McKinsey faslı kapandı

Borç yiğidin kamçısıdır” sözüne atalarımız söyledi diye itibar edersek yanılabiliriz.

“Borç yiyen kesesinden yer” de öyle.

Bunlar sanki borcu teşvik etmek için söylenmiş.

Bazı durumlar için isabetli. Olağanüstü bir kabiliyetin var, paran yok.

Suyun akışını sağlamak için bir miktar ‘ser-maye’ye ihtiyaç duyabilirsin. Tulumbanın çekmesini sağlamak için başlangıçta pistonu azıcık ıslatırsın ya, işte o kadar.

Atalarımız, tıpkı başkalarının ataları gibi, her duruma uygun sözler söylemiş olabilirler.

Atalarımızın bir sözünü hatırlayıp öteki sözlerini unutursak yanılabiliriz.

“Aç kalmak borçlu olmaktan yeğdir” de demiş atalarımız.

Burada kamçı mamçı geçmiyor.

“Borçlu ölmez, benzi sararır” da demiş.

“Borçtan korkan kapısını büyük açmaz” ne güzel nasihat.

“Arpacıya borç eden ahırını tez satar.”

Bu da güzel.

“Borçlunun dili kısa gerek.”

Yani her duruma uygun söz var atalarımızda.

Bizim durumumuza uygun olanı seçmeye dikkat etmemiz lazım.

Bugünlerde Duyunu Umumiye lafı çok yaygın.

Ben de Tunus, Mısır ve Osmanlı’nın dış borçlarının başlarına açtığı işlerden bahseden bir pasajı birkaç hafta önce okumuştum. (Eugene Rogan, Araplar, Pegasus.)

Tunus 1869’da Avrupa devletlerinden iki yüz kırk milyon kuruşluk (Otuz dokuz milyon Dolar) bir borç almış. Sonunda kendisini uluslar arası bir mali komisyona teslim etmiş.

Mısır da 1862-1873 yılları arasında 376 milyon dolar borca girmiş.

Hıdiv İsmail borçları ödeyebilmek için bazı düzenlemeler yapmış ama fayda etmemiş.

Sonunda dış borcun faizlerini ertelemeyi denemiş.

Rogan, “Bu bir iflas beyanı sayılırdı ve uluslararası ekonominin repocuları Mısır’ın üzerine çekirge sürüsü gibi çöktüler” diyor.

Devam ediyor:

“1876-1880 yılları arasında Mısır’ın maliyesi İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya ve Rusya’dan gelen ve öncelikli olarak yabancı alacaklıların çıkarlarını düşünen uzmanlara teslim edildi.”

Bir nevi Mısır Duyunu Umumiyesi.

1878’de Hıdiv, iki Avrupalı komisyon üyesini kabinesine almış.

İngiliz ekonomist Charles Rivers Wilson Maliye Bakanı, Fransız Ernest-Gabriel de Bligniers de Bayındırlık Bakanı olarak atanmış.

Osmanlı’nın başına gelenler de aşağı yukarı öyle.

1875 yılında Osmanlılar’ın imzaladığı on altı borç sözleşmesinin miktarı 1,21 milyar dolara ulaşmış. Ardından Rusya’yla savaşa girmişiz. Sonunda, 1881’de Duyunu Umumiye İdaresi’ni kabul etmek zorunda kalmışız.

Duyunu Umumiye’yi alacaklı devletlere ilaveten bir de Osmanlı üyeden oluşan 7 kişilik bir komisyon yönetiyor.

(Alacaklı devletler, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya ve Hollanda.)

Eloğlu senin yüzüne gülüyor. Borç istiyorsun veriyor. Ödeyemediğin zaman da o gülen yüz cellat kesiliyor, tepene çöküyor.

Ya da daha nazik ifadeyle, borç ilişkisi reel-politikte bir çeşit tahakküm ilişkisine tahvil edilebiliyor.

Bunlar, korkunç hatıralar.

Şu anda, bilhassa ekonomik olarak sözünü ettiğimiz yılların çok uzağındayız.

Belki son yüz elli yılın en iyi ekonomik şartlarını idrak ediyoruz.

Dünyada kabul edilmiş mali kriterlere göre de iyi durumdayız.

‘İyi durumdayız’ demek, her şey dört dörtlük demek değil.

Karşı karşıya kaldığımız ekonomik sıkıntılar yönetilebilir durumdadır, gereken tedbirler alınırsa aşılabilir demek.

Piyasalardaki ‘Duyunu Umumiye’ ve IMF mugalatalarına şu meşhur McKinsey anlaşması sebep oldu.

Gerçekten bir anlaşma var mıydı yoksa bir karar veya niyet mi söz konusuydu emin değilim.

Çok yankısı oldu McKinsey’in.

Müdafaa edenler, tenkit edenler.

Muhtemelen faydalı tarafları vardı. Sakıncalı ve çelişkili tarafları da.

Niye Amerikalı şirket? Neden ecnebiler? Tabanda çok tartışıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan düne kadar kamuoyuna açık bir tepki vermemişti.

Demek ki izledi, nabız tuttu.

Sebep olduğu ‘fitne’nin faydasından ziyade olduğunu düşündü.

Sonunda, dün, McKinsey meselesini kapattı.

“Tüm arkadaşlarımıza söyledim. Bundan sonra fikri danışmanlık bile almayacaksınız dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz.”

Benim tabiatım ‘olanda hayır vardır’ demeye müsait.

Kapanır mı McKinsey faslı?

Bir ‘iş’ olarak kapanır.

Ama tartışması bitmez.

YORUMLAR (41)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
41 Yorum