Goethe’nin Faust’u bende bir Alman mesnevisi çağrışımı yapar. Elbette Mevlana’nın Mesnevi’sinde Mephisto, yani İblis, Faust’taki gibi cirit atmaz. Faust, Goethe’nin tecrübesidir. Bir Müslüman için kafa karıştırıcı olabilir. Kötücül bulunabilir.
Sonuçta şeytani olanla insani olanın bir mücadelesi... Hayatı daha derinlemesine tanımaktan hoşlananlar okusun.
Ayrıca kafa karıştırıcı şeyleri okumak güzeldir.
Mephisto’dan, yani Faust’taki şeytani varlıktan hatırımda kalan...
Yanlış yaptırmak için her vesileyi, her fırsatı kullanıyor Mephisto. Sana yardımcı oluyor, yeter ki sonunda kötülüğe hizmet etsin.
Faust’un, Mephisto’ya ‘Sen arkasında kötülük olmadıkça iyilik etmezsin’ gibi bir cümle söylediğini hatırlıyorum. Bizim kıssalarımızdaki şeytan mizacıyla -ne derler- ‘örtüşüyor’ bu ifade. (Böyle kelimelere alışamadım gitti!)
Cümle mot a mot alıntı değil, aklımda kalan şey. Unutmazsam müteakip yazımda kitaptan bulur tırnak içinde yazarım.
Anneannemin anlattığı şeytanın sanki biraz daha okumuşu, biraz daha gelişmişi.
İyilik ambalajı içinde kötülük.
En bariz örneklerinden biri okullar.
Feto okullarından bahsediyorum. Hani şu Türkçe Olimpiyatları gösterilerinde sayısız günahlarını örten şatafatlı bir perde olarak kullandıkları şeyden...
Ne diyorduk?
‘İyidir. Bu çocuklar sonuçta Türkiye hakkında olumlu bir imajla yetişiyorlar. Her ülkenin yöneticileri, eliti, çocuğunu bu okullarda okutuyor. Bu çocuklar ya bürokrat, ya bakan, ya işadamı olacak. Bir nevi Türkiye lobisi. İleride Türkiye için büyük bir imkan!’
Bugün, hani nerede lobi?
Lobi, ecnebilere Türkiye aleyhinde yazı yazdırmakla meşgul.
Lobi, Türkiye’ye kötülük yapmakla meşgul.
‘Olabilir ki, size kerih görünen şey sizin için hayırlıdır.’
Bu ilahi gerçekliğin misalini veren çoktur. Fakat tersinin misalini vermek fazla hatıra gelmez.
‘Olabilir ki, sizin hoşunuza giden bir şey sizin izin şerdir.’
İşte bu! Okullar! Bize güzel görünüyormuş ama içinde şer varmış.
Mephisto’ya pabucunu ters giydirecek bir tuzak!
Yüzlerce, binlerce babaanne kılığına girmiş kurt ve milyonlarca kırmızı başlıklı kız!
Hayır gibi görünen başka hangi işin içinde, hangi şer vardı?
Türkiye’deki okullar.
Memleketin zeki çocukları için kurulmuş bedava okul, bedava yurt, bedava ev tuzakları.
Zeka eksildikçe para çoğalır. Böylece askeriyenin içine sokulan subaylar dahil, bütün fesat makinasının finansmanı yine milletin sırtından temin edilir.
Bir de şu vahim gerçek.
Birçok kimse, çocuğunun dini referanslı bir cemaat okulunda okumasını bir kolaylık olarak görüyordu.
28 Şubat’ta İmam-Hatiplerin önü kesilince, İlahiyatların kontenjanı yüzde 70-80 oranında düşürülünce, İmam-Hatipler kapatılınca, Feto okulları nasıl avantaj sağlamıştır varın siz düşünün.
İnsan kaynağını bu boşluklardan sağladı Paralel örgüt.
Ve uzun zaman muhafazakar insanların çocukları Paralellerin okullarında eğitim gördü.
Emniyet’i, Yargı’yı nasıl Paralellere emanet ettiysek, çocukların eğitimini de bunlara verdik.
‘Verdik’ derken, benim çocuklarım arasında Paralel okullara gitmiş olan yok. Ama büyük kitleler için bu bir gerçekti. Ve en az on yıl gençler Paralel okullara emanet edildi.
Hayır görünen şeyin içindeki şerlerden biri de buydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İmam-Hatiplerin önünü açtıkça, dini eğitime özgürlük sağladıkça bunların canı niçin sıkılıyordu şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Sağlıklı bir dini eğitim, Paralel’e benzeyen, Allah’la ilişkinin, dinle ilişkinin kulun insafına bırakıldığı arızalı düzenlerin panzehiridir.
Öyle bir eğitim olmalı ki, kimse haramı helal, helali haram yapamasın.
Kimse kimseye Allah rızası için hırsızlık, Allah rızası için zulüm yaptırtamasın.
