[Karar]
Malezya açıklarında olduğu tahmin edilen bir teknedeki 350 kadar Rohingya Müslümanı, terk edildiklerini, üç gündür aç ve susuz olduklarını belirterek acil yardım istedi.
Denizin ortasında terkedildiler
BBC'nin haberine göre, Arakan Project isimli sivil toplum kuruluşunun direktörü Chris Lewa'ya telefonla ulaşan teknedeki bir kişi, aralarında 50 kadın ve 84 çocuğun bulunduğu bir grup Rohingya Müslümanı olarak denizin ortasında terk edildiklerini söyledi.
Tekne denizde sürükleniyor
Lewa'ya üç gündür aç ve susuz olduklarını söyleyen kişi, teknenin tam olarak nerede olduğunu bilmediklerini ve denizde sürüklendiklerini belirtti.
Kaptan gemiyi terkederken motorun parçalarını aldı
Lewa, teknenin kaptanı ve mürettebatının Taylandlı olduğu bilgisini aldığını ifade ederek, "Rohingya Müslümanları iki aydır denizde yolculuk ettiklerini söylediler. Kendileri için bir tekne ayarlayan kaptan ve mürettebat önceki gün tekneyi terk etmiş. Terk etmeden önce Rohingya Müslümanlarının bulunduğu teknedeki motorun bazı parçalarını almışlar" diye konuştu.
Kendi idrarlarını içiyorlar
Tekneden alınan haberlere göre 10 kişi hayatını kaybetti. Bazıları ise susuzluklarını gidermek için kendi idrarlarını içmeye başladı.
Hiçbir ülke kabul etmiyor
Budistlerin çoğunlukta olduğu Myanmar'da baskı altında olan Arakan (Rohingya) Müslümanları, genelde Tayland üzerinden Malezya'ya göç etmeye çalışıyor.
Çaresiz insanlarla masa tenisi oynuyorlar
Ancak son zamanlarda göçmen akınına karşı alınan önlemlerden sonra Endonezya, Tayland ve Malezya tekneleri geri çevirmeye başladı. Tayland ve Malezya açıklarındaki teknelerde halen binlerce kaçak göçmenin mahsur kaldığına inanılıyor.
İnsan hakları örgütleri, Güney Asya hükümetlerini çaresiz mültecilerin hayatı ile “masa tenisi oynamakla” suçluyor.
Denizde 8 bin göçmen var
Uluslararası Göç Örgütü, bölgedeki teknelerde yaklaşık 8 bin kaçak göçmenin mahsur kaldığına inanıldığını açıklamıştı.
Struma faciasını hatırlattı
Arakanlı müslümanların denizin ortasında ölüme terkedilmesi 1941 yılındaki "Struma" faciasını akla getirdi.
12 Aralık 1941'de Romanya'nın Köstence limanından kalkan Struma gemisinin motoru İstanbul'a ulaşamadan açık denizde arızalanınca yolcuların aralarında topladıkları para ve mücevherler karşılığında, yakından geçen bir geminin mürettebatına gemiyi tamir ettirdiler.
Ancak gemi ikinci bir motor arızası sebebiyle 15 Aralık'ta İstanbul Boğazı'nda, Sarayburnu açıklarında demir atınca politik bir krize sebep oldu.
İnönü izin vermedi
Nazi Almanyası’nın İstanbul Büyükelçisi gemide salgın hastalık olduğunu iddia ederek yolcuların karaya çıkarılmamasını istedi.
Milli Şef İsmet İnönü, Nazi Almanya’sının bu isteğinin yerine getirdi ve yolcuların Türkiye'ye sığınmasına izin vermedi.
Vehbi Koç 3 kişi için devreye girdi
Ancak tarihi geçmiş Filistin vizesi bulunan birkaç yolcu, İngiliz hükümetinin onayıyla, ABD'nin ricası ve Vehbi Koç'un aracılığı ile gemiden indirildi.
Dokuz hafta boyunca kıyıda demirli vaziyette bekleyen gemiye Kızılay ve İstanbul'daki Yahudi toplumu tarafından yardım malzemeleri ulaştırılmasına rağmen hiçbir yolcunun karaya çıkmasına izin verilmedi.
Gemi Şile açıklarına çekildi
Gemide kalan yolcuların akıbeti ile ilgili haftalar süren müzakereler sonuç vermeyince, 23 Şubat 1942'de Türk hükümeti, motoru halen çalışmayan gemiyi Karadeniz'de Şile açıklarına çektirdi.
Sovyetler Struma'yı batırdı
Gece boyunca sürüklenen gemi, 24 Şubat sabahı Sovyetler Birliği Deniz Kuvvetlerine bağlı bir denizaltı tarafından torpillenerek batırıldı.
Olayda 103'ü çocuk olmak üzere 768 kişi öldü.
Vehbi Koç'un rolü
Vehbi Koç'un gemiden kurtardığı üç kişinin, petrol zengini bir kişi ile eşi ve çocuğu olduğu, Koç'un bu jesti karşılığında Almanlara krom ihracatı nedeniyle girdiği kara listeden çıkartıldığı ve bugünkü imparatorluğu kurduğu iddia edildi.
Struma'ya 73 yıl sonra ilk resmi anma
Struma faciasında ölenler facianın 73. yıldönümünde Türkiye'de ilk kez resmi törenle anıldı. 25 Şubat 2015'te düzenlenen anma törenine hükümet adına Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik katıldı.