AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Kanada’da düzenlenen Halifax Güvenlik Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çelik, Halifax Güvenlik Forumu’na ilişkin, "Burada Türkiye’nin rolü, terörle mücadele konusunda yaptıkları, göç meselesinin yönetimi, bölgedeki gelişmelerin anlatılması, Avrupa’daki gelişmelere, ABD’de gelişmelere nasıl baktığımız ile ilgili çeşitli oturumlar ve görüşmelerimiz oldu. Bu açıdan verimli geçtiğini söyleyebilirim. Buradaki sözlerimiz yıllardır söylenen şeylerin çeşitli gruplar tarafından dillendirilmesinden mutluluk duyduk. Özellikle İslam ve terör meseleleri söz konusu olduğunda bu ifadenin kullanılmaması gerektiğini, terörün herhangi bir din ile İslam’la ya da herhangi bir etnik grupla ilişkilendirilmemesi konusunda çok vurguyla karşılaştık" dedi.
"KABUL EDİLEMEZ HADİSE"
NATO skandalına ilişkin Çelik, "Genelkurmay Başkanı ile telefon görüşmesinde NATO’daki skandallar, kabul edilemez hadise bildirildi. Derhal oradaki askerlerimizin geri çekilme talimatı verildi. Burada NATO Genel Sekreteri ile Genelkurmay başkanımız görüştü. Her seferinde özür dilediler. Böyle bir şeyin kabul edilemez olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Türkiye Cumhurbaşkanına yönelik olarak bu saygısızlığın, hiçbir şekilde tarafımızdan dolayı affedilmeyeceğini söyledik. İlk olarak bunu yapan kişi memur, NATO tatbikatından uzaklaştırılmış, gereken tedbirler alınmış bu şekilde ifade edildi.
"BU KİŞİ CEZALANDIRILMALI"
Olayın bununla sınırlı kalmamasını istiyoruz. Bu kişinin cezalandırılması gerekiyor. İkincisi Türkiye Cumhuriyeti’ne milletimize dönük hakarettir. Bu kişi bütün bunları gerçekleştirirken, bunu denetleyen mekanizma yok mudur? Bunun bir emir komuta zinciri yok mudur? Memur olsa bile bunun amirleri yok mudur? Bu çerçevede kontrol mekanizmasının gözden geçirilmesi gerekir. Çünkü müttefik ülkelerin güvenliğini sağlamaktan sorumlu NATO’nun, kendi tatbikatın güvenliğini sağlayamaması gibi bir tablo ile karşı karşıyayız. NATO kendi müttefiklerinin güvenliğini sağlayacaksa, önce tatbikatını güvenliği olması lazım. Tatbikat içerisinde müttefik ülkenin değerlerine, cumhurbaşkanına bu şekilde saldırılması, kurumun kendi güvenliğini sağlama konusunda zaaf ortaya koyduğunu gösterir. Burada net bir mesajlar verilmiştir. Bunun kabul edilemez olduğu hiçbir şekilde tarafımızdan affedilir bulunmadığı, NATO’daki ilişkilerimize gölge düşürecek nitelikte büyük bir olay olduğu ifade edilmiştir. Bunun için cumhurbaşkanımızı arayıp özür dilemişler. Bundan sonraki beklentilerimiz bir, benzer hadiselerin tekrar etmemesi için ne tür tedbirler alındığını takip edeceğiz. İkincisi, bu kişinin cezalandırılması konusunu takip edeceğiz. Üçüncüsü de bu kişiyi denetleyen emir komuta zinciri her nasıl gerçekleşiyorsa buradaki zaafların da net bir şekilde ortaya çıkması şeklinde takibimiz olacak" dedi.
"TÜRKİYE'SİZ HERHANGİ BİR ŞEKİLDE NATO DÜŞÜNÜLEMEZ"
NATO skandalının FETÖ bağlantısına ilişkin yöneltilen soru üzerine Çelik, "Soruşturma yapıldıktan sonra net tablo ortaya çıkacaktır. Bu kişinin bağlantılarını, onlar da biz de araştıracağız. Onların FETÖ’ye mensup teröristlerin yöntemlerine çok benzer bir yöntem. Türkiye’nin belli yerlerinde, belli kurumlar kullanarak, Türkiye’ye saldırmak ya da Türkiye’nin belli mekanizmaları içerisinde bu şekilde durumlarla karşı karşıya gelmesini sağlamak, bunların zaten var oluş sebebi. Bu şekilde hareket ediyorlar. Bütün varlıklarını Türkiye’ye zarar vermek, Türkiye’de birtakım olumsuz gelişmeler oluşturmak üzere gerçekleştiriyorlar. Bu onların yöntemlerine benzer bir yöntem. İzlenimlerimiz o yönde. Tabi ki araştırılacak. Bütün bağlantıları ortaya çıkartılacak. Bunu takip edeceğiz. Biz NATO’nun kurucu üyesiyiz. NATO’da son derece önemli bir gücüz. Türkiye’siz herhangi bir şekilde NATO düşünülemez. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Türkiye açısından ancak gereği yapıldıktan sonra komuta dönüşecek" dedi.
Avrupa Birliğinin (AB) Türkiye’ye, 105 milyon euroluk siyasi kesintiyle ilgili soruya ise Çelik, "Bu konuda henüz bize resmi tebligat gelmiş değil. Esasında mekanizma açısından garip bir mekanizma. Çünkü Avrupa Komisyonunun kendi içerisinde koordinasyon sağlayarak bunu yapması lazımdı. Bunun yerine, yapıldığına dair bir duyum 105 milyon euroluk kesin olacağına dair. Bu Türkiye açısından mali olarak bir şey ifade etmez. 2014-2020 arasında 4.5 milyon euroluk bir fon kullanılacak. Bunlar gıda güvenliğinden, eğitime, altyapı harcamalarından çeşitli alanlara kadar kullanılıyor. Bu fonları niye veriyor Avrupa Birliği? Bu fonlar aday ülkenin, AB’ye yakınlaşmasını sağlamak için AB mekanizmalarının aday ülke vatandaşlarına olumlu etkisini ortaya koymak için yapılmış şeyler. Burada mantık boşluğu var. Son derece vizyonsuz bir tablo var. Hem Türkiye’nin AB ’den uzaklaştığını söylüyorlar hem de Türkiye AB arasındaki mekanizmaları tek taraflı zayıflatmaya çalışıyorlar. Irak-Türkiye sınırında terörle mücadele ederken Türkiye, FETÖ’nün darbe girişimine maruz kalmışken Türkiye ile demokratik dayanışma, demokrasiyi güçlendirme konusunda bir dayanışma ortaya koyamıyorlar" diye konuştu.
KANADA/İHA