Gönül Dağı

Türkiye uzun süredir dizi sektöründe dünyanın sayılı ülkeleri arasında ve bir zamanlar bizim kanalları istila eden Brezilya dizileri gibi bizim dizilerimiz de pek çok ülkede zirveye oynuyor.

Zaman zaman yazılarımda dizilerden bahsettiğim oluyor bugün de Gönül Dağı dizisinden biraz bahsetmek istiyorum.

Dijital çağda diziler değer inşasında çok büyük bir rol oynuyor ve yeni nesilleri de şekillendiriyor. Dizilerde öne çıkan rol modeller günlük hayatımızda bize örnek oluyor. Bunu bir zamanlar roman ve sinema yapıyordu. Geleneksel anlatıda kıssalar yoluyla ahlak öğretilirken şimdi ise “kaydır geç nesli” olan çocuklarımız pek çok değeri sosyal medya ve dizilerden öğreniyor.

Bir dönem Türkiye’yi kasıp kavuran Kurtlar Vadisi dizisi reyting rekorları kırarken maalesef gençlerimizi olumsuz etkilemiş ve mafyatik tiplemelerin revaçta olmasına yol açmıştı. Gençlerimiz kanunlara rağmen kendilerini devletin yerine koyarak, kanun dışı yollarla devletin korunabileceği gibi düşüncelere kapılmış, herkes bir Polat bir Çakır vs. olma hevesine kapılmıştı.

Ve maalesef bu halin olumsuz etkilerini hala görüyoruz. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde tahriklere kapılındığı iddiası ile yaşanan hemen tüm linç girişimleri de bu açmazın bir parçası. Kayseri’deki sığınmacılara karşı pogrom denemesi bile eli kolu kanunlarla bağlı devletin yerine kendine bir misyon biçme örneği. Bu tür eylemlerde de maşa olanların genelinin adi suçlulardan çıkması ise çok da şaşırtıcı değil.

Sosyal medyada ve derin devlet içinde entel dantel muhabbetlerle halkın bu kısmını galeyana getiren ve elde çekirdek yarattıkları kaosu izlemekten keyif alan bir kesim var ve bunlar geçmişte de vardı, maalesef bugün de varlar.

Peki, adi suçluları bu tür eylemler neden çekiyor? Çünkü adi suçlular için bu tür eylemler içlerindeki aşağılık duygusunu bastırmak ve vatan, millet, bayrak söylemlerinin şatafatı altında günahlardan bir çeşit arınma ayini rolü oynuyor.

Bu açıdan bizdeki Kurtlar Vadisi ile Amerikan dizisi 24 vb. diziler aşağı yukarı benzer bir temaya sahip. “Devletin elinin kolunun bağlı olduğu(!) noktada devlet âli menfaatleri için yasadışı faaliyetlere girişilebilir mi?” sorusuna makul vatandaşın “evet” cevabı vermesinin zeminini oluşturuyor.

Devletin elinin kolunun bağlı olma sebepleri ise genelde göz ardı edilir. Bu da kendisini devletin âli amaçları (aslında bir takım odakların çıkarları) için feda eden her çeşit fedailerin türemesine yol açar. İşte bu yol FETÖ gibi bir terör yapılanmalarını besleyen itici güç.

Neyse biz iç karartmaktan başka bir yere geçelim.

Gönül Dağı dizisine denk geldikçe ara ara bakarken son dönemde diziyi ilk bölümden itibaren ailece izlemeye başladık. Piyasada ailece izlenebilecek nadir dizilerden birisi Gönül Dağı.

Dizi insanın insan(lar) ve doğa ile ilişkisine odaklanırken bir yandan da kaybettiğimiz bir takım hasletlerimizi yeniden hatırlatıyor. Olaylar bir ders verme kaygısından çok hayatın doğallığı içinde işleniyor ve işlenirken de güzel olana bir yol açılıyor. İyiliğin ve kötülüğün bir arada olduğu; ne iyilerin mükemmel ne de kötülerin pür kötü olduğu, toplumsal değerlerle barışık ama bir yandan da hakaret etmeden, aşağılamadan eleştiriler getirebilen bir dizi.

Dizi bilerek ya da bilmeyerek izleyen gençlerin bilinçaltına da mesajlar veriyor ve sırf bu açıdan bile bu dizi çok değerli. Örneğin sosyal medya zoru ile müzik zevki değişen kızımın türkülerle arasında yeniden bir bağ kurduğunu görmek benim için çok değerli.

Halbuki diziler ve sinema bu konuda çok daha etkili kullanılabilirdi, ancak biz kendi değerlerimizi yeniden inşa edecek ve çağın gereksinimleri ile harmanlayabilecek entelektüel bir sınıfı üretemedik. Vahadaki bitkiler gibi tek tük çıkan isimleri ise boğmakta üstümüze yok. Bu nedenle kendimize ait bir rengimiz yok ve bu renksizlikte yetişen nesillerimiz de ne bize ne de başkalarına benziyor.

Batı kültürü ile yetişiyorlar diyerek kendimizi kandırmayalım. Bizdeki ahlaki bayağılık o suçladığımız dünyada genellikle kabul edilir şeyler değil.

Benzediğimizi iddia ettiğimiz kültürlerde uzun hesaplaşmalar ve birikimler sonucu oluşmuş ahlaki kodlar var ve oralarda bu kodlara göre davranmak esas. Bizde ise normsuzluk norm durumunda maalesef.

Son söz, Türkiye için bana umut veren çok az şey var ve bunlardan birisi de bu dizinin hemen her platformda en çok izlenen diziler sıralamasında en tepelerde olması. Bu durum ülkemiz için küçük de olsa hala bir umut olduğunu gösteriyor.

Bu tür dizilerin artması dileğiyle…

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum