Terör örgütü, Ankara’nın göbeğinde, milletin iradesinin tecelli merkezi meclise yüz metre mesafede canlı bombalarla katliam yapıyor. Türkiye’nin yüreği kan ağlıyor, her ile bir şehit ateşi düşüyor. Millet ve ülkeyi yönetenler metanet ve sükûnetini kaybetmeden teröre karşı dik duruşunu korumaya devam ediyor. Bu dik duruşa katılmayan HDP’yi saymıyorum. Onların bu terör örgütü ile bağ ve bağlantılarını anlatmaya kelimeler artık yetmiyor…
Dik durmayı başaramayan bir yapı var ki, Atatürk’ün kemiklerini sızlatıyor...
Siz anladınız kimi kastettiğimi. PKK’nın elebaşlarından Mustafa Karasu ve Cemil Bayık’ın CHP’ye, “Birlikte Erdoğan’ı yıkalım” teklifine açıktan “Hayır. Biz terör örgütü ile iş tutmayız” diyemeyen CHP ve Kılıçdaroğlu, yaşanan her terör saldırısından sonra faturayı hükümete kesme fırsatını kaçırmıyor. PKK, Ankara’nın göbeğinde bombalı araçla saldırı düzenliyor. Onlarca ölü ve yaralı var. Kılıçdaroğlu ilk demecinde ne diyor; “Biz böyle yönetilmeyi hak etmiyoruz.” Teröre tek laf yok, ama hükümete istifa çağrısı var.
Kılıçdaroğlu’nun Kandil’den gelen “birlikte savaşalım” teklifine açıktan cevap veremeyeceğini gören PKK, HDP’nin ağzından aynı çağrıyı yeniliyor. Demirtaş, CHP’ye “El ele, omuz omuza yürümemiz lazım. Annelerin talimatı, şehitlerimizin emri budur” diyerek bu desteğin ete kemiğe bürünmesini, kamuoyu önüne bu fotoğrafla çıkılmasını istiyor. Kılıçdaroğlu çağrıya cevap vermiyor ama CHP Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, “Bugün yan yana durma zamanıdır. Faşizme karşı birlikte mücadele etme zamanıdır” açıklaması ile Demirtaş’ın yanında soluğu almakta gecikmiyordu.
CHP ve PKK’nın arasında adı konmamış bir anlaşma var. PKK, “biz bombaları patlatalım, sen (CHP) hükümeti suçla” şeklinde bir görev paylaşımı yapmışlar adeta. TV kanallarındaki tartışma programlarına bakıyorum. CHP Milletvekilleri, canla başla HDP’nin sözlerini, PKK’nın söylem ve propaganda cümlelerini tekrarlıyorlar. Görüntülerinin altına “CHP Milletvekili” yazılmasa, konuşanı HDP Milletvekili zannetmeniz içten bile değil.
Burada parantez açarak kısa bir şey söylemek istiyorum. Bunu lütfen o tartışma programına AK Parti adına katılanlardan rica ediyorum. CHP’nin, 93 yıllık Cumhuriyet tarihinde Kürtler için yaptığı 5 tane güzel uygulama sorsunlar. Beş çok oldu galiba. Kürt halkı için yaptıkları üç tane güzel icraatı açıklasınlar. Kürt sorunu ve terör sorunun müsebbibi CHP’dir. CHP, hangi yüzle bugün AK Parti’den hesap sormaktadır. AK Parti, 13 yıllık iktidarında CHP’nin tüm direnişine rağmen, CHP’nin Kürtlerle ilgili koyduğu yasakları kaldıran partidir. Kürtler, bugün sahip oldukları hakların %99’una AK Parti iktidarı döneminde kavuştular. CHP, HDP ve PKK’nın direnişine, engellemelerine rağmen...
CHP’nin soruna çözüm önerilerindeki ciddiyetsizlik, isteksizlik ve ipe un serme oyunlarını çözüm süreci başladığında da gördük. Hükümet, silahları susturduğunda “niye susturdun” diyen CHP, bugün “silahlar neden konuşuyor” diyor. Kılıçdaroğlu, çözüm süreci başladığında çıktığı bir televizyon programında terör sorunun çözümü için 17 maddelik bir planların olduğunu söylemiş, sunucu, “bunları sayar mısınız?” dediğinde ise sadece bir maddesini sayarak konuyu ne kadar önemsediğini göstermişti.
CHP’nin sorunun çözümü konusunda seçmeninin ilgi ve beklentisini görmezlikten geldiğini iddia edersem haksızlık etmiş olurum(!) CHP, Kızılay’daki saldırıdan sonra “Terörü bitirecek formülünü” yeniden gündeme getirdi. CHP Parti sözcüsünün açıkladığı formül, 17 maddelik önceki formülü tamamen geçersiz kılmış. (Gerçi bu 17 maddenin bir maddesi dışındaki maddelerin ne olduğunu bilmiyoruz, ama olsun. Biz bu 17 maddeyi var kabul ediyoruz.) Yeni formül eskisine göre daha konsantre olmuş. Dört maddeden oluşan yeni pakette sürpriz yok. Maddelerin tamamı, hükümete yönelik.
Kısaca diyorlar ki, AK Parti hükümeti bıraksın, Cumhurbaşkanı Erdoğan gitsin. İktidarı terör örgütü ve onu kullanan dış güçlere teslim edelim…
Anlayacağınız CHP terörü bitirme formülü değil, hükümeti devirme formülü geliştirmiş(!)
Şaşırdım mı? Hiç şaşırmadım.
Türkiye’de geçmişten bugüne gelen terör sorununun kaynağı CHP idi. Bugün bitmemesindeki sebep de CHP’dir. CHP bitse ülkede ne terör sorunu kalır ne de Kürt sorunu. İddia ediyorum. CHP %10 barajın altında kalsın. Türkiye’de terör biter. Terörün, terörün elebaşlarının, terörün açık destekçilerinin dile getiremediği, getirdiğinde itibar görmediği şeyleri masumlaştırılarak, ulusal ve uluslararası kamuoyunda savunan CHP, terörün masumlaştırılması, propagandasının yapılması, savunulmasının en önemli koruyucu kalkanlığını yapmaktadır. CHP ne zaman kepenk indirdi, terör de o zaman biter.
Bakın PKK bittikten sonra, yerine düşünülen potansiyel terör grupları ve insanların barındığı, desteklediği parti CHP’dir. Ne kadar garip değil mi? Türkiye’yi kurduğu iddia edilen Atatürk’ün partisi CHP, PKK terör örgütünün hamiliğine soyunup, saldırılarına kol kanat germektedir. Örgütün Türkiye’yi parçalama planına omuz vermektedir...
CHP ve Kılıçdaroğlu, terör örgütünün silahlı kanat lideri ile siyasi kanat liderinin, “CHP ile birlikte çalışalım. Omuz omuza yürüyelim. Yan yana duralım. Biz birlik olursak Erdoğan (Türkiye’nin Cumhurbaşkanı) iktidarda kalamaz” çağrısına muhatap oluyor.
Atatürk’ün partisi için bundan daha ağır bir yük, bundan daha büyük bir zul var mı?
