Tolga Şardan, "TSK'da yapılanma içinde olduğu tespit edilen ve FETÖ Paralel Devlet Yapılanması'na (PDY) bağlı olarak hareket eden bir grup askerin hükümete yönelik vuruş girişiminin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın rehin alınmasıyla başladığı ortaya çıktı." diye yazdı.
İşte Şardan'ın yazısı:
"TAKBİKAT VAR, SİZE GEREK YOK" DEYİP KORUMALARI ODAYA KİLİTLEDİLER
Darbeci grup içinde yer alan korgeneral rütbesindeki üst düzey komutanların koordinesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Başkent Ankara Mürted'deki Akıncı Üssü olarak adlandırılan 4. Ana Jet Üs Komutanlığı karargâh olarak kullanılıyordu.
Darbe girişimiyle ilgili ilk hareket, Orgeneral Akar ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i koruyan polis korumaların odaya kilitlenmesiyle başladı.
Genelkurmay Başkanlığı Ana Karargâh Binası'nda Orgeneral Akar'ın makam katında konuşlanan darbeci gruba mensup TSK personeli, hususi harekâtçılardan oluşan altı yakın korumayı, "Gece tatbikatı yapılacak, size gerek yok" diyerek evvel makamdan uzaklaştırdılar.
Ardından da demir kapısı olan bir odaya sokarak kilitlediler.
KORUMALAR EMNİYET'İ ARADI
Karargâhta, "bir problem" yaşandığını anlayan korumalar, saat 21.30 sıralarında Başkent Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü arayıp gelişmeleri aktarırken, karargâhtan silah sesleri duyulmaya başlandı.
Birkaç dakika içinde silah seslerinin artmasıyla beraber Başkent Ankara Emniyet Müdür Mahmut Karaaslan, derhal Genelkurmay Başkanlığı'nın bulunduğu bölgeye geçerken çok sayıda polis ekibi TSK'nın ana karargâhına yönlendirildi.
AKAR AKINCI ÜSSÜ'NE GÖTÜRÜLDÜ
Darbeci grup, saat 22.00'ye doğru karargâhtan kalkan bir helikopterle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ı rehin aldıktan sonra İstanbul Yolu güzergâhındaki Akıncı Üssü'ne götürdü.
Akar'ın burada, halen beraber vazife yaptığı ve Genelkurmay'da J Başkanı olan iki korgeneral eşliğinde kaldığı öne sürüldü. Akar'ın karargâh dışına çıkarılmasıyla beraber bu defa darbeci grup ile karşılarındaki TSK mensupları arasında silahlı çatışma yaşanmaya başlandı.
ÇATIŞMA, ALÇAK UÇUŞ YAPAN UÇAKLAR...
Bu sırada Akıncı Üssü'nden havalanan iki F-16 harp uçağı, saat 22.15 sıralarında Genelkurmay ve TBMM üzerinde çok alçak irtifada uçmaya başladı.
Bu uçuşlar sırasında Hava Kuvvetleri'ne bağlı harp uçakları ile Kara Havacılık Okulu'na ait mühimmat yüklü harp helikopterleri, derhal Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Gölbaşı'nda konuşlu Özel Harekât Dairesi ile Havacılık Dairesi'ne yönelik bomba atmaya başladı. Atılan bombaların yarattığı gümbürtüler, kentin güneyinde çok daha kuvvetli hissedildi.
İLK HEDEF ÖZEL TİM KARARGAHI
Bu hücum atışları sırasında Özel Harekât Dairesi'ne ait tesisler yerle bir olurken, tesislerde bulunan üç daire reis yardımcısı ve altı şube müdür olmak üzere yekün 38 hususi harekât polisi şehit oldu.
Özel harekâtın yanındaki Havacılık Dairesi'ne yönelik hava operasyonunda ise hangardan polis helikopterini çıkarıp uçurmaya çalışan havacı polisler, F-16'dan atılan bombanın hedefi oldu.
Beş polis, bombanın patlamasıyla şehit olurken, hangardan çıkarılmaya çalışılan helikopterin de bomba isabet etmesi nedeniyle patlayıp kullanılamaz hale geldiği öğrenildi.
TEM'İN BİR NUMARASI BAŞINDAN VURULDU
Darbe girişimi sırasında, Jandarma Genel Komutanlığı'nın Beştepe'deki karargâhında bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Turgut Arslan, darbeci grubun silahla başından yaralaması sonucunda ağır yaralandı.
Jandarma Genel Komutanlığı karargâhında yaşanan gelişmeleri öğrenmek amacıyla koruması ve makam şoförü ile beraber Beştepe'ye giden Arslan, jandarmadaki darbecilerce rehin alındı. Arslan'ın koruması şehit edilirken, şoförü ise işkence yapıldıktan sonra hastaneye ulaşabildi. Arslan'ın ellerinin arkadan bağlanarak başına silahla ateş edildiği anlaşıldı.
AĞIR YARALI BULUNDU
Arslan, dün sabah erken saatlerde jandarma karargâhına giren polislerce başından vurulmuş halde ağır yaralı bulundu. Arslan, Gazi Üniversitesi'nde ameliyata alındı.
Darbe girişimin ardından gün ışımasıyla beraber harekete geçen Başkent Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri, darbeci grubun karargâh olarak kullandığı Akıncı Üssü çevresinde denetim yapmaya başladı.
SİVİL KIYAFETLERLE KAÇMAYA ÇALIŞTILAR
Darbeci grup içinde yer alan TSK mensuplarının sivil kıyafetler giyerek üssü terk ettiği bilgisi alındı. Bunun üzerine şüpheli kişileri yakalamaya çalışan polis, bazı kişileri gözaltına aldı.
Uçak ve helikopter sesleri sabahın ilk saatlerine kadar sürdü. Gün ışımasıyla beraber hükümetin önlemeyi başardığı vuruş girişimi sonuçsuz kaldı.
Ancak, arkasında gene çok tartışılacak bir tarihi süreci bıraktı."