İstifalar seçimi nasıl etkiler?
Herhalde, son 20-30 yılını akil ve baliğ olarak idrak eden her vatandaş eni konu bir Melih Gökçek uzmanı olmuştur.
Melih Bey, Ankara’nın yerel siyasi tarihine damga vurmakla kalmamıştır, çok yönlü kişiliğiyle, kabiliyetleriyle, Türkiye siyasetinde de bir marka haline gelmiştir.
Başarılı mıdır?
Bu kadar uzun zaman, siyaset rodeosunda boğanın üstünde kalması başarıdır.
Hassas bir dengesi var Ankara’daki yerel oyların.
20 küsur senedir Melih Gökçek, bu dengeyi denk getirdi, koltuğunu muhafaza etti.
Başka yerel siyasetçilerin hesabı şaştı, onunki şaşmadı.
Siyaset bir ‘meslek’se... Öyle görünüyor ki meslek...
Gökçek bu meslekte mahir.
Başka maharetleri de var. Fakat, şimdiye kadar yazmadığım maharetleri şimdi, Gökçek giderken mi yazacağım?
Yalnız, Ak Parti’nin Ankara siyaseti açısından önemli gördüğüm bir konuda kanaatimi paylaşayım.
Zannediyorum, Melih Gökçek’in AK Parti’deki ilk Ankara Büyükşehir Başkan adaylığı konusunda bir pürüz olmamıştır.
Seçimi kazanacak aday, Melih Gökçek’ti ve o aday gösterildi.
Fakat, sonraki seçim dönemlerinde, AK Parti Gökçek’in dışında bir aday aradı.
Bu arayışlar kamuoyu önünde cereyan etmedi.
Seçimi kazanabilecek başka bir aday bulunabilseydi, Melih Bey tekrar aday gösterilmeyecekti.
Bulunamadı.
Başka isimler ortalıkta dolaştıysa da, Gökçek ağır basmayı başardı.
‘Ağır basmayı başardı’ cümlesi biraz nahif oldu, farkındayım. İçinde Gökçek’in mahareti olduğu için ‘başardı’ dedim. Anlaşılmıştır herhalde.
Bütün veriler Gökçek’in lehineydi.
Parti başka aday koyup riske girmek istemedi.
Böylece, Gökçek, Ankara tarihinin en uzun süre görev yapan büyükşehir belediye başkanı unvanının sahibi oldu.
Şimdi neden istifası istendi?
Bunu ben bilmiyorum. Bilene de rastlamadım.
Gökçek’in veya diğer başkanların istifalarının ardındaki asıl sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başka bir kimsenin bildiğini de sanmıyorum.
İnsanlar bir takım fikirler ileri sürüyor.
Bunlardan bazıları çok ağır iddialar. Fetö, yolsuzluk...
Fakat gördüğüm kadarıyla bu iddialar somut bilgilerden ziyade hisler ve yorumlar. (Kimse, işleme konulacak olgunlukta bir veri koymadı ortaya.)
İstifalarla ilgili, efradını cami bir ‘kriter’ söyleyen de olmadı.
Peki, bu tasarruflar nasıl bir etki yapar?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin anahtarı olma özelliği taşıyan mahalli seçimlere hazırlık yapıyor.
Eğer bir değişiklik olmazsa, mahalli seçimler 2019 Mart’ında yapılacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ise 8 ay sonra, Kasım ayında.
Mart’ın neticesi –müspet veya menfi- Kasım’a tesir eder.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu herkesten daha iyi görüyor.
Daha önce kimsenin teşebbüs etmediği, teamüllerin dışında yeni bir şey deniyor.
Risk alıyor.
Şimdiye kadar aldığı bütün riskleri kendi lehine çevirdi.
İstatistiki veriler, bu defaki riskin de AK Parti’nin lehine döneceğini düşündürüyor.
Mamafih, gördüğüm kadarıyla, Başkanların istifa süreçleri beklenenden uzun sürdü.
İstifaların uzun zaman alması konunun uzun uzun tartışılmasına sebep oldu.
Tartışma uzayınca, hafızalarda yer eder.
Başkanların istifa ettirildiği şehirlerde, şehir hizmetlerinde fark edilir bir sıçrama olması lazım ki, vatandaş, ‘gitmeleri gerekiyormuş’ diye düşünebilsin.
Önümüzde 17 ay var. 17 ayın nasıl geçeceği önemli.
Olacak mı sıçrama?
Olursa görür millet.
Olmazsa görmez.
***
Meral Akşener sonunda partisini kurdu.
Ortalıkta ‘rivayet’ olarak dolaşan bir siyaset tüzel kişilik olarak ortaya çıkmış oldu.
Partisinin adı ‘İYİ.’
Bazı handikapları var.
En önemlisi, ‘yurtta sulh’ söylemi.
Handikaplarını aşıp aşamayacağını, siyasi yelpazede kendisine bir yer bulup bulmayacağını zaman gösterecek.