Bit yavrusunun gizlendiği ayrıntılar
Trumpçı mıyım? Hayır. Sadece seçimlerden önce ‘Obama’dan bir hayır görmedik. Trump gelirse daha heyecanlı olur’ diye yazmıştım.
Birçokları gibi ben de Trump’ın kazanmasına daha az ihtimal veriyordum. Fakat kazandı adam.
Alem bizim hallerimizi seyredip duruyor, biraz da biz Amerika’yı seyredelim. Böyle düşünüyordum.
Tam düşündüğüm gibi. Temaşaya değer.
Fakat hayret. Ahali Trump fitnesine düştü.
Trumpçılar ve gayrı Trumpçılar diye bölündük.
İyileşiriz inşallah.
Biraz ciddi olalım. Trump’ın seçilmesiyle ortaya çıkan yeni durum üzerinde duralım.
Tamam, adamın İsrail’e zaafı var.
Müslümanlar hakkında önyargısı da var.
Biraz fazla işadamı. Biraz ‘ulusal’cı. Biraz da nobran.
Olsun. Bir politika değişikliği olabilir. Belki bizim terörist bildiğimiz PYD’yi merkeze alan Suriye politikasında bir tadilat ihtimali ortaya çıkabilir.
Belki FETÖ’yü Obama kadar sahiplenmez.
Bunlar muhtemel midir?
Eh! Azıcık muhtemeldir.
Bu ihtimalin kuvvetini ölçüp biçerken bir makaleyle karşılaştım. Doğrusu makale hem bu ihtimali biraz daha ciddiye almama sebep oldu hem de bilvesile çok aşina olduğum bir ‘yavşaklık’ türünü bir kez daha izleme fırsatı verdi.
Makaleyi John A. Tures adında bir akademisyen yazmış.
Ne demiş?
Başlıktan anlarsınız.
“Trump’ın, Türkiye’nin otokratik lideri Erdoğan’a güvenmemesi için 7 sebep.”
Adam profesör ya. Madde madde yazmış!
İnternette biraz gezdim nasıl bir akademisyen, nasıl bir yazar diye. Gördüm ki, adam çalışkan. Boyuna yazıyor.
Bir başka makalesinin başlığı “Gülen’in iadesi ABD’nin Ortadoğu politikasını çökertir.”
Hoppalaa! Bu kadar merkezinde mi bu FETÖ Amerikan siyasetinin?
Elbette, bu yazı 15 Temmuz’dan 4 gün sonra çıkmış. Herif ne kadar acul? Darbe savuşturulur savuşturulmaz vakit kaybetmemiş, oturmuş yazmış.
Makalelerinden birkaçı FETÖ’ye ait bir sitede yer alıyor, ama erişimi engellendiği için okuyamadım.
Mühim değil.
Şu kadarını anlamış oldum:
Ayının kırk türküsü varmış... Kırkı da ahlat üstüne!
Observer’da yayımlanan makale FETÖ’ye mahsus süfli karakteri yansıtıyor.
Yavşak neye deniyordu? Bitin yavrusuna.
Bitin yavrusu nerelerde yaşıyor?
Küçük kıvrımlarda, sıkışık, karanlık yerlerde...
Tures de bütün maharetini detaylarda sergilemiş. Bit yavrusunun gezeceği yerlerde.
Yani ‘şeytan ayrıntıdadır.’
Şimdi hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin DAEŞ’e karşı havada ve karada fiilen ve doğrudan doğruya savaşan tek kuvvet olduğunu.
Fakat eleman bunu ketmediyor. Diyor ki:
Erdoğan ABD’nin DAEŞ karşıtı saldırılarını bloke ettiği için DAEŞ’in Türkiye, Avrupa ve Amerika’da Batılılara karşı yaptığı saldırılar arttı.
Türkiye ne zaman bloke etmiş ABD’nin saldırılarını?
Söylemiyor. Çünkü yok öyle bir zaman.
İncirlik’in kapatıldığını da yazmış.
O ne zaman?
“Earlier in 2016.”
Earlier değil oğlum!
15 Temmuz’u müteakip Türkiye darbeye karşı hayat memat mücadelesi verirken. Her ihtimale karşı uçuşlar durduruldu.
Nereden bileceksin İncirlik’ten bir FETÖ’cü pilot uçar mı uçmaz mı?
Niye burasını yazmıyor?
Yazmamasında bir ‘bit yeniği’ yok mu?
Bir başka bit yeniği.
Mavi Marmara’yı yazmış.
Diyor ki, “İsrail kuvvetleri gemiye çıkmaya çalışırken gemidekiler saldırdı, bu da can kayıplarına yol açtı.”
Öyle mi beyefendi?
Kimin canı kayboldu saldırıda?
Makaleyi okusanız İsrail askerleri öldü sanırsınız.
Hayır.
Saldıran İsrail askerleriydi.
Müslümanlar katledildi.
Görüyorsunuz bit yavrusunun gizlendiği ayrıntıları.
Son maddeyi FETÖ’ye ayırmış adanmış kalem!
“Erdoğan, yaşayan en Amerikancı Müslüman din adamını hedef alıyor.”
“Yaşayan en Amerikancı” ifadesi doğru olabilir. “Müslüman din adamı” kısmını kaldırırsanız.
Böyle yazılar FETÖ tarafında bir endişenin mevcudiyetini göstermesi bakımından anlamlı.
Bir de FETÖ karakterini yansıtması bakımından.