Muhalefet ağır aksak
Yeni sistemi Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Nasıl çalıştığını en iyi o biliyor.
MHP lideri Bahçeli’nin sistemin kurulmasına iştiraki var. Az buz bir iştirak değil. Erdoğan yaptı ama Bahçeli’nin sayesinde tamamlandı.
Dolayısıyla Bahçeli de biliyor.
Hatta, yerel seçimde ittifakın altını o çizdi. İttifaksız olmayacağını o fark etti.
Demek ki bilgisi derin.
Muhalefet sistemin acemisi.
Gelebilirse arkadan geliyor.
Hem de ağır aksak.
Hatta bazen gelmiyor. Olduğu yerde duruyor.
Muhalefetin, ittifak sırasında AK Parti ile MHP’nin yüz yüze geldiği pürüzleri üç aşağı beş yukarı takip etmesi de enteresan.
Hani bir ara Cumhur İttifakı bozulmuştu.
O esnada ‘Millet İttifakı’ da arıza yaptı. En azından duraksadı.
Millet İttifakı’nın tamir edilmesi Cumhur İttifakının restorasyonundan daha uzun sürdü.
Nihayet, geçen hafta bir ittifak çerçevesi ilan edebildiler.
Çerçeve, büyükşehirleri kapsıyor.
CHP 11 büyükşehirde aday gösterecek, buralarda İyi Parti CHP’nin adayını destekleyecek.
10 ilde de CHP İyi Parti’nin adayını destekleyecek.
Geç kalmanın bazı sıkıntıları var.
Mesela AK Parti adaylarını açıkladı. Son bölüme Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın muhtemelen bütçe görüşmelerinden sonra aday ilan edileceği İstanbul ile MHP’ye ‘jest’ yapılacak illeri bıraktı.
Bu durumda Cumhur İttifakı şiddetli bir ‘küskün’ sorunuyla karşılaşmaz.
En fazla, ‘jest’ yapılan şehirlerde AK Parti teşkilatlarından birkaç kişi ‘ittifak yapmasaydık da kazanırdık, boşuna MHP’ye verdik’ diye küçük itirazlar yapacak. O itirazları da genel merkezden gelen usta siyasetçiler ‘İstanbul için, Ankara için yaptık, yapmasaydık risk vardı’ falan deyip yatıştıracak.
Öte yandan geç kalmadan mütevellit ortaya çıkan küskün sorunu Millet İttifakı’nın başını ağrıtacak.
Neden?
Çünkü bazı illerde, mesela Balıkesir’de CHP adayını açıklamıştı.
Bu adaylık acayip bir şeydir.
Oyu yüzde bir olanlar bile kazanacağım diye ümit eder.
Biz millet olarak matematik, istatistik gibi şeyleri sevmeyiz.
Kafamıza göre konuşan bir kişiye rastladık mı, bir taksiciye, bir berbere, o taksicinin cümlelerini alır Türkiye geneline tatbik ederiz.
Taksici veya berber, hatta bazen berberde tıraş olan bir müşteri dedi ki, “Abi bu sefer oyum size” tamam.
Bütün kamuoyu yoklamalarını çöpe atar, taksicinin veya berberin lafını takip ederiz.
Taksicinin lafı kazanacağımıza en büyük delildir.
Seçimden sonra, yüzde biri, beşi, onu görünce anlarız ama neye yarar?
Bir dahaki seçimde de aynı taksicinin lafına kanmaya hazırızdır.
CHP’nin Balıkesir’deki oyu yüzde bir falan değildir. Balıkesir’in bilhassa körfez bölgesinde CHP’nin kalesi sayılan ilçeleri vardır.
Yani CHP teşkilatı muhtemelen seçimi kazanmayı ümit etmiştir.
Şimdi, seçime kendi adayıyla ısınmakta olan Balıkesir’deki CHP teşkilatının canı sıkılmaz mı?
Bence sıkılır.
Neyse, şu anda iki tarafın ittifakı da hazır.
Ne olur dersiniz?
Benim gördüğüm, şimdiki verilere göre Cumhur İttifakı seçimde fazla bir zorluk çekmez.
Hatta ittifak sayesinde eskiden CHP’nin kazandığı birkaç şehirde belediyeyi kazanması da mümkündür.
Bu manzara kolay kolay değişmez.
Çünkü Türkiye’de müzmin bir muhalefet boşluğu var.
Çünkü CHP, Türkiye’nin sosyolojisini okuyup kendisini o sosyolojiye uyarlamaktan çok uzak.
Muhalefetsiz sistem oturmaz.
Belki seçmen, sosyolojiyi kendisi okuyup kendisi bir çare bulabilir.
Siyaseti kendi bulduğu çareye doğru çekebilir.
O da bugünden yarına olacak iş değil.