İnce’nin yapması gereken…
Muharrem İnce’nin CHP tabanında ve toplumun bir kesiminde ciddi bir heyecan yarattığı kesin. Polemiklerden kaçmayan ve hazır cevap üslubu da yıldızını parlatıyor ancak tüm bunlar seçilebilmesini sağlamaya yeter mi, soru işareti.
Tabanındaki heyecanın diğer kesimlere de yansıması şart çünkü yeni sistemde 49.99 alsanız bile Cumhurbaşkanı seçilemiyorsunuz.
Fakat benim problemim bu değil, İnce üzerinden Sol-Kemalist çizginin toplumun diğer kesimleri ile sağlıklı bir ilişki kurabilme ihtimalinin olması. CHP her ne kadar 1950 seçimlerinden bugüne Ecevit önderliğindeki koalisyonları saymazsak hiçbir zaman iktidar olamasa da vesayetçi ve statükocu düzenin –MHP ile birlikte- ortaklarından biri olarak gizli iktidar ortağı oldu. Ve bu nedenle de yapılan pek çok yanlışın da dolaylı ortağı oldu.
Bu ortaklık nedeniyle de bir türlü Türkiye toplumunun gözünde CHP hiçbir zaman gerçek bir iktidar alternatifi olamadı. Türkiye’de sol-sosyal demokrat çizginin bu çizgiden iki uzaklaşma denemesinde –Ecevit’in CHP’si ve SHP- halktan kısmen bir karşılık gördüğü söylenebilir ancak bu her iki deneme de maalesef vesayetçi düzen tarafından boğuldu.
İnce, CHP için bu yolu tekrar açabilir. Ancak bu yolu açabilmesi için CHP’nin artık iyice marjinalize olmuş tabanının etkisinden uzaklaşması gerekiyor. Herkes kızsa da Kılıçdaroğlu bu yolu zaten açtı artık iş İnce’nin basiretine ve ince işçiliğine kalmış durumda.
İnce bu basireti gösterebilirse, dün Erdoğan’ın muhafazakar çevrelerde yaptığına benzer bir dönüşümü –olumlu manada- CHP tabanında gerçekleştirebilir ki bu da büyük bir kazanım olacaktır.
***
Erdoğan’ın en büyük başarısı gerek Kürt ve gerekse Alevilik gibi Türkiye’nin yumuşak karnı olan pek çok konuda muhafazakâr çevrelerin sağduyulu bir şekilde konuşulabilmesini ve nispeten normalleşmesini sağlayabilmesi olmuştu.
Keşke Erdoğan’a bu süreçte köstek olmak yerine yardım edilseydi, kazanan tüm Türkiye olacaktı. Ama küçük siyasi hesaplar hem büyük fırsatların heba olmasına hem de Erdoğan’ın bu konulardaki motivasyonunun kaybolmasına yol açtı.
Üzülerek söylemeliyim ki, bu noktada muhalefetin basiretsizliği kadar Ak Parti içindeki bazı grupların ve kişilerin de çok büyük vebali var. Erdoğan’ı bu konularda yanlış yönlendirenlerin bir kısmının bugün FETÖ’cü olduklarını biliyoruz ancak bir de FETÖ’cü olmayan ama Erdoğan’ı çok ciddi şekilde yanlış yönlendiren ve hassasiyetleri ile oynayarak engel olan bir kesim var. Ve maalesef bunların önemli bir kısmı hala etkili.
***
Peki, İnce kendi tabanında demokratik bir dönüşüm gerçekleştirebilir mi?
Bence CHP tabanı da bu dönüşüme büyük ölçüde hazır. Yeni sistemin siyaseti büyük koalisyonlara mecbur bırakması da bu işin lokomotifi durumunda. İnce’nin yapması gereken şey kendi üzerinden geçmişle bir muhasebeye girişmesi olacak.
28 Şubat’ın ağır gölgesini bir şekilde partisinin üstünden kaldırması gerekiyor.
Meydanlarda ve medyada açıkça dün bir şekilde ortak olduğu yanlışlıklar konusunda özür dilemeli. Belki olumlu mesajlar veriyor ancak sadece olumlu mesajlar vermek kazanmak ya da umut olmak için yeterli değil.
Meclise sunduğu eski fezlekelerini alıp; “o günlerde yanlış yaptım, dönemin havası ve içinde bulunduğumuz atmosfer beni yanlış yönlendirdi. Şimdi geçmişe dönüp baktığımda çok büyük bir hata yaptığımı görüyor ve bu nedenle özür diliyorum” diyebilmeli ve nitekim Kürt meselesinde de Alevilerle ilgili söylediğine benzer cümleler kurabilmeli. Yuvarlak laflar ile yetinmemeli.
İnce’nin özrünü benim açımdan samimiyet-samimiyetsizlik açmazında tartışmanın hiçbir anlamı yok. Geçmişte gerek Kürt Açılımı ve gerekse Alevi açılımında Erdoğan’ın samimiyetini nasıl sorgulamamışsam İnce’ninkini de sorgulamayı gereksiz buluyorum.
Erdoğan’ın ya da İnce’nin tavrı kendi tabanlarındaki insanların bazı konulardaki sivri çıkışlarını ve yıkıcı tavırlarını bir nebze durdurabiliyor, toplumsal değişim-dönüşüm ve uzlaşıya katkı sunuyorsa ben bunları bir kazanç olarak görürüm.
İnce’nin nefesi Cumhurbaşkanlığı için yeter mi bilmiyorum ama kendisi Sol-Kemalist tabanın demokratikleşmesi ve normalleşmesi için bir fırsat olabilir.
Bekleyip, göreceğiz.