ABD, büyük ekonomik buhranın başlangıcı sayılan Mortgage krizinin fitilini ateşleyen ülke oldu. 2007 yılında ödenmemiş konut kredi borçlarının oranı ilk kez yüzde 50'nin üzerine çıktı ve 2008 yılı Nisan ayında piyasalar dalgalanmaya başladı.
Emlak sektöründe başlayan kriz bir anda derinleşerek finansal piyasaları ve ardından finansal kuruluşları çökertmeye başladı. Bu dalgalanma sonucu ABD ekonomisi 2008 yılını -0,3 oranında küçülme ile kapattı.
2006 yılında yüzde 2,7 büyüyen ABD ekonomisi ilk duraklamayı 2007 yılında yine 2,7 büyüme beklentisine karşılık yüzde 1,8 büyüyerek vermişti. Beklentilerin boşa çıkması ilk sarsıntı olarak algılanmış ve soru işaretleri oluşturmuştu.
2009 ise yılında kriz derinleşerek birçok finansal kuruluşun kapanmasına yol açtı. ABD ekonomisi 2009 yılını daha derin sarstı ve yılı -2,8 küçülerek kapattı.
Krize ilk giren de ilk çıkan ülke de ABD oldu
Mortgage krizi ile ilk krize giren ülke olan ABD, benzer şekilde krizden ilk çıkan ülke olmayı da başardı. Özellikle parasal genişleme modeli ile FED bilançosunu 1 trilyon doların altından 4 trilyon doların üzerine taşıyarak krizi aşmaya çalıştı.
Parasal genişlemenin de etkisi ile 2010 yılında yüzde 2,5 büyümeyi başaran ABD, ardından 2011 yılında yüzde 1,6 büyüme sağladı.
Küresel krizin hem boyut hem de derinlik değişimi ile Avrupa merkezli bir hal alması 2011 büyümesinden sonra ABD'nin de bir miktar daha yavaşlayacağı beklentilerini oluşturdu. Fakat beklenen olmadı ve Avrupa tarafı ciddi sıkıntılar yaşarken, ABD 2012 yılında yüzde 2,3 büyümeyi başardı.
ABD, adeta duraklamadan ekonomik büyümeye devam ederek 2013 yılını da yüzde 2,2 büyüme ile kapattıktan sonra 2014 yılında da yüzde 2,4 büyümeyi kesintisiz şekilde sürdürmüş oldu.
Büyüme sağlıklı mı tartışması
Krize girmeden önceki yıllar (2002-2007) yılda ortalama -300 milyar dolar açık veren ABD bütçesi sonraki yıllarda (2008-2014) ortalama 950 milyar dolar yıllık bütçe açığı ile yaşamak zorunda kaldı. Parasal genişleme aynı zamanda bütçe açığını da üçe katlayarak büyümeye destek verdi.
ABD'nin cari işlemler açığına baktığımızda ise 2002-2007 döneminde yıllık ortalama açık -580 milyar dolar düzeyinde gerçekleşiyor. Oysa krizden sonraki yıllarda büyüme hızla artarken cari açık miktarı yıllık -460 milyar dolara geriliyor.
ABD krizle birlikte dış açığı bütçe açığına dönüştürerek büyüme modelini şekillendiriyor. Ama her şey bu kadar mı?
ABD aslında Çin dışında açıkları düzeltti
Bugün kim
Fakat 2008 krizinden sonra ABD'de en önemli düzelme dış ticarette yaşandı. Dış açık son yedi yılda ortalama yıllık bazda 100 milyar dolar düşerek -620 milyar dolardan -520 milyar dolara geriledi.
İlginç bir başka nokta ise Çin hariç ABD dış ticaret açığının durumudur. 2002-2007 döneminde Çin hariç ABD dış ticareti ortalama -440 milyar dolar açık verirken 2008-2014 döneminde bu miktar -230 milyar dolara gerileme gösterdi.
Örneğin 2006 yılında ABD ekonomisi yüzde 2,7 büyüme gösterirken Çin hariç dış ticaret açığı -527 milyar dolar düzeyindeydi. 2014 yılında ise yine büyüme yüzde 2,4 düzeyinde gerçekleşirken Çin hariç dış ticaret açığı -162 milyar dolar düzeyinde kalıyor.
Verilerden anlaşılan, ABD'nin dış ticarette Çin hariç diğer dünya ülkelerine kaşrı çok büyük bir ticari başarı elde ettiği yönünde.
ABD'de işsizlik hızla azaldı
ABD'nin belki de en büyük başarısı işsizlikle mücadelede oldu. 2007 yılında yüzde 5,0'e düşen işsizlik oranı büyük krizle beraber 2009 yılında yüzde 9,9'a yükseliş yaşamıştı.
Sonrasında başlayan parasal genişleme ve hızlı büyüme sayesinde ABD'de işsizlik 2014 yılında yeniden yüzde 5,6 seviyesine gerileyerek büyük başarı sağladı. İşsizlik rakamı 2015 yılında ise daha da azalarak yüzde 5,4 hedefine vardı.
ABD'nin en büyük sorunu düşük enflasyon
ABD ekonomisine baktığımız zaman belki de en büyük sorun bir türlü toparlanamayan enflasyon oluyor. ABD'de mal ve hizmetlerin fiyatı bir türlü artmıyor. FED, parasal genişleme ile bilançosunu dört kattan fazla büyütüyor ama enflasyon tabloda görüldüğü gibi düşmeye devam ediyor.
ABD ekonomisinde yaşanan en büyük çelişki işte tam da bu: Parasal genişle 4 kat artıyor ama fiyatlar düşmeye devam ediyor.
Özel tüketim harcamaları son üç yıldır büyümeye yakın seyretmesine rağmen fiyatlar yine artmıyor. Mesela 2012 yılında tüketim harcamaları yüzde 1,8 artıyor ama enflasyon yüzde 1,7'de.
2013 yılı: Tüketim harcamaları % 2,4 artıyor. Enflasyon %1,5
2014 yılı: Tüketim harcamaları %2,5 artıyor. Enflasyon %0,8
Tüketim artıyor, parasal genişlik hat safhada ama fiyatlar bir türlü artmıyor.
ABD'de 2015'de veriler hepten karıştı
Geçmiş yıllara biraz geniş baktıktan sonra birazda son aylarda bu verilerin nasıl değiştiğine kısaca bakmak gerekiyor.
Son işsizlik maaşına başvurular 14 Mayıs günü açıklandığında gördük ki 264 bin kişi ile beklentilerin altında geldi. Oysa piyasa 273 bin işsizlik maaşına başvurusu bekliyordu. Böylece son 4 haftalık başvurular 7 bin 750 kişi azalarak 271 bin 750 kişiye gerilemiş oldu.
Bu veri ABD'de Nisan 2000'den sonraki en düşük veriyi oluşturdu. ABD'de işsizler azalıyor.
Büyüme yavaşlıyor-istihdam artıyor
2015 yılı ilk çeyreğinde ABD'de büyüme yüzde 0,2 oranı ile beklentilerin oldukça altında geldi. Büyümenin mevsimsel etkilerden kaynaklandığı ileri sürülse de yüzde 1,0 beklenen büyüme 0,2 geldiğinde adeta kartları yeniden dağıttı. Ama işsizlik başvuruları ve istihdam artışı tam tersini söylüyor.
Nisan 2000'den sonra en düşük düzeye inen işsizlik başvuruları bunun en önemli göstergesi oldu. Nisan 2015 verisine göre ABD'de tarım dışı istihdam 223 bin kişi artarak işsizlik yüzde 5,4'e düşüyor. Mart ayında yüzde 5,5 olan işsizlik bir ayda 0,1 puan azalarak 2007 sonrası en düşük düzeye iniyor.
Büyüme yavaşlıyor ama istihdam artıyor, işsizlik azalıyor.
İstihdam artıyor ama maaşlar artamıyor
İstihdam artıyor ama belki de bir başka sorun ABD'de çalışanların kazancı bir türlü artmıyor. Nitekim son istihdam verisinde çalışanların kazancı 0,2 artış beklenirken 0,1 artış yaşanabiliyor.
Tüketim azaldı ama bütçe fazla verdi
ABD ekonomisinden gelen çarpıcı bir başka veri ise son aylarda tüketimin oldukça dalgalanma göstermesi oldu. Mayıs ayında açıklanan verilere göre perakende satışlarda artış bekleniyordu. Ama maalesef perakende satışlarda artış olmadı.
Satışlar artmayınca son gelen aylık enflasyon da negatife döndü. Aylık ÜFE -0,4 gelirken beklenti %+0,1'di. Keza gıda ve enerji hariç fiyat artışı da %-0,2 gelerek beklentinin tam tersi oldu.
Maaşlar artmıyor ama borçlar artıyor
ABD verilerini bir kez daha hatırlayalım: İstihdam artıyor ama maaşlar artmıyor. Sonuç olarak tabii ki borçlar artıyor.
Hane halkı tüketim harcamalarını karşılamak için borçlanmaya devam ediyor. 2015 birinci çeyrek sonuçlarına göre hane halkı borçları 24 milyar dolar artarak 11,85 trilyon dolara yükseldi.
Haneler açık verdi devlet fazla
Hane halkı borçları hafif de olsa artamaya devam ederken belki de en önemli gelişme devletin kasasında oldu. Devletin bütçesi yedi yıldan sonra ilk kez fazla verdi. Nisan ayında ABD bütçesi 472 milyar dolar vergi geliri elde ederken 157 milyar dolar fazla verdi.
Kısaca ABD ekonomisinde bir şeyler değişiyor ama mevcut iktisat kuralı bu değişimi açıklamakta henüz yeterli sonuçları veremiyor. Bu yolun nereye gideceğini kimse kestiremiyor ki; bunların başında FED geliyor. FED uzun süredir faiz artıracağını açıklamasına rağmen ne zaman ve ne kadar konusunda hala bir yol haritası ortaya koyabilmiş değil.