Cuma günü yemin ederek ABD'nin 45. Başkanı olan Trump, Beyaz Saray'daki koltuğuna oturduktan sonraki ilk televizyon mülakatını ABC kanalından David Muir'e verdi.
Beyaz Saray'da gerçekleştirilen mülakatta Trump, Suriye'de 6 yıldır süren iç savaş sonucu ortaya çıkan milyonlarca mültecinin Avrupa ülkeleri yerine "ülke içinde oluşturulacak güvenli bölgelerde" kalmalarının daha doğru olacağını belirterek "Suriye'de halk için kesinlikle güvenli bölgeler oluşturacağım. Bence Avrupa, milyonlarca insanın Almanya ve diğer ülkelere alınmasına izin vermekle büyük bir hata yaptı. Şimdi orada olan şey tam bir felaket." dedi.
Daha önce de birkaç kez Suriye halkı ülke içinde güvenli bölgeler oluşturulması gerektiğini kaydeden Trump'ın bugünlerde bu önerisinin de yer aldığı bir başkanlık kararnamesine imza atması bekleniyor.
"MÜSLÜMANLAR ABD'YE ALINMASIN ÖNERİSİ DEĞİL"
Programda öne çıkan bir diğer konu da ABD'ye gelecek kişilere uygulanan vize rejiminin sıkılaştırılması ve özellikle belli ülkelerden başvuran kişilerin daha katı güvenlik prosedürlerine tabi tutulması oldu.
Yeni vize yaklaşımının "Müslümanların ABD'ye alınmaması" anlamına gelip gelmediğini soran Muir'e cevaben Trump, "Hayır, bu Müslümanların yasaklanması durumu değil fakat çok fazla terör barındıran ülkelerle ilgili. Bu ülkelerden gelen insanlar burada büyük sorunlara neden oluyorlar. Ülkemizin bu kişiler olmadan da zaten yeterince sorunu var." ifadelerini kullandı.
Programda doğrudan ülke ismi zikretmeyen Trump, başkanlık kararnamesinde tüm detayların kamuoyuna ilan edileceği yorumunu yaptı.
Dün Amerikan kamuoyuna yansıyan haberlerde Trump'ın birkaç gün içinde imzalaması beklenen bir başkanlık kararnamesi ile hem Suriye'de güvenli bölgeler oluşturulması hem de geçici bir süre tüm mülteci alımlarının durdurulması kararlarının alınacağı iddia edilmişti.
Bazı Müslüman ülkelere daha katı vize rejimi uygulanmasının İslam dünyasında kızgınlığa neden olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Trump, dünyada zaten yeterince öfke olduğunu ve kendi atacakları adımların bunu değiştirmeyeceğini savundu.
"IRAK'TAN ÇIKARKEN PETROLÜ KONTROL ETMELİYDİK"
ABD'nin Irak'tan geri çekilirken bu ülkedeki petrolü kontrol edecek bir stratejiyle geri çekilmesi gerektiğini aktaran Trump, Barack Obama yönetiminin bunu yapmadığını ve DEAŞ'ın bugün Irak'taki petrolü satarak kendine finans kaynağı oluşturduğunu öne sürdü.
"Eğer petrolü almış olsaydık DEAŞ da olmazdı. Ortadoğu'ya 6 trilyon dolar harcadık ve bugün ülkemiz dağılıyor." şeklinde konuşan Trump, Irak işgalinin baştan yanlış olduğu ve geri çekilme sürecinin yanlış yönetildiği yorumunu yaptı.
"MEKSİKA, DUVARIN PARASINI YÜZDE 100 ÖDEYECEK"
Meksika sınırına duvar inşası sözlerini bir kez daha yineleyen Trump, ilk başta Amerikan vergi mükelleflerinin parasıyla yapılacak olan duvarın masraflarının Meksika'dan kesinlikle alınacağını dile getirdi.
"Meksika, duvarın parasını yüzde 100 ödeyecek." diyen Trump, yakın zamanda Meksika hükümeti ile görüşmelere başlayacaklarını ve söz konusu paranın "bir şekilde" tahsil edileceğini bildirdi.
Dün imza attığı başkanlık kararnamesiyle Meksika sınırına duvar örülmesini karara bağlayan Trump'a karşılık Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto, son açıklamasında bir kez daha "duvarın parasını ödemeyeceklerini" söyledi.
"WATERBOARDİNG İŞE YARAR"
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) yurt dışındaki hapishaneleri ve mahkumlarda boğulma hissi uyandıran "waterboarding" işkence yöntemi ile ilgili soruyu yanıtlayan Trump, DEAŞ terör örgütü mensupları üzerinde bu yöntemin "işe yarayacağını" ifade etti.
"Ateşe ateşle karşılık vermeliyiz." diyen Trump, "waterboarding" gibi yöntemlerin işe yarayacağından kuşku duymadığını ancak bu konuda olumsuz görüş beyan eden Savunma Bakanı James Mattis ve CIA Direktörü Mike Pompeo'nun izinden gideceğini vurguladı.
Mattis ve Pompeo'nun alanlarında çok tecrübeli olduklarını belirten Trump, sorgu teknikleri gibi konularda kendi görüşü ne olursa olsun bu iki isme itibar edeceğine dikkati çekti.
Adaylıklarının onay sürecinde Senatodaki oturumlarda Mattis ve Pompeo, CIA'in bir dönem uyguladığı işkence yöntemlerini onaylamadıklarını belirtmişti.
WASHINGTON/AA