Maçtan önce Başakşehir’in Ankara’dan galibiyetle çıkması iki takım için de galibiyet dışında bir şans bırakmadı. Bırakın mağlubiyeti beraberliğin dahi 4.’lük anlamına gelebileceği bir durumda başladı maç. Beşiktaş kadro derinliği ve tecrübesi ile ön plana çıksa da Galatasaray coşkulu seyircisine güveniyordu.

İlk yarı seyircisine rağmen Galatasaray oyuna mahkum başlasa da Negredo’nun kaçırdığı gol Beşiktaş için adeta dönüm noktası oldu. İlk organize atakta Galatasaray golü bularak tribünleri de maça ortak etti. Karşılıklı kaçan goller ilk yarıya damga vurdu. Gomis golü yapsa belki de maç bitecek ve Galatasaray son üç haftaya şampiyonluğun en büyük adayı olarak girecekti. Negredo’nun sakatlanıp yerine Lens’in girmesi Beşiktaş için oyunu iyice kanatlara açma şansı verdi. Bu geniş oyunda Galatasaray zorlansa da Beşiktaş orta sahasının son toplarda sık hata yapması ve golcülerden çok topun son tercihte Quaresma’ya gelmesi Beşiktaş için bir talihsizlikti. Negredo’nun sakatlığı Şenol Güneş için açıkçası fazla hamle şansı bırakmadı.

İkinci yarı adeta Rus ruleti gibi başladı. Bir Beşiktaş bir Galatasaray’ın pozisyona girdiği maçta atılacak bir gol maçın hikayesini yazacak derken hakem Fırat Aydınus sahneye çıkarak her zamanki gibi kendi hikayesini yazmayı başardı.

Beşiktaş maçlarındaki bu istikrarı nedeniyle büyük bir alkışı hak ettiğini bir köşeye not etmek gerek. Beşiktaş 4. olursa bunun hesabını kim verecek sormak lazım. Galatasaray büyük bir avantaj elde etti. Bu saatten sonra bu şansı sanırım tepmeyecektir. Beşiktaş için artık Şampiyonlar Ligi de çok zor.

Not: Maç skorundan bağımsız olarak herhalde şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekenlerden birisi de Şenol Güneş ve yönetim olmalı. Sezon başından beri şampiyonluğu adeta çantada keklik gördükleri için bir türlü lige konsantre olamadılar ve bugün belki de ligi domine edecek Beşiktaş son haftalara bırakın şampiyonluğu 4. olma korkusu ile girdi. Gerçekten yapılan bunca yatırıma yazık.