Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu savcıları FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında darbenin yönetildiği yerlerden biri olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezindeki güvenlik kameralarına da el koydu.
TELEVİZYONDAN İZLİYOR
Soruşturma dosyasına giren görüntülerde harekat merkezinde görevli Tuğgeneral Arif Pazarlıoğlu'nun, darbe girişimini televizyondan izlemesi kameralara yansıyor. Tuğgeneral Alpaslan Çetin, Kurmay Albay Osman Kardal, Kurmay Yüzbaşı Recep Yıldız ve Kurmay Binbaşı Erhan Metin'in harekat merkezinde görüldüğü fotoğraflarda Kurmay Binbaşı Ali Gültekin ve Binbaşı Oğuzhan Konuk'un elindeki makineli silah dikkati çekiyor.
Eski Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu, Tuğgeneral Uğur Şahin, Tuğgeneral Alparslan Çetin, Tuğgeneral Arif Pazarcıklıoğlu, Tümgeneral Baki Kavun, Yüzbaşı Oktay Felekoğlu, Yüzbaşı Bünyamin Tuner, Binbaşı Ahmet Yıldız, Binbaşı Mustafa Duygulu ve Binbaşı Serkan Kılıç, koridorda yürürken güvenlik kamerasına yansıyor. Binbaşı Aziz Onur, yanında bir askerle harekat merkezi koridorlarında görülüyor.
Harekat merkezinin girişinde yaralı bir sivil de kameralara yansıyor. Kurmay Albay Mustafa Çiçek, bir grup askerle yaralıyı girişten içeriye alırken görünüyor.
ÜÇ SAYFALIK SIKIYÖNETİM DİREKTİFİ
Soruşturma dosyasına darbecilere ait 20 sayfalık sıkıyönetim direktifi de girdi. Genelkurmay Başkanlığından tüm kurumlara gönderildiği öğrenilen "gizli" ibareli direktifin ilk maddesinde darbenin gece saat 03.00'te planlandığı görülüyor.
"HAREKAT YILDIRIM"
Tuğgeneral Mehmet Partigöç ve Kurmay Albay Cemil Turan imzasıyla ve "Harekat Yıldırım" öncelik derecesiyle tüm birimlere gönderilen sıkıyönetim direktifinin birinci maddesinde "Yüce önder Atatürk'ün bizlere armağan ve emaneti olan cumhuriyetin kurucu unsuru olan Türk Silahlı Kuvvetleri 'Yurtta Sulh, cihanda sulh' ilkesi ışığında; A. milletin huzur, güven ve refahını temin etmek, B. özgürlükler ve hukuk devleti önündeki fiili engelleri ortadan kaldırmak, C. milletin ve devletin bekasını ve bölünmez bütünlüğünü devam ettirmek, Ç. devletin kaybedilen uluslararası itibarını yeniden kazandırmak, D. cumhuriyetin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri ortadan kaldırmak, E. yolsuzluk ve terörün önüne geçebilmek, F. hak ettiğimiz evrensel insan haklarını ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarımız için yeniden sağlamak, G. laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti düzenini yeniden tesis etmek, Ğ. uluslararası organizasyonlar ve toplum ile küresel barış, istikrar ve huzurun temini için daha güçlü bir ilişki ve işbirliği kurmak maksadıyla 16 Temmuz 2016 saat 03.00'dan itibaren yönetime el koymuştur" deniliyor, 2. maddede ise "Aynı saatten itibaren tüm yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir" ifadesi kullanılıyor.
Sıkıyönetim direktifinin 3 ve 4. maddelerinde darbecilerin sabah 06.00'dan itibaren sokağa çıkma yasağı uygulamayı planladıkları, derhal görevi üstlenmesi istenilen sıkıyönetim komutanlarına gerekli görülen ilçelere komutan atama yetkisi veriliyor.
SIKIYÖNETİM MAHKEMESİ
Sıkıyönetim direktifinin 5. maddesinde "Sıkıyönetimin tatbiki ve kamu düzeninin tesisi maksadıyla halen kurulu bulunan askeri mahkemeler mevcut bağımsızlıklarını ve yetki alanlarını muhafaza ederek sıkıyönetim mahkemesi olarak görevlendirilmiştir. Buralarda görevlendirilen hakim ve savcı kimlikleri EK-B'dedir. Kolluk güçleri sıkıyönetim mahkemeleri tarafından verilen talimatların yerine getirilmesinden sorumludur" ifadesi kullanılıyor.
Altıncı maddede kamuda atama ve görevlendirmelerin Yurtta Sulh Komitesi tarafından yapılacağı, bunun haricinde yapılacak işlemlerin yok hükmünde olduğu vurgulanıyor. 7. maddede ise Ankara ve İstanbul için hazırlanan asayiş ve takviye planına değiniliyor.
"MECLİS FESHEDİLMİŞTİR"
Darbecilerin sıkıyönetim direktifinin 8. maddesinde "Meşruiyetini kaybetmiş mevcut yürütme erki görevden el çektirilmiştir. Meclis feshedilmiştir. Vatana ihanet içinde bulunan tüm kişi ve kuruluşların en kısa zamanda ulusumuz adına karar vermeye yetkili mahkemeler önünde hesap vermesi sağlanacaktır" ifadelerine yer veriliyor. 9. maddede sıkıyönetim komutanlarının vazifelerine değinilirken, bir sonraki maddede, 16 Temmuz saat 03.30'dan itibaren tüm hava meydanları, limanlar ve gümrük kapılarının kontrol altına alınacağı, ikinci bir emre kadar Türk vatandaşlarının her türlü vasıta ile yurt dışına çıkışlarına izin verilmeyeceği belirtiliyor.
Sıkıyönetim direktifinin 11. maddesinde tüm valilerin görevden alındığı, 12. maddede ise siyasi partilerin tüm faaliyetlerin sonlandırıldığı vurgulanıp, siyasi partiler hakkındaki diğer adli ve idari işlemlerin müteakip dönemde yetkili makamlar tarafından ivedilikle yerine getirileceği bildiriliyor.
13. maddede Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, belediye ve valilikler ile kaymakamlıkların TSK, jandarma ve polis teşkilatı tarafından emniyet altına alınması, hiçbir evrak ve malzemenin bina dışına çıkmasına ve imhasına müsaade edilmemesi isteniyor.
Darbeciler, toplantı, gösteri ve yürüyüş faaliyetlerine izin verilmeyeceğini bildiriyor. Sıkıyönetim direktifinin 15. maddesinde tüm polis teşkilatının sıkıyönetim komutanları emri altına alındığı vurgulanıyor.
“CENAZE HİZMETLERİ AKSATILMADAN YÜRÜTÜLECEK”
Sıkıyönetim direktifinin 16. maddesinde suçluların ve suç şebekelerinin içinde olanların ve arananların yakalanıp muhafaza altına alınması, asayiş ve emniyetin temini amacıyla sıkıyönetim komutanlarından il ve ilçe emniyet müdürleriyle yakın işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaları isteniyor.
17. maddede halkın günlük ihtiyaçlarının karşılanması için tedbir alınması isteniyor, 18 maddede ise sağlık ve cenaze hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla sıkıyönetim komutanlıkları ve Sağlık Bakanlığınca tüm tedbirlerin alınacağı vurgulanıyor.
Vatandaşların can ve mal güvenliği için tedbir alınacağı belirtilen sıkıyönetim direktifinin son maddesinde yurtta sulh konseyi tarafından yürürlüğe konulacak tüm talimat ve bildirilerin Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden duyurulacağı bildiriliyor.
“BİRLİKLERE GÖREVE HAZIRLANIN EMRİ”
Darbecilerin Genelkurmay Başkanlığından tüm komutanlıklara "hizmete özel" koduyla gönderdiği bir yazıda, genel atama döneminde atamaları yapılan ancak henüz birliklerine katılmayan askerlerden izinlerini sonlandırarak derhal birliklerine katılmaları aksi takdirde haklarında firar işlemi uygulanacağı belirtiliyor.
Kurmay Albay Osman Kardal imzalı "Hazırlık ikazı ve birlik intikalı" konulu ve "gizli" ibareli bir başka yazıda da şu ifadelere yer veriliyor:
"Ülke genelinde meydana gelen ani gelişmeler kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm birlik, kurum ve karargahları tarafından kendilerine verilecek vazifeleri yerine getirmek, güvenliği sağlamak ve işlerliği devam ettirmek maksadıyla, gereken her türlü tedbir tereddütsüz alınacaktır.
2. Bu doğrultuda tüm birlik, kurum ve karargahlar,
A. En kısa sürede hazırlıklarını tamamlayacak,
B. Genelkurmay Başkanlığında verilecek emirleri icra etmek maksadıyla hazır halde bulunacaklardır.
3. Bu kapsamda öncelikli olarak,
A. 1'inci J. Komd. Tug. K.lığı/Çakırsöğüt ve Öz. Kuv.K.lığının uygun birlikleri gecikmeksizin, derhal Ankara'ya intikal edecek,
B. İntikalin süratle gerçekleştirilmesine yönelik her iki birlik komutanı, Kuvvet K.lıkları ve diğer birliklere hür türlü koordine yetkisinin verildiğini."
Yine Tuğgeneral Partigöç tarafından imzalanın "gizli" ibareli bir yazıda, Tümgeneral Osman Ünlü'nün Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Tuğgeneral Semih Terzi'nin Özel Kuvvetler Komutanı olarak atandıkları belirtiliyor.
"Gizli" ibareli başka bir yazıda da Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün Genelkurmay, Tuğgeneral Erhan Caha'nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Tuğamiral İrfan Arabacı'nın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Kurmay Albay İlhan Karasu'nun Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Tuğgeneral Faruk Bal'ın Jandarma Genel Komutanlığı ve Yüzbaşı Mustafa Şaban Gümüşiğne'nin Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahlarında "Karargah Sorumlusu" olarak görevlendirildikleri belirtiliyor.
ANKARA/AA