı: “ABD Savunma Bakanı Türkiye’ye güvence vermeye hazır olduklarını ifade etti. Bunun bölgede vahim sonuçlara yol açacağını biliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde bu konunun da gündeme geleceğini kaydeden Işık şöyle devam etti: “PYD/YPG’ye ağır silah verilmesi başlı başına krizdir. Bunun bölgeye ve ABD’ye faydası olmaz. Sonuçları sadece bölgeyi ve Türkiye’yi etkilemez, başta ABD olmak üzere bütün dünyayı etkiler. Türkiye’nin oyunu tek başına değiştirme gücü yok ama ulusal çıkarlarını koruma gücü var. YPG gibi terör örgütü unsurlarının katıldığı operasyona Türkiye’nin destek vermesini kimse beklememeli.” -İSTANBUL AA
MATTIS’TEN KISA AÇIKLAMA
Türkiye’nin bütün uyarılarına karşı bu kritik adımı atan ABD’den ise sadece ABD Savunma Bakanı James Mattis’ten kısa bir açıklama geldi. “Türkiye’nin endişesini çözmeye çalışacağız” diyen ABD Savunma Bakanı James Mattis “Güvenlik için Türikye ile yakın çalışacağız” dedi. Litvanya ziyareti sırasında konuşan ABD Savunma Bakanı “Güney sınırında güvenliği sağlamak için Türkiye ile çok yakın çalışacağız. Orası Avrupa’nın da güney sınırı ve yakın işbirliği içerisinde olacağız” diye konuştu.
AĞIR SİLAHLAR NELERİ KAPSIYOR? OPERASYONU KİM DENETLEYECEK?
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’de YPG’ye doğrudan silah yardımı kararı Amerikan basınının da gündeminde. ABD medyası, Trump’ın kararının sürpriz olmadığını yazdı. Bu kararın Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere zarar verebileceğine dikkat çekildi. Amerikan medyası, YPG’nin zaten ABD’den hava desteği aldığını hatırlattı. New York Times, ana unsurunu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne verilecek silahların, hafif silah ve mühimmatın yanı sıra ağır makineli tüfek, 120 milimetrelik havan topu, anti-tank silahları ve zırhlı araçları da içerdiğini yazdı. İngiliz The İndependent gazetesi ise, top ya da karadan havaya füze verilmesinin beklenmediğini vurguladı. Gazeteler, Türkiye’ye verilen güvenceleri de hatırlattı.
New York Times’a göre silahlar ve mühimmat, Kürtler ve Arapların yürüteceği belirli operasyonlar için kullanılacak. Amerikalı danışmanlar Kürtlere verilen silahların kullanımını denetleyecek. Silahların başka bir amaç için kullanıldığı ya da kaçakçılık yapıldığı tespit edilirse sevkiyat kesilecek. Operasyona katılacak güçlerin çoğunluğu Arap savaşçılardan oluşacak.
Washington Post bu vaatlerin Türkiye’nin kaygılarını gidermeye yetmeyeceği yorumunu yaptı. ABD, silahları PYD’ye ulaştırmak için acele ediyor. DEAŞ’la mücadele koalisyonunun ABD’li sözcüsü Albay John Dorrian, ellerindeki silahların PYD’lilere dağıtımına her an başlayabileceklerini söyledi. Görev bittikten sonra silahların geri toplanmayacağını açıklayan Dorrian, ‘Silahların amacına uyğun kullanıldığını denetleyeceğiz” dedi.