Ekonomi uzmanlarının bütün uyarılarına rağmen döviz kurunu kontrol etmek adına inatla sürdürülen yanlış politika bir yılın sonunda terk edildi. Ancak bu süre içinde Merkez Bankası rezervlerinin tamamen eritilmesinden sorumlu olanlar hakkında hiçbir adım atılmadı.
Ana muhalefet partisi Meclis’e soru önergesi verdi. Dövizi tutmak için yapılan satışın Hazine’ye ne kadar yük getirdiğinin araştırılması istendi. Konuya ilişkin bir iç inceleme kamuoyuna yansımazken Bakan Ağbal’dan da açıklama gelmedi.
‘REZERVİ ERİTEN EKİP HÂLÂ GÖREV BAŞINDA’
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan “İki yılda MB rezervlerinin 130 milyar erimesi sistemsizliğin kendisi” diyerek sorunun altını çizdi. Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz da sorumluları işaret ederek bu konuda adım atılması gerektiğini belirtti.
“Dövizin kime nasıl satıldığının hesabı verilmeli” dedi. Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ise “132 milyar doların hesabını sormayacak mısınız? Görevdeki yetkililer için hukuki süreci başlatacak mısınız? Şeffaflık lafla olmuyor” çağrısı yaptı.
130 MİLYAR DOLARLIK SUSKUNLUK
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda sunum yaptı. Sunumunda ekonomi ve MB para politikası hakkında bilgi veren Naci Ağbal sorulara ise cevap vermedi. Muhalefetin özellikle 130 milyar dolarlık döviz satışına ilişkin sorularını cevapsız bıraktı.
Merkez Bankası döviz rezervlerinin olması gereken seviyeden 130 milyar dolar daha az olmasına ilişkin sorular gündemden düşmüyor.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Eylül ayında yaptığı konuşmada “Merkez Bankası bağımsız değil. Dolar kurunu 7’nin altında tutmak için 120 milyar doları yok ettiler. Bunlar daha iyi günler. Merkez Bankası, hükümetin sözüyle hareket ettiği için durum bu hale geldi. Şu anda Merkez Bankası’nın rezervleri eksi 30 milyar dolar” demişti.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise Kasım ayındaki açıklamasında Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonunun eksi 48,7 milyar dolar olduğunu belirtmişti. Öztrak “TCMB’nin Swap dahil döviz yükümlülükleri ayıklandığında kasada artık tek bir ‘cent’ bile kalmadı” dedi.
Kafaları karıştıran döviz işlemleri sonucu Merkez Bankası’nın eksi rezerve geçmesi ve yapılan satışların nasıl ve kimler aracılığı ile yapıldığı ve buna kimin karar verdiği artık daha sık sorulmaya başlandı.
TBMM Plan Bütçe Komisyonu’na sunum yapan Merkez Bankası yeni Başkanı Naci Ağbal’a bu sorular yöneltildi. İYİ Parti Milletvekili ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz sosyal medya hesabından sorduğu soruları açıklarken, bunlara bir cevap verilmediğini de ilave etti.
Durmuş Yılmaz 7 madde halinde sıraladığı sorular şu şekildeydi.
1) Yeni dönem için şeffaflık konusunda güçlü taahhüt verdiniz. Fakat geçmişte yapılan döviz satışlarının hesabı hâlâ karanlıkta. Vatandaşın ülkenin dövizlerinin neden hoyratça satıldığını öğrenmeye hakkı var. Bu konuda bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?
2) Merkez Bankası’nın geçmişteki döviz satışlar konusunda bir denetim/teftiş yaptırma planınız var mı? Bu satış kararlarını kimler vermiş, kime ne kadar, kaçtan döviz satılmış?
3) Eriyen döviz rezervini ne kadar sürede biriktirmeyi planlıyorsunuz, bunun için bir yol haritanız var mı?
4) Son 7 senedir Merkez Bankasının araç bağımsızlığı bilimsel temelleri olmayan bir teori (faiz düşerse enflasyon düşer) nedeniyle kısıtlandı. Bu teoriyi üreten kişi hâlâ ülkenin başında ve Merkez Bankası Başkanını bir gecede görevden alma yetkisine sahip. Hal bu iken önümüzdeki dönemin neden geçmişten farklı olmasını bekleyelim?
5) Merkez Bankası Başkanı değişti fakat son yıllarda ülkeye ciddi hasar veren para ve döviz politikalarını uygulayan para politikası üyeleri hâlâ görevde. Bu da uygulanan politikalara olan güvenin geri gelmesinin önünde bir engel Bu konuda değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz?
6) Yapısal sorunlar konusunda hiçbir adım atılmazken ve borçluluk bu kadar yüksekken, üstelik ekonominin yavaşladığı bir dönemde faiz artırmak finansal istikran bozabilir mi? Modellerinize sıkı para politikasının şirket iflas riski üzerindeki etkisini dahil ediyor musunuz?
7) Bunca yılın yıpranmışlığıyla Merkez Bankasının sadece faizle enflasyonu kalıcı düşürmesi mümkün mü? Diğer kurumların üzerine düşen görevler var mı? Fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için hükümete somut önerileriniz nedir?
FITCH: EKSİ REZERV -46,5 MİLYAR DOLAR
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Kasım ayının sonunda yaptığı açıklamada, Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 10,25’ten yüzde 15’e çekerek fonlama maliyeti seviyesine getirmesini ve tüm fonlamayı bu kanaldan yapacağını ilan etmesini olumlu karşılamıştı.
Aynı değerlendirmede Fitch, “TCMB’nin para politikası güvenilirliğini ve döviz rezervlerinin yeniden inşa etmesinin zaman alacağını” vurgulamıştı.
Değerlendirmenin ilerleyen cümlelerinde ise Merkez Bankası brüt rezervinin 2020 yılında 23,3 milyar dolar düştüğünü açıklayan Fitch, net rezervin de 24,7 milyar dolar düşüşle 16,4 milyar dolara gerilediğini açıklamıştı. Fitch, swap hariç Merkez Bankası net rezervinin de yılbaşına artı 22,7 milyar dolar olmasına karşılık, yıl sonunda -46,5 milyar dolara gerilediğini açıkladı.
CEVAP VERMEDİ, SÖZ VERDİ, SONRA CEVAPLAYACAK
Merkez Bankası yönetiminde iki temel konu özellikle çok tartışılıyor. İlk soru 130 milyar vdoları kim nasıl ve neden sattı? İkinci soru ise aynı Para Politikası Kurulu üyeleri önceki dönem yanlışlarına rağmen neden ve nasıl görevlerine devam ediyorlar?
Oysa bugün ortaya çıkan büyük yanlışların sorumluları da bir bakıma bugün görevlerine devam eden aynı kişiler değil mi? MB yeni Başkanı Naci Ağbal bu iki temel soruya da cevap vermedi. Durmuş Yılmaz’ın açıklamasına göre Naci Ağbal sorulara ilerleyen zaman diliminde cevap verecekmiş.
Bu konuda Naci Ağbal “söz vermiş”. Plan Bütçe Komisyonu üyesi HDP Milletvekili Garo Paylan ise yaptığı açıklamada şunu söyledi: “Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal bugün mecliste sunum yaptı. Defalarca sorduğum halde “Merkez Bankası kasasında kaç para var?” soruma cevap vermedi, veremedi.Durum bu kadar vahim!”
ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERİLDİ
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, Merkez Bankası’nın yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin neden satıldığı, kimlerin bundan kazanç sağladığı ve oluşan kamu zararının boyutunun araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na 28 Kasım’da sunulan önergenin gerekçesinde; Türkiye ekonomisinin, yıllardır karşı karşıya kaldığı yanlış yönetim yüzünden zor bir dönemden geçtiği, iktidarın akla ve bilime aykırı politikaları ekonomiye yıllardır patinaj yaptırdığına dikkat çekildi.
Önergede, “Ülke çetin bir finansal istikrarsızlık ve dış dengesizliklerin körüklediği riskler yüzünden yeni bir ekonomik krize doğru sürüklenmektedir. Gelişmeler sadece ekonomimizi değil, AB ve ABD’nin yaptırım tehdidi altında bulunduğumuz bir dönemde ulusal çıkarlarımızı ve güvenliğimizi de tehdit eder bir noktaya doğru ilerlemektedir” denildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Bütçe Görüşmelerinde yine bu döviz satışını gündeme getirmiş ve “Evde çocuklarınız sorarsa ne cevap vereceksiniz. 128 milyar dolar kimse satıldı” diye sormuştu. Kılıçdaroğlu sorusuna devam ederek, “Emekli mi aldı, köylü mü aldı, kuaför mü aldı. Kim aldı bu parayı, bu soru havada. Milli iradenin tecelligahı olan kurum bunu araştırmayın, malı götürene de dokumayın dediği zaman bu kurumun saygınlığına da gölge düşer” demişti.