Başıboş köpekler sorunu çözülür mü?

Bu yazı kaleme alındığı sırada sokak hayvanları ile ilgili yasa teklifinin içinden ötenazi' kelimesi çıkarılmıştı, ötenazi ifadesi yerine Veterinerlik Hizmeti Kanununda var olan ötenazi ile ilgili bölüme atıf yapıldığı belirtilmiş ve teklif başka maddeleri üzerinde de uzlaşılarak TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda kabul edilmişti.

Ötenazi kelimesi çıkarıldığında atıf yapılan maddede, ötenazinin hangi durumlarda yapılabileceğinin çerçevesi çizilmiş, benim bu yazıda söz etmek istediğim de bu maddedeki bir ifade: "davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda veteriner hekimin onayı ile ötenazi yapılabilecek" ifadesi.

Söz konusu insan olduğunda her şey ne kadar da kendine özgü ve göreceli bir hal alıyor, insanın karşısındaki bu kez insan değil ama bir canlı, davranışları var, üstelik davranışları insan hayatı ve sağlığı için tehlike de oluşturabiliyor, veteriner hekimler elbette bu tehlikenin sınırını nasıl belirleyeceklerini biliyorlardır ama benim gibi konuyu nispeten uzaktan takip eden biri için bunları anlamak da öyle kolay değil fakat mesela bir yakını başıboş köpeklerin saldırısında zarar görmüş veya hayatını kaybetmiş birinin başından geçenleri dinleyince ya da okuyunca insanın içinin acımaması da mümkün değil.
Bir de şehirleşmiş alanlarda öyle çok büyük başıboş köpek sorunu yaşanmıyor, kimse çıkıp bir koca mahalleye göre az sayıda olan ve belediyenin her türlü denetimi altında olan köpeklerin tehlike arzettiğinden dem vurmasın, çıksınlar bakalım boş arsaların fazla olduğu bölgelere, oralardan yürüyerek geçme ihtiyacı hissetsinler, sürü halinde dolaşan köpeklerle karşılaşıp yürümeye devam etmek zorunda olsunlar çünkü geri dönseler de yol yürümeleri gerekiyor, ileri gitseler de, böyle bir ortamda başıboş köpek sorunu var mıdır yok mudur?

Şehirde büyümüş biriyseniz ne kadar korkutucu bir durum değil mi, bir kez Marmara sahili tarafında benzer bir şey deneyimledim, köpek sürüsü havlamamasına ve saldırgan olmamasına rağmen -çünkü muhtemelen belediyenin tam kontrolündeydiler- çok zor geçen dakikalar ve çok zor yürünen bir yoldu benim için.

Bir de böyle bir köpek sürüsü ile karşılaşıp, sürünün çevresini sardığını hatta lider köpeğin ayaklarını üstüne dayayarak üstünü başını kokladığını anlatan birini biliyorum, soğukkanlı biridir, durmuş öylece, hiç ses etmemiş hatta biraz da sevmiş köpeği sonra, sonra köpekler dağılıp gitmişler fakat yerinde başkası olsa neler yaşanabileceğini düşûnmek bile istemiyor insan.

Öyle değil mi, öyle kişiler var ki değil köpek, yakınına bir kedi yaklaşsa çığlık atacak hale geliyor, onların korkuları bir çocukluk travmasından falan kaynaklanıyor olabilir tamam da başıboş köpeklerle karşılaşma riskleri de gerçek, bunlar hep başta dediğim gibi kendine özgü ve göreceli haller, bu yûzden hepsi tek tek değerlendirilmeye muhtaç, kısacası konu kaç gündür gündemi de meşgul etmesinden anlaşıldığı kadarıyla çetrefilli bir konu.

Kimse hiçbir zaman kötü bir şey yaşansın istemez tabi, kimse durup dururken de köpeklerin ötenazi gibi bir uygulamayla yaşam haklarının ellerinden alınmasını da istemez, bu yüzden yasa teklifinden "ötenazi" sözcüğünün çıkarılması ve hayvanların yaşam haklarının sonlandırılması ile ilgili sınırlandırmaların bulunduğu Veterinerlik Hizmetleri Kanununun ilgili maddesine atıfta bulunulması yerinde bir adım olmuş.
Köpeklerin yaşam haklarını savunanların, süreç içinde defaatle sergilediği hırçın görüntüler de olmasaydı daha iyi olacaktı.

Meclis tatile girmeden genel kuruldan geçmesi öngörülen sokak hayvanları ile ilgili yasa teklifinin bundan sonraki adımlarını da merakla takip edeceğim.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum