Yalnızım dostlarım
Kaliforniya Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi bilim insanları tarafından yürütülen yeni bir bilimsel araştırmada yapay zekânın insanların yalnızlık seviyelerini ses tonundan ve sorulara verdiği cevaplardan ölçülebildiği belirlendi.
Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing - NLP) yapay zekânın en ilginç alanlarından birisi. Doğal dil işleme bilgisayarların, konuşmaları ve yazılı metni tanıma, anlama ve bunlara cevap verme yeteneğidir. Biz Doğal Dil İşleme’yi insanlarla insanların daha kolay anlaşması ve makinelerle insanların sağlıklı iletişim kurması için kullanıyoruz. Özellikle geçtiğimiz haftalarda OpenAI şirketinin yayınladığı GPT3 ile makineler artık insanlar kadar güzel cümleler üretebiliyor ve Mevlana’nın Mesnevisinden bir beyit verdiğinizde, size aynı derinlikte karşılık verebiliyorlar. Dava dilekçelerinizi otomatik yazabiliyor veya sözle tanımladığınız bir bilgisayar programını yazıp size büyük zaman kazandırıyor.
Doğal Dİl İşleme ile dokümanları ve konuşmaları milisaniyeler içerisinde bir dilden başka bir dile tercüme edebiliyoruz. Başka dillerde yazılmış kitapları kendi dilimizde yazılmış gibi okuyabiliyoruz. Yine NLP ile konuşmalarımızı yazıya dökebiliyor veya yazıları istediğimiz sesten, istediğimiz tonda ve istediğimiz hızda bilgisayarlara okutabiliyoruz. Siri gibi, Alexa gibi kişisel asistanlarımızla NLP sayesinde konuşabiliyoruz. Bankaların veya diğer arama merkezlerinin telefonlarına NLP ile cevap verebiliyoruz. Bu sayede müşteriler gerçek bir kişiyle muhatap olmadan makine ile problemini halledebiliyor. Binlerce kitabın özetini milisaniyeler içerisinde çıkarabiliyor ve sosyal medyada paylaşılan yazı ve videoları analiz ederek kullanıcıların hangi siyasi görüşe yakın olduğunu, hangi reklamı gönderirsek satış yapabileceğimizi tespit edip geleceğe yönelik öngörülerde bulunabiliyoruz. Emaileri, kaza ve doktor raporlarını, polis kayıtlarını, mahkeme dokümanlarını yine NLP ile anlayıp sınıflandırıp risk analizi yapabiliyoruz.
Bu örneklerde de görüldüğü gibi yapay zekâ ve NLP’nin kullanım alanları çok geniş ve işlerimizi çok kolaylaştırıyor. Los Angeles’ta birlikte çalıştığımız bir çok şirketten de hep NLP üzerine istekler geliyor.Yapay zekâ dersi verdiğim kurumlar hep NLP derslerinin var olup olmadığına göre kurslarımıza katılıyor.
Son araştırmaya göre Doğal Dil İşleme ile artık insanların ses tonundan, konuşma biçiminden üzgünlük derecesini, hasta olduğunda ne kadar ağrısı olduğunu ve hatta yalnızlık derecesini ölçebiliyoruz. Geçtiğimiz ocak ayında bu köşede yayınlanan “Sesin Arkasındaki Yüz” başlık yazımda yapay zekâ ile sesin tonlarından ses sahibinin yüz şeklini çizen yapay zekâ algoritmalarından bahsetmiştim. Şimdi artık daha ileri seviyelere geldi ve her geçen gün çok daha ilginç bir gelişmeye şahit oluyoruz.
Yalnızlık çağımızın hastalığı. Teknoloji uzakları yakın edip sevdiklerimizle görüşmemizi kolaylaştırsa da, çoğumuz bir çok konuda kendimizi yalnız hissediyoruz. Aslında yalnızlığın tanımı herkese göre değişiyor. Japonya’da son yıllarda çok kullanılan bir kelime var: “Kodokushi”. Bu kelime “Yalnız Ölüm” manasına geliyor. Çünkü Japonya’da her yıl 10 binlerce kişi yalnız ölüyor ve kimsenin aylarca hatta yıllarca haberi olmuyor. Çok ilginç değil mi? Ne arayanınız, ne soranınız var ve bir yıl kimse merak etmiyor sizi. Öyleki öldüğünüzü bile bir yıl sonra farkediyorlar. Tabiki Japon kültürü çok saygıdeğer bir kültür. Lakin teknoloji ile birlikte maaşlar hesaplara otomatik geçiyor, faturalar hesaplardan otomatik düşüyor. Kiralar otomatik ödeniyor. Hal böyle olunca kimse gidip kapıdan kira istemiyor, mektuplar ve faturalar elektronik ortama aktarılınca insanlarla görüşme minimuma inmiş oluyor.
Erken ölümlerde yalnızlık obeziteden önce geliyor. Yalnızlığın veya yalnızlık hissinin ruh ve beden sağlığı için önemi çok büyük. Yalnızlık depresyon ve ruhsal problemlerin yanında kanser ve kalp rahatsızlıkları ihtimallerini arttırıyor. Kaliforniya Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi’nden bilim insanlarına göre yalnızlığın derecesini ölçmek hastalığın tedavisi için çok mühim. Ancak insanlar “başkaları ne der” kaygısıyla sorulan sorulara doğru cevap vermiyorlar. Bu sebeple 80 kişi ile 90’ar dakika görüşme yapıldı ve bu görüşmeler detaylı bir şekilde yazıya aktarıldı ve sonra bu veriler NLP ve makine öğrenmesi algoritmaları ile eğitildi. Sonuç çok ilginçti. Eğitilen model %94 doğrulukla yaşlı insanların yalnızlık seviyelerini belirleyebiliyordu. Bundan sonra sorular makinelere yüklendi ve makineler insanlara konuşarak bu soruları soruyor ve verilen cevaplar anında NLP tarafından yazıya dökülüyor ve eğitilen modellere gönderiyor ve tahmin gerçekleşiyor.
Eğitilen model ayrıca kadın ve erkeklerin yalnızlık duygularını anlatırken farklı tavırlar sergilediğini gösterdi. Erkekler sorulara kısa cevaplar verip, araya espriler eklerken, kadınların aynı sorulara çok uzunca cevap verdikleri ve herşeyi ‘döküldükleri’ ortaya çıktı.
Öte yandan yalnızlık hissi tamamen göreceli bir kavramdır. Sosyal olarak çevresinden kendisi izole etme ve kendini diğerlerinden uzak görme şeklinde düşünülebilir. Bazı insanlar çok sosyal oldukları halde bile yalnız hissedebilirler. Bazen yalnız olan kişiler de hiç yalnızlık hissetmeyebilirler. Ailelerde evli ve birlikte olduğu halde yalnız hisseden kimselerde olabilir. 18 yıldır yurtdışında yaşayan birisi olarak benim de yalnızlıklarım olmuştur. Bütün hayatımı iki valize sığdırıp, sığmayanlarıda geride bırakıp çıktığım bu yolda yurtdışında bayram sabahları bana çok dokunmuştur. Akrabalarımın düğünlerinde olamamak ve onlara bu özel günlerinde destek verememek üzmüştür beni.
Yapay zekâ uygulamaları her alana büyük bir hızla yayılıyor ve eskiden mümkün olmayan veya hayal gibi görünen çözümler yapay zekâ ile artık işten bile sayılmıyor. Yapay zekâ günden güne akıllanıyor ve ürettiği sonuçlar göz kamaştırıyor. Çin’de yapay zekâ lise öğrencilerine zorunlu ders oldu. Yapay zekâ ve siber güvenlikte çığır açmamız ve öncü olmamız gerekiyor. Değilse bu teknolojiyi de dışarıdan satın almak zorunda kalacağız...