Küçük şirketlerde finansal raporlama

Pusulasız açık deniz yolculuğu yapılmaz.

Kimilerinin pusulasız olarak menzile ulaşmış olmaları pusulanın önemini azaltmaz. Bizler sadece menzile ulaşanları görürken, pusula kullanmadığı için açık denizde kaybolanları görmüyor, pusula kullanan ve kullanmayanların menzile ulaşma sürelerini karşılaştırmıyoruz.

İş yaşamındaki temel pusulamız finansal raporlardır. Finansal rapor pusulasını kullanmayanlar, menzile varamazlar veya bir yerlere varsalar da vardıkları yerin neresi olduğunu bilemezler. Nereye gideceğini bilmeyen nerede olduğunu da bilemez.

Finansal raporlamanın pusulası muhasebe ve finansal raporlama standartlarıdır.

İsteğe göre finansal tablo“ başlıklı yazımda, standartlardan bağımsız, temel muhasebe kavramlarından uzak, kişisel raporlama örneklerinden bahsetmiştim.

Türkiye’de finansal raporlama kavramının, sadece halka açık veya finansal araçları borsada işlem gören şirketleri ilgilendirdiği düşünülüyor. Oysa finansal raporlama mikro seviyedeki aile işletmelerinden başlayarak her seviyedeki işletmeyi ilgilendiriyor.

Finansal raporlamayı önemsizleştiren sebepler

Muhasebeyi yasal bir formalitenin (vergi ödenmesi) yerine getirilmesinin aracı olarak görüyor, yönetim aracı olduğunu bilmiyoruz.

Kayıt dışı ekonomi yaygın olduğu için muhasebeyi ve raporlamayı önemli görmüyoruz. Kayıt dışı işlemleri asla hoş görmesek bile, her türlü parasal hareketin muhasebe kaydının olması gerektiğini de idrak etmiyoruz.

Öncelikle bu iki konudaki anlayış farkını sorgulamamız gerekiyor.

Fiilen yaygın olarak uygulanan iki raporlama yöntemi

Halka açık olmayan ve borsada işlem görmeyen işletmelerimizin önemli bir kısmı finansal durumlarını iki farklı yöntemle belirliyor.

  • Yıl sonu envanter-sayım yöntemi: Her yıl sonunda işletmenin finansal varlıkları, alacakları, stokları, duran varlıkları ve borçları listelenir. Varlıklar ve borçlar arasındaki fark işletmenin öz kaynağı olarak görülür. Öz kaynak geçen yıla göre artmışsa şirket para kazanmış, azalmışsa zarar etmiştir.
  • Bilançoyu dikkate almayan kar-zarar hesaplama yöntemi: Şirketin satışlarından satılan malların maliyeti, giderler ve ödenecek vergiler düşülerek yıllık kar veya zarar hesaplanır.

Çift yanlı muhasebe kaydı yöntemine dayanmayan her iki yöntemin de teknik olarak doğrulanması mümkün değildir. Hatalı hesaplama yapılmış olma ihtimali oldukça yüksektir.

Bu yöntemlerde hataların, usulsüz işlemlerin tespiti mümkün olmadığı gibi, işletmeciliğin gerektirdiği temel analizler ve karşılaştırmalar da yapılamaz.

Bu veriler üçüncü şahıslar tarafından kabul görmediğinden, bankalar kredi vermek için, işletmelerden şahsi kefalet ve veya ipotek isterler.

Bu yöntemler temel yönetim ilkelerinden “şeffaflık” ve “hesap verebilirlik” ilkeleriyle de bağdaşmaz.

Muhasebe ve finansal raporlama standartlarını neden uygulamıyoruz?

Bu sorunun genel geçer cevabı: “Biz yeterli büyüklükte bir şirket değiliz. Bu formalitelerle uğraşamayız. Büyüyünce düşünürüz.”

Bu kültüre alışan işverenler, halka açılana veya borsada işlem yapana kadar, “finansal raporlama” seviyesine bir türlü ulaşamazlar!..

Korkarım hayallerindeki büyüklüğe ulaşsalar da alışkanlıkları sebebiyle, finansal raporların mümkün olduğunca(!) yine kendi bildikleri yöntemle hazırlanmasını arzu ederler.

Küçük ve mikro işletmeler

25 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliği” işletmeleri şu şekilde sınıflandırıyor:

  • Mikro işletme: Yıllık çalışan sayısı on kişiden az ve yıllık net satış hasılatı on milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir.
  • Küçük işletme: Yıllık çalışan sayısı elli kişiden ve yıllık net satış hasılatı yüz milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir.

Özetle, 2023 yılı verileriyle, on kişiden az çalışanı ve on milyondan az hasılatı olan işletmeler (küçük değil) mikro işletme olarak kabul ediliyor.

Küçük ve mikro işletmelerin hazırlayacağı iki finansal tablo

16 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan “Küçük ve Mikro İşletmeler İçin Finansal Raporlama” Standardına göre küçük ve mikro işletmelerin hazırlaması gereken iki finansal rapor var:

1.Finansal durum tablosu (bilanço).

2.Kar veya zarar tablosu (gelir tablosu).

Kişisel fiziki veya zihnî emeği ile geçimini sağlayan serbest çalışanlar dışında faaliyet gösteren bütün ticari işletmelerin bu iki raporu hazırlaması gerekir. Bu iki rapor, sadece standartlar ön gördüğü için hazırlanmaz. Bu raporlar, vergi beyannamelerinin eki olarak da vergi dairesine sunulur. Ancak vergi beyannameleri formalite olarak görüldüğünden, bu raporlar yönetsel anlamda önemsenmez. İşverenlerin muhasebeden tek beklentisi şirketin vergi dairesi ile ihtilafa düşmemesidir. Bunu başaran muhasebeci yönetsel anlamda hiçbir hizmet vermese de görevini yapmış kabul edilir.

Oysa, muhasebe mesleğinin temel misyonu yönetim için faydalı bilgiler üretmektir.

Finansal tabloların özellikleri

Standarda göre, finansal tablolarda sunulan bilgilerin şu özellikleri taşıması beklenir:

  • İhtiyaca uygunluk: Tablolar kullanıcıların karar vermesi için ihtiyaç duydukları bilgileri ihtiva etmelidir.
  • Gerçeğe uygunluk: Tablolar okuyucuyu yanıltmayacak doğru bilgiler içermeli, varlık, yükümlülük, özkaynak, gelir ve giderler muhasebe ilkelerine ve kurallarına uygun olarak ayrıştırılmalıdır.
  • Anlaşılabilirlik: Tablolar ekonomik faaliyetler ve muhasebe hakkında makul seviyede bilgisi olan (finansal okuryazar) kişilerin anlayabileceği şekilde sunulmalıdır.
  • Karşılaştırılabilirlik: Sunulan veriler şirketin geçmiş dönemleriyle ve benzer işletmelerin verileriyle karşılaştırmaya uygun olmalı, en az iki döneme ait verileri birlikte göstermelidir.
  • Zamanında sunum: Raporlar karar vericilerin ihtiyaç duydukları zamanda sunulmalıdır.

Bu özellikleri dikkate aldığımızda; yukarıda açıklanan iki yöntemle hazırlanan raporların ihtiyaca ve gerçeğe uygun olmadığını, anlaşılabilirlik ve karşılatırılabilirlik özelliklerini taşımadığını, sadece zamanında sunum yapılmış olabileceğini kabul etmemiz gerekir.

Ne yapılmalı?

Taşımacılıkta tekerleğin keşfi ne kadar önemli ise muhasebe işlevinde çift yanlı kayıt mantığı da o kadar önemlidir.

Çift yanlı muhasebe yöntemi 13. Yüzyıldan beri insanlığa hizmet ediyor.

Çift yanlı muhasebe yöntemine göre kayda alınmış olan veriler son iki yüzyılda geliştirilmiş raporlama standartlarına göre raporlanıyor.

Standartlar, raporlamanın vaz geçilmez pusulası.

Pusula önümüzdeyken, yolculuğumuzu zorlaştırmayalım.

İşlemlerimizi muhasebe kurallarına göre kayda alalım ve standartlara göre raporlayalım.

Meslektaşım olan muhasebecilere de bir çağrı yapalım:

Vergi muhasebesi tutmakla yetinmeyin, güzel ve faydalı örnekler ortaya koyarak, iş insanlarımıza yönetim muhasebesini tanıtın ve sevdirin.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum