Kadının çalışma hayatındaki yeri
Sosyal medyada dolaşan bir videoda gördüm.
Birkaç tane kadın Ekrem İmamoğlu’nun etrafını çevirmiş, “HDP ve Yeşil ve Sol Parti ile neden ittifak yaptınız” diye soruyordu. İmamoğlu’nun biz ittifak yapmadık demesine rağmen ısrarla aynı soruyu tekrar ediyorlardı.
Yani “olmayan ittifakı kabul et ve bizde size terörle işbirliği içerisindeyiz diyelim” diyorlardı.
Kadınların bir erkeği sorgulamasına itiraz edecek halimiz yok.
Öğrencilerime hep şu gerçeği öğretmeye çalışırım.
“Hakkınızı arayın. Ama hakkınızı arayabilmek için öncelikle haklı olmanız gerekiyor.”
İmamoğlu AK Parti HÜDAPAR ile ittifak yaptı buna ne diyorsunuz dedi. Hani “bekâr kadınları sahiplendireceğiz” diyen partiyi sordu. Kadınlarımız bu konuda pek bir sessiz kaldılar.
Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesini iptal etti. Ortakları bunu yeterli görmüyorlar. Üstüne Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun da kaldırılsın diyorlar.
Gazetemiz Karar’ın haberine göre “sadece geçtiğimiz ay 21 kadın cinayeti, 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.” Buna rağmen AK Partili Grup Başkanvekili “Bu ülkede kadın hakları denince akla gelen parti AK Parti. Türkiye’de kadınların hem çalışma hayatına katılması hem siyasete atılması için AK Parti çok adım attı” dedi.
Şaka gibi.
Çalışma hayatına katılım mı?
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
ÇALIŞMA HAYATI
Öncelikle belirtmem gerekiyor. Bugün dünden iyi olmak iyi olunduğu anlamına gelmez.
Öyleyse Türk köylüsü krallardan daha iyi bir hayat yaşıyor dememiz gerekiyor.
Öyle ya Orta Çağ’ın krallarında bilgisayar ve cep telefonu mu vardır?
Çıkarın telefonlarınızı diyen dayılar gibi
Ama siyasetçiler ve özellikle de AK Partili siyasetçiler bu tür karşılaştırmayı çok seviyorlar.
Savaştan çıkmış bir ülkeyi yöneten CHP’nin tek parti iktidarı dönemiyle kendi dönemlerini karşılaştırıyorlar.
Tek parti döneminde yapılanlar dahil 63,3 milyar dolarlık kamu işletmelerini satmalarına ve mega projelerde 175 milyar dolar da gelir garantisi vererek ülkeyi borçlandırmalarına rağmen.
Neyse biz esas konumuza dönelim.
Evet kadınların işgücüne katılımında bir artış var.
Ama katılım hala erkeklerinkisinin çok altında. 100 erkeğin 68,2’si işgücü pazarındayken, bu oran kadınlarda 30,9.
Daha da önemlisi katılanların iş bulabilmeleri. Türkiye’de işgücündeki insanların 100’ünün 65’i istihdam ediliyor. Kadınların ise 26,3’ü.
Değerli okur, kadınların daha fazla istihdam edildiği alanlar da var elbet.
Türkiye’de kayıt dışı, yani her hangi bir sosyal güvencesi olmadan çalışanların oranı % 24,8.
Bunun TÜİK’e göre ismi “esas işinden dolayı sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmayanlar.”
Bu oran erkeklerde % 21,7.
Hah işte, kadınlarda bu oran erkeklerden daha yüksek, % 31.
Kadınlar sosyal güvencesiz mutfağına ekmek götürme derdine düşmüş.
ÜCRET DÜZEYİ
Peki, kayıtlı çalışanların ücret performansı ne durumda?
TÜİK 2018 yılında Türkiye’de kazancın yapısı üzerine bir araştırma yaptı.
Bu araştırmaya göre en yüksek ücreti yüksekokul ve üzeri eğitim derecesi olanlar almaktadır.
2020 yılında cinsiyete göre en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı erkeklerde % 98,1 ‘dir. Bu oran kadınlarda % 87,7’dir.
Aman kızlarınızı okula göndermeyin. Parayı erkekler kazansın.
TÜİK cinsiyete dayalı ücret farkını da hesaplamaktadır. Bu hesaplama şu şekilde yapılmaktadır: ((erkek ücreti-kadın ücreti)/erkek ücreti) x 100.
Bu fark toplamda % 7,7’dir.
Meslek lisesi mezunlarında % 28,8, yüksekokul ve üstü eğitim alanlarda is % 19,6’dır.
Erkeklerin zaten egemen oldukları işgücü pazarında, bir de kızlarınızı okutmayarak dezavantajlı duruma getirin olur mu?
Erkeklerin kadınlardan daha çok kazandığını anladık.
Peki, çalışanların ücretlerinden memnuniyetlerinin durumu nedir?
Gelin bu konuda da TÜİK’in tanıklığına başvuralım.
ÜCRET MEMNUNİYETİ
TÜİK kadınlara ve erkeklere kazançlarından memnuniyet durumunu da soruyor.
Erkeklerin % 39,7’si memnun veya çok memnun. Bu oran kadınlarda ise %39,6.
Hemen hemen aynı. Kadınlarımız, erkeklerden çok daha düşük olan ücretlerinden erkekler kadar memnunlar.
Bitmedi.
TÜİK bir de “işinizden memnun musunuz” diye soruyor.
Erkeklerin % 77,9’u işlerinden memnun veya çok memnun.
Bu oran kadınlarda ise daha yüksek, % 79.
Düşünsenize kadınlarımız erkeklerimizden daha az kazanıyorlar.
Çalıştıkları kurumlarda uğradıkları mobing de cabası.
Buna rağmen işlerinden erkeklerden daha çok memnunlar.
Araştırmalar bu çelişkiyi “özgüven eksikliği” ile açıklıyorlar.
Yani kadınlarımız iş bulduklarına bin şükür ediyorlar.
Bu nedenle kız öğrencilerime, erkekler bir çalışıyor ise siz beş çalışmalısınız diyorum.
Haklı olun ki hakkınızı arayın diyorum.
Aslında ne acı değil mi?
İktidar milletvekili “kadınların iş bulduklarına şükretmelerini” başarı olarak gösteriyor.