ABD çekiliyor. Şimdi PYD’nin kontrol ettiği alan müsait hale gelecek. Hadi boşluğu dolduralım.

Nasıl fikir?

Kulağa hoş geliyor.

Ama cevaplandırmamız geren bir sürü soru var. Bunlardan biri ‘ABD gerçekten çekiliyor mu” sorusu.

Trump söyledi ya ‘çekiliyoruz’ diye. Hem savunma bakanları da Trump’ın kararına bozuldu, istifa etti. Demek çekiliyor.

O kadar basit değil.

ABD’nin politika yapıcıları PYD’yi ortada bırakmanın ABD’nin güvenilirliği açısından büyük sorunlar doğuracağını düşünüyorlar.

Bu yüzden Trump ciddi bir baskı altında.

Trump tarafının ikide bir Türkiye’den “Biz Daeş’i hallederiz” açıklaması istemesi biraz da bu baskıyı hafifletmek için.

ABD’nin PYD ile sıkı işbirliği yapması daha çok Pentagon’un tercihiydi.

Obama zamanında bile bu böyleydi.

Suriye’den çekilmek Trump’ın seçim vaadiydi.

Fakat çekilemedi, çekiliyorum diyemedi bir hafta öncesine kadar.

***

Suriye politikasında ağırlık merkezi Pentagon’du ve Trump Pentagon’un çekim gücünden kurtulamadı.

Şimdi de Suriye’den çekilme için iki aylık, üç aylık, hatta dört aylık tedrici süreçler konuşuluyor.

Dün Trump bu ağırlık altında “Yavaş veya hızlı çekileceğiz demedim. 4 ay da demedim. Belli bir sürede çekileceğiz, ‘Kürt güçleri’ni de koruyacağız” diye bir açıklama yaptı.

Demek ki bir müddet daha buradalar. Hemen kalkıp gitmiyorlar.

‘Varsayılan’ boşluk bugünlerde oluşmuyor.

Boşluk yoksa neyi dolduracaksın?

PYD’nin varsayılan boşluğu doldurma hamlesi ilginçti.

Münbiç’i Suriye kuvvetlerine teslim ediyormuş gibi yaptı PYD.

Halbuki ne boşluk vardı, ne de boşluğu doldurabilecek bir rejim kuvveti.

PYD kendi istikbalini temin için sağa sola başvuruyor.

Rusya’ya da başvuruyor.

Rusya için Türkiye mutlaka PYD’den daha önemli.

Türkiye varken Rusya PYD’ye açık çek veremiyor.

Rusya’ya giden Türk heyeti (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın) bu konuları tartıştı.

Türkiye, kendi sınırlarını güvenli tutabilmek için sınırın Suriye tarafında bir tampon bölge istiyor.

Tampon bölge kaç kilometre derinliğinde olsun?

Türkiye derin bir kuşak istiyor.

20-30 kilometre.

Suriye rejimi muhtemelen hiç istemiyor.

(Her şey bittikten sonra eğer inisiyatif Suriye rejimine geçerse, rejim PYD falan dinlemez. Gücü yeterse hepsini yok etmek ister. Bunu da bir kenara yazalım.)

Rusya 10 kilometreyi yeterli buluyor.

Fakat konu masada. Türkiye gerekçelerini iyi anlatırsa Rus muhataplarını ikna edebilir.

***

Türkiye’nin Rusya’yla yapacağı müzakerelerin ABD’nin muhtemel çekilme takvimine paralel yürüyeceği varsayılabilir.

Ya ABD çekilmezse?

ABD’nin çekilmemesi halinde de Türkiye bir şeyler yapabilir.

Nitekim, Türk askeri birliklerinin Suriye sınırına doğru hareketliliği, niyetlenilmiş bir harekatın hazırlıkları.

Harekat gündemdeydi. Ha bugün ha yarın diyorduk.

Fakat ABD’nin çekilme kararından sonra oluşan yeni şartlar harekat planından vazgeçilmesini değilse bile harekatın yeniden değerlendirilmesini gerektirdi.

Şu anda değerlendirme safhasındayız.

Yay, hala gerili duruyor.

Gerilmiş bir yayı, oku atmadan bırakmak, eski konumuna getirmek zordur.

Yavaşça gevşet ve oku sadağa koy.

Fiziksel olarak kolay.

Fakat psikolojik olarak zordur.

Oku atasınız gelir.

Şimdi o aşamadayız.

Seçimden önce bir harekat olup olmayacağını reel şartlar kadar bu ‘psikolojik’ durum da belirleyecek.

İçimden bir ses ‘psikoloji’nin ağır basacağını söylüyor.