‘Her damlada taşıran-damla onuru vardır.’

Şu anda 6 milyon Filistinli vatanından, toprağından, evinden uzakta yaşıyor.

Kendi toprağında yaşayanlar da yüz yıldır gittikçe şiddetlenen düşmanca ve vahşice bir kuşatmanın altında.

Gözümüzün önünde vuruluyor Filistinli çocuklar.

Tanklar, gözümüzün önünde eziyor, yamyassı ediyor insanların başlarını.

Filistinli çocuğun kolunu, dünyanın gözü önünde taşla kırıyor İsrail askerleri.

İsrail, gözümüzün önünde buldozerlerle yıkıyor Filistinlilerin evlerini.

İnsan tarafı iğdiş edilmiş pis robotik varlıklardan başkası duyarsız kalamaz Filistin’e.

Hiç kimse, hiçbir vicdana izah edemez böyle bir zulmün tarafında olmayı.

ABD Başkanı Trump dünyaya bir fırsat verdi Kudüs’ün işgalini meşrulaştırmak anlamına gelen açıklamasıyla.

Ve dünya bu fırsatı değerlendirdi. Reyini doğru yönde kullandı.

128 ülke, Trump’a ve İsrail’e ‘hayır’ dedi.

Dünyadaki herkes sevinebilir bu karara.

Çünkü ‘biz’ yaptık.

‘Biz’ derken, ırk, milliyet, din gözetmiyorum.

Türk, Arap, Rus, Afrikalı, Güney Amerikalı... (Kuzey Amerika’da ‘evet’ diyen var mı? Kanada’yla Meksika çekimser. Demek ki yok. Ama orada da eminim, vicdanlı insanlar var. Onlar da sevinebilir.)

Müslüman, Hristiyan, Hindu, Yahudi, dinli, dinsiz...

‘Yahudi’ dedim evet. ‘Vicdan’ın ırkı olmaz.

Bütün dinlerin vicdanlı mensupları.

Hepsi sevinebilir.

Çünkü...

Daha dün, Cemal Süreya’nın şiirinden bir mısra alıntılamıştım.

‘Her damlada taşıran-damla onuru vardır.’

***

Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri.

Bu ülkelerdeki rejimlerle ilgili can sıkıcı hikayelerimiz oldu son zamanlarda.

Fakat gerçek. Onlar da ‘hayır’ dedi Amerika’ya.

Çünkü, ‘Arap Sokağı’nda hiç kimse, kendi siciline Filistin aleyhine bir ‘kayıt’ düşülmesini göze alamaz.

İlk ‘resmi’ adımı Türkiye attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acilen toplantıya çağırdı.

İstanbul’da, ‘Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’ni tanıma’ kararı alındı.

Bu da, -daha önce belirtiğim gibi- kıymetlidir.

Ne oldu şimdi?

Dünyanın, Filistin’deki zulme razı olmadığı kayıtlara geçti.

Filistinliler, her gün zulmüne maruz kaldıkları İsrail’in hukuki bir zeminde mağlup edildiğini görmüş oldu.

Bunlar, kıymetlidir.

***

Fakat, madalyonun bir de öteki yüzü var.

Dünyadaki adaletsizlik hele son zamanlarda çok alenileşti.

İsrail, hiçbir hak-hukuk söylemini umursamıyor.

Yaptığı hiçbir kötülükten geri kalmıyor.

BM kararlarını, hatta işine gelmezse ‘ellerinin arasındaki’ kitapta yazılanları bile tanımıyor.

Bildiğini okuyor.

Dünyadaki ‘güçlüler’ -geçen hafta BM’deki oylamada Filistin için oy kullanmış bile olsalar- zımnen zulmü onaylıyor.

Evet, geçen hafta New York’ta galip geldik.

Dünya Trump’ın tehditlerine, şantajlarına rağmen tarihi bir karar aldı.

ABD’nin iğdiş edip bir ‘sivil toplum kuruluşu’ seviyesine indirdiği Birleşmiş Milletler, uzun zamandır ilk defa kayda değer bir iş yaptı.

Ama Filistin gerçeği değişmedi.

Değişir mi bir gün?

Ben inanıyorum.

‘Zulüm, baki olmaz.’

‘Günler, insanlar arasında tedavül eder.’

Bir gün Roma, bir gün Hazret-i Ömer. Bir gün Haçlılar, bir gün Selahaddin.

O ‘gün’ beklemekle gelmez.

Daha doğrusu, bekleyene gelmez.

Çalışana gelir.

‘Taşıran-damla onuru’nun içinde ‘çalışmak’ da vardır.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum