Zirveden sefalete dünya rekoru hızı; Trabzonspor
Çok fazla değil, bundan 9 ay kadar önce kelimenin tam anlamı ile dillere destan şampiyonluk kutlamaları yapılıyordu Trabzonspor’da. 38 yıl sonra gelen bu sonucun aynı zamanda bir başlangıç olduğuna inanan çok sayıda taraftar vardı coşkulu kutlamaların meydanlarında.
Öyle ya şeytanın bacağı kırılmış, “bizi şampiyon yapmazlar” ya da “şampiyonluk İstanbul’dan dışarı çıkmaz” gibi klişeler yerle bir olmuş ve bütün pesimist tabular yıkılmıştı artık.
Basitçe düşününce 28 milyon Euro ile şampiyon olmayı başarmış takım, makul bir maliyetle yapılacak birkaç kaliteli takviye ile 2022-23 sezonunda da şampiyonluk kovalayacak ve sadece bir vasat eleme maçı ile (Kopenhagen) şampiyonlar ligine katılacak ve rekabetin asıl kan gövdeyi götüren tarafı olan ekonomik alanda da mesafe kat edecekti Trabzonspor.
Böylece “sürekli şampiyonluk kovalamak ve Avrupa’da mücadele etmek” gibi genetik misyonunun gereğine yerine getirme standardını da olabildiğince gerçekleştirmiş olacaktı bordo-mavili camia.
Ancak hiç de öyle olmadı.
Her şey düşünülenin ve umulanın tam tersi oldu.
Birkaç takviye gerekli olduğu düşünülen kadrodan önce çok kritik oyuncular çeşitli gerekçelerle kaybedildi.
Birkaç takviye gerekirken tam 14 takviye yapıldı.
Bu 14 takviyenin çoğu da uyumsuz ve başarısız oldu.
Ahmet Ağaoğlu başkanlığında sürekli bir alışkanlık haline gelen ve sadece 2021-22 şampiyonluk sezonu öncesinde kısa bir fasıla veren “vasat ve gereksiz futbolcu transferleri” yeniden hız kazandı. Aynı mevkie çok sayıda ve üstelik birbirinden verimsiz transferler de cabası oldu.
Velhasılı kelam 9 ay önce muhteşem şovlar ile şampiyonluk kutlayan takım, yaz tatilini çıkarırsak 6 ay gibi rekor bir sürede, sırası ile;
1-Şampiyonlar Ligi
2-Avrupa Ligi
3-Konferans Ligi
4-Lig şampiyonluğu
5-Lig ikinciliği (ŞL)
6-Lig üçüncülüğü (Avrupa Ligi) ve 7-Ziraat Türkiye Kupası olmak üzere tam 7 büyük hedefi kaybetmeyi başararak belki de bu alanda hız olarak bir dünya rekoru kırmayı başardı(!)
KÖTÜ GÜNLER VE DAHA KÖTÜ GÜNLER
Kişiler ve kurumlar, bazen kötü dönemler ve kötü günler yaşarlar. Hayatın olağan akışı içerisinde bu kaçınılmazdır. Kötü dönem yaşayan organizmaları bu süreçte ayakta tutan en büyük güç ise kötü günlerin ardından gelebilecek muhtemel “iyi günler” umududur.
Trabzonspor’un rekor bir hızla tepetaklak yuvarlandığı, kalan hedefsiz ve amaçsız maçların yaşanacağı bu sefalet süreci için “kötü günlerin başlangıcı” tabiri uygun bulunabilir.
Ancak Trabzonspor’un içinde bulunduğu koşulların zorluğu dikkate alındığında, bu günleri atlatmak için gelecek adına umutlanmak yerine “çok daha kötü günlerin” kapıda olduğunu tahmin etmek için de kâhin olmaya gerek yok sanki.
Yanılmayı çok istemekle beraber…
Ekonomik problemler, huzursuz bazı futbolcular, takımdan çok kendine ve “menajerine” yontan bazı futbolcular, “Trabzon’daki 6 yaş üstü çocukların tamamı dahil Trabzonspor’da oynama kapasitesi olmadığına hemen herkesin emin olduğu halde hala bir şekilde Trabzonspor’da forma bulan bazı futbolcular” ve bu futbolcularla sezonun kalanında Avrupa Ligi ya da Avrupa Konferans ligini bir takım olarak zorlamaya çalışmak, kalan 10 maç için bir teknik direktör tercihi yapmak ya da bu tercihi gelecek sezona bırakırken sıradan bir altyapı hocası ile Avrupa umudunu kaybetmek vesaire…
Biri kendi sahasında Kayseri spor ile diğeri ise akşam kupada Ankaragücü ile oynadığı 2 maçta toplam 7 gol yiyen ve son maçta sezonun son hedefini de fazla zorlanmadan rakibine teslim eden bu takım, 10 gün sonra da Akyazı’da Beşiktaş ile oynayacak. Olası kötü bir sonuç…
Neyse.
Problemler o kadar çok ki yazmakla bitmiyor, sayfalar yetmez.
Başkanı, teknik direktörü ve yardımcı teknik direktörü 6 ay içinde tüketen “taraftar engizisyonunun” projektörleri artık tamamen futbolculara çevireceğini de unutmamak lazım bu arada.
Ve eğer yeni yönetim, daha ilk haftalardan erimeye başlayan kredisinin tükenme hızını yavaşlatmak istiyorsa tribünler ile sıcak ve “gerçekçi” bir ilişki yakalamalı ve belirlemiş olduğu gerçekçi hedeflere taraftar kitlelerini ikna etmeli.
Bu ille de şampiyonluk hedefi olmayabilir. Gerçekçi olarak belirlenmiş, bütçelen dirilmiş ve açıkça ifade edilmiş bir hedef ve o hedef doğrultusunda gösterilecek “samimi çabalar” mutlaka takdir edilecek ve daha güçlü hedeflerin kovalanabil itesi adına zemin ve zaman kazanılmasına sebep olabilecektir.
Aksi durumlarda, 2024 aralık olağan kongresine kadar önceki hafta yapılmak durumunda kalınan “zorunlu olağanüstü kongre hatta kongreler” bir Trabzonspor klasiği olagelmeye devam edecektir…