Ey gâfiller güruhu!
Bu yazıyı geçen hafta yazmayı planlamıştım; fakat Sayın Cumhurbaşkanı’nın “İslam’ın güncellenmesi”ne dair beyanları üzerine bir hafta ertelemek durumunda kaldım. İmdi, burada“güncelleme” meselesinden bağımsız olarak, Süleyman Hayri Bolay Hoca’nın “Nevzuhur Bazı İlahiyatçı Sahte Tanrılar” (27 Şubat 2018, Yeni Şafak) başlıklı yazısındaki yersiz/gereksiz eleştirilerine birazcık satirik bir eleştiriyle mukabelede bulunmak istiyorum. Hoca mezkûr yazısında, “Tarihsici profların bir kısmı Kur’an ayetlerinin %90’ının çağımızda geçersiz olduğunu, dolayısıyla metinden çıkarılması gerektiğini ileri sürüyor” gibi çok büyük bir ithamda bulunuyor. Özellikle “%90”lık oran belirlemesinin hangi veriye dayandığını bilmesek de Hoca’nın tarihsellik ve tarihselcilik gibi kavramları “paşa gönül kriterleri”ne göre içeriklendirdiği kuşku götürmüyor.
***
Sayın Bolay kıdemli felsefe hocasından öte, sıradan bir “Haşvî”nin analoji kurma becerisine mütenasip ifadelerle “tarihsici profları” şöyle eleştiriyor: “Bazıları da Kur’an’da mü’minler için bildirilen eşsiz köşkler meyanında kullanılan ‘çadır’ kelimesine takılıyor. Efendim Araplar, çölde hep çadırlarda yaşadığı için Arapların Müslüman olmasında kullanmak üzere böyle çadırlardan bahsedilmiş... Ey gâfiller güruhu! Çadır sadece çöldeki Araplarda mı kullanılır? Orta Asya’da, Sibirya’da, Güney ve Kuzey Amerika’da, dünyanın her tarafında çadır kullanılmıyor mu? Onlar neden Müslüman olmamış? Sonra çölde kullanılan çadır ile Sultan Süleyman Han’ın Otağ’ı bir mi?”
Bolay Hoca -bildiğimiz kadarıyla- İmam el-Mâtüridî’yi çok sever. Bu yüzden, kendisine İmam el-Mâtüridî’nin Te’vîlât’ından bir pasaj nakletmek istiyoruz. Mâtüridî, cennet ehlinin altın bilezikler ve incilerle süslenip ipek elbiseler giyeceklerini bildiren Fâtır 35/33. ayetle ilgili olarak şöyle diyor: “Ayette, altın ve inciyle süslenip ipek elbise giymekten söz edilmiştir. Oysa erkekler -muhtemelen Türk erkeklerini kastediyor [bu ara cümle bize aittir]- bu dünyada söz konusu nesnelerle süslenmekten hazzetmedikleri gibi ipek elbise giymeyi de sevmezler. Ama gelin görün ki Araplar bunları pek severler. Bu yüzden, cennetle ilgili vaat ve teşvik onların sevdiği takılar ve ipek elbise gibi şeylerle formüle edilmiştir. Cennetteki çadırlar, kubbe şeklindeki yapılar ve odalar gibi şeyler için de bu tespit geçerlidir. Çadır gibi eşyalar ancak zaruri durumda, yolculuk sırasında veya iskâna uygun ev bulunmadığı yahut yer darlığı söz konusu olduğu zamanlarda kullanılır. Aksi halde kullanılmaz. Fakat Arap toplumu çadırda yaşamayı sevdiği ve buna değer atfettiği için, cennette çadırlardan söz edilmiştir...”
Tarihsellik konusundaki görüşlerimizi hamakat ehlinin dahi kolayca anlayabileceği şekilde dillendirmemize rağmen özellikle kendi camiamıza meram anlatmayı bir türlü başaramadık. Daha açıkçası, “Bizim görüşlerimize fikrî nesep tayin etmek için ikide bir Hegel Megel, Popper Mopper demeye artık bir son verin, sözde tarihselcilik eleştirisi adına Batılı düşünürlerden amatörce alıntılar yapmaktan vazgeçin” dememize rağmen bu bizim camiada “Îcî, Teftazânî” der demez, “Hegel, Kant, Heidegger” deme ihtiyacı da hisseden pek entelektüel anti-tarihselcilerimizi bu kötü huydan vazgeçiremedik. Gerçekte tarihselcilik, “Kur’an ahkâmına karşı alternatif hükümler kurma, Kur’an’ın anlam ve değer dünyasına isyan bayrağı açıp karşı devrim oluşturma teşebbüsü değil, sadece ve sadece Kur’an’ın bazı beyanlarıyla içinde bulunduğumuz dünyanın gerçekliği arasındaki mesafe hakkında yalın bir tespitte bulunmak ya da her birimizin bilfiil yaşadığı sosyolojik gerçekliğe ad koymaktan ibarettir” dedik ama maalesef bizimkilere laf anlatmayı bir türlü beceremedik.
***
Öte yandan, “tarihsellik/tarihselcilik konusunda samimi eleştiri yapmak gibi bir niyetiniz varsa, o zaman gidin, öncelikle, bütün bir İslam tarihi boyunca tefsir ve fıkıh ulemasının hemen hepsi tarafından benimsenen klasik nesh nazariyesiyle hesaplaşın… Şayet “Neshi Allah caiz kıldı” diyen bir akıldâne çıkarsa, o akıldâneye, ‘Peki, o zaman, hangi ayetin hangi ayetle nesh edildiği hususunda niçin her kafadan ayrı bir ses çıkmış?’ diye karşılık verin” tarzında çok basit ve sarih şeyler de söyledik ama nafile... Sonuç olarak, ta 1990’lı yıllardan beri, “Tarihselciliğin sorunu, nihayetinde Kur’an’ı Allah’ın bir buyruğu gibi alıp ona tabi olmak yerine, onu bir metin olarak pasifize ederek geçerli tarih ve zaman algısı içinden insanın heva ve heveslerine tabi tutmaktır” gibi teranelerin biteviye tekrarlanmasından -vallahi- ikrah ettik.
Devamı haftaya…















Değerli hocam, Sn Bolay hocamiz tarihselcilikle tarihsiciliğin farķıni bilmiyor.Biraz Doğan Özlem okusa anlayacak...anlamadan yaptığı eleştiri çok haksızca ve kendini absürd bir duruma düşürdüğünun farkında bile değil maalesef.
Yanıtla (0) (0)Mustafa bey tarihselci. kitabi bağlamindan ayirip yorumlarsan sıkıntı yaşarsın diyor. din hakkındaki fikirleri için bir araba kitabı, onlarca makale, konferans vs. var. yazdigi köşenin içerik konusu hakkında yaptığınız eleştiri ise biraz hadsizce olmuş. ilahiyatcilar arasındaki tartışmaların yazılara konu edilmesi, derinliksiz bir yazı kaleme aldigi anlamına gelmiyor. eleştirisi gayet bilgilendiriciydi.
Yanıtla (0) (0)Ayetleri Mustafa Öztürk nasıl emrederse öyle yorumlayacağız ötesi yok. Başörtüsü tarihsel diyecek atacağız, hac tarihsel diyecek gitmeyeceğiz yeminlen...O ne derse o olur kardeş..
Yanıtla (0) (0)Bu adamlara göre ahiret diye bir şey yoktur. Ölünce yok olursunuz. Ancak dünyada bir düzen kurmak için bazı farzlar günün şartlarına göre getirilmiştir. Mesela başörtüsü köle ile hür kadını ayırmak için o zamanın şartlarında yapılan bir uygulama idi. Şu anda buna gerek yoktur. Mustafa, Yaşar Nuri gibi başörtüsünün o zamana ait bir uygulama olduğunu savunur. Yanlışsa cevap versin.
Yanıtla (0) (0)09:41 Ne hakikati hakikati kayıp mı etmiştik? Osmanlı'nın nesi vardı? Bize her şeyi yanlış biliyormuşuz gibi davranmalarından bıkmadınız mı?
Yanıtla (0) (0)20:22 Hamakat ehli senin gibilerdir. Bu adamlara sorun bakalım namaz oruç hac zekat hangisini yapıyorlar.
Yanıtla (0) (0)Süper tespit. Sen bu tespiti yapmasaydın 21:21 biz ne yapardık..
Yanıtla (0) (0)Anlaşılmayan şey nasıl güncellenir? Güncelleme ile anlaşılmamayı aynı şey sanıyorsunuz. Tükçe sorununuz var ya da Tanrının kelamı sizi geriyor. Devekuşu gibi başını kuma gömmek istiyorsun.
Yanıtla (0) (0)23:11 Anlasan zaten böyle konuşmazdın.
Yanıtla (0) (0)Makale yerine okuyucuyu eleştirmişsin. Belliki yazarı anlyacak çapın yok.
Yanıtla (0) (0)Yazarın ne dediğinden ziyade ne demek istediğini anlayamayanlar var.Makale bile olmayan bildiğimiz düz yazıyı anlamaktan zoru olanlar yahu gidin çelik çomak oynayın ne işiniz var buralarda.ciftlikbankda yatırım yapın.Tarihselcilik adına iki yazı okumamış birisi isin erbabina ehl-i sünnet diskuru çekmeye kalkışıyor.Beyninizi kullanın azıcık okuyunuz.Emege saygı gösterin lütfen.Ezberlediginiz klişe sözcükleri tekrarlamaktan bikmadiniz mı?
Yanıtla (0) (0)Müslümanlara, bir buçuk asırdır bulaşan frengi virüsleri, güncellemek yerine belki resetlemek lazım...
Yanıtla (0) (0)16:50, Tanrı bilir... Ve cenneti O bildirdi... Şüphesi olanlar için zaten cennet yok...
Yanıtla (0) (0)20:22, Hocayı okuyup anlayanlar böyle mi oluyor?..
Yanıtla (0) (0)Milleti tuttuğu takımdan vaz geçirmye ne kdar da meraklısın...
Yanıtla (0) (0)Siz kendi aranızda kavga edip durun. Haklı görüş ne işe yarayacak... Iygulamadı ysaklanmış bir ahkamın üzerine tartışıyorsunuz... Neticesi ne olacak... Yasama, yürütme onu mu uygulayacak... Ayranınız yok içmeye...
Yanıtla (0) (0)Hocam bu kadar çok açıklama gerektiren kelam nasıl oluyorda tüm insanlığın Allah’ın dan geliyor anlayamıyorum ben
Yanıtla (0) (0)Ben kimsenin kitabını okumak, televizyon proğramını izlemek zorunda değilim. kitabını okuduğumda da, "bu kitabında birşey yok, diğer kitabını okuyun" mu diyeceksiniz. bir köşe yazısı yazıyor ve köşe yazısını benim okumamın nedeni Ocaktanın düşüncesini öğrenmek. oysa köşe yazısında ocaktanın düşüncesi ile değil, kendisini eleştirenleri eleştirisi ile karşılaşıyorum.
Yanıtla (0) (0)başka yerde ne demek istediğini anlatmış olabilir. ben burdaki köşe yazılarını ara ara okuyorum ve onlarla ilgili fikrimi söylüyorum. Yukardaki yazıda kendisini eleştirenleri eleştiriyor. herhangi bir düşüncesini söylemiyor. Ben hiçbir yerde söylemediğini de iddia etmiyorum. burdaki yazılarındaki durumu eleştiriyorum.
Yanıtla (0) (0)Sizi anlamamak için inat eden adamlar genelde takimcidir.tuttuklari takımda asla vazgeciremezsiniz.dilaysiyla sizi hiç bir zaman anlamayacaklar.
Yanıtla (0) (0)Kitaplarını okumaya başlayın yeterince fikir sahibi olursunuz dini görüşleri hakkında
Yanıtla (0) (0)Dini görüşü hakkında sizi yeterince fikir sahibi yapmaya yetecek kitaplarını okumanızı tavsiye ederim
Yanıtla (0) (0)Daha hocanın demek istediğini anlayamayan kişiler buraya yazmasın.. Yav yıllarca adam yazdı ve anlattı derdini, neyi savunduğunu.. Gelde bu hamakat ehli sebebiyle saçları yolma.. Biraz okuyun.. Okuyun
Yanıtla (0) (0)Biz sizi tanıyoruz Hocam, boş verin kim ne derse desin
Yanıtla (0) (0)Enfal suresinde atlarla mutlaka savaş yapın diye bir hüküm yoktur.Ordaki ibarelere dikkat edersen önermenin illeti şudur:onlarla Allahın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı ve sizin bilmeyip te Allahın bildiği düşmanlarınızı korkutabilesiniz.Emredilen şey ibarede açıkça anlaşıldığı gibi kuvvet hazırlamaktır ki bugün atlarla savaşılmayacağı bellli olduğuna göre başka türlü araç ve gereçlerle kuvvet hazırlayıp savaşacaksınız.Ayeti tam da benim dediğim hakikate işaret ediyor ama sen tam tersi bir anlam çıkarmışsın.İhtiyaçlar değişir h
Yanıtla (0) (0)Mustafa Öztürkü herhalde tv konuşmalarını seyretmiyorsunuz. Yazılarınıda takip etmiyorsunuz galiba. İslam dini ve öteki dinler hakkında bir sürü söylemi var. Kendi bilgi ve becerilerini gayet güzel bir şekilde akıla önem vererek sergiliyor. Ben kendisini beğeni ile takip ediyorum. Yorum yaparken biraz daha dikkat lütfen.
Yanıtla (0) (0)hocam olmaz ki, zor soruyorsun ama bak .daha oralara kadar çalışmadik ki...
Yanıtla (0) (0)belkide, kim bilebilir...
Yanıtla (0) (0)Allahın kelamı Kuranı Kerim son peygamber Hz Muhammed ile nokta konularak bütün insanlığa gönderilmiştir. Noktası ve virgülü bile değiştirilemez. Değiştirilecek ayetleri var isede ancak ve ancak Allah tarafından değiştirilebilir. Peygamberimiz son peygamber ve başka peygamber gelmeyeceğine göre kuran ayetlerini kim değiştirilebilirki. İnsan doğruyu bildiğini ve bulduğunu sanabilir amma bu Allah indinde mutlak doğru değildir. Örneğin domuz eti yasaksa yasaktır. Çünkü Allah kelamıdır. Daha neyin doğru olduğunu bilmiyoruzki. Aciziz çünkü Allahın doğrul
Yanıtla (0) (0)Mustafa Bey'in şu ifadelerinden de neshi kabul ettiği sonucu çıkmıyor gibi:"Şayet “Neshi Allah caiz kıldı” diyen bir akıldâne çıkarsa, o akıldâneye, ‘Peki, o zaman, hangi ayetin hangi ayetle nesh edildiği hususunda niçin her kafadan ayrı bir ses çıkmış?’ diye karşılık verin” tarzında çok basit ve sarih şeyler de söyledik ama nafile..." Şayet sayın yazar neshi kabul ettiği halde ben yanlış anlamışsam da kendisine herhangi bir saygısızlık etmiş değilim.Zaten kendilerini çok da iyi tanımadığımı ifade ettim.Fakat durumun sizin dediğiniz g
Yanıtla (0) (0)sayın öztürk. zaman zaman yazılarınızı okuyorum. bu yazılarda çoğunlukla diğer ilahiyatçılarla tartışmalarınızı görüyorum. Bu tartışmalarınızda karşınızdakilere cevap yazıyorsunuz fakat dini görüşünüzle ilgili herhangi birşey söylemiyorsunuz. Siz ne diyorsunuz? onu yazsanız daha doğru olmaz mı? böylece insanlar din hakkında sizin düşüncelerinizi öğrenir. Bırakın diğerlerine "ben öyle söylemiyorum" demeyi. ne söylediğinizi anlatın.
Yanıtla (0) (0)İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri (rahmetullahi aleyh) eshab-ı kiramı gördü hepsini sevdi ilmi onlardan aldı Tabiinin en yükekseklerinden oldu Böyle muhterem bir zatın mezhebinde olmak bizim iç bir şereftir
Yanıtla (0) (0)Hükümler değişmediğine göre Metin kardeş, Enfal Suresi 60. ayete göre savaşa hazırlanmak için hâlâ at besleyelim olur mu? Bi zahmet ayete bakıver. İhtiyaçlar değişir ama hüküm değişmez demek nasıl bir garabettir?
Yanıtla (0) (0)islamiyet son din ve mutlak dogrudur, elinizden gelse basortusunu de tarihsel diyeceksiniz!!
Yanıtla (0) (0)Sevgili Mustafa Hocam, söylediklerinizde size tamamen katılıyorum fakat illeti belli olmayan ahkam ayetlerinin yorumundakı sıkıntıyı aşamıyorum. Hiç yemedim ve hiç de yemeyeceğim, fakat sizin açınızdan domuz eti yasağı nasıl görünüyor misal olarak? Günümüz şartlarında domuz etinin sağlık açısından sorun teşkil ettiğine dair hiç bir bilgi yok. Almanya'da yaşadığım ve yemediğim için sürekli almanların sorularına muhatap oluyorum. Selamlar.
Yanıtla (0) (0)Mustafa hocanın yakındığı birbirini anlama problemi genelde farklı düşünceye mukabele anlamında hemen bütün müslümanların, özelde ve özellikle toplumumuzun milli hasleti haline gelmiştir. Bunun sebebi “farklı olana tepki” anlayışının terbiye sistemimizin bir numaralı ilkesi olmasıdır, muhtemelen. Müslüman anlayışını oluşturması beklenen “müminler birbirlerinin velisidir, birlikte istişare” gibi Kuran ilkleri, içtihad alimin görevidir, yanılsa bile mazurdur gibi ilkeler karşılıklı müzakere söz konusu olunca hemen unutulur.
Yanıtla (0) (0)Hoca ayetin ayetle neshini zaten kabul ettiği gibi, çağın şartlarının da makasıd-ı şeria kapsamında ayetleri neshedebileceğini söylüyor. Yani bir kaç adım ötesine geçiyor.
Yanıtla (0) (0)Mustafa hocanın tarihsellik iddialarını neden bu kadar önemsediğini anlamış değilim.Neye demeye getiriyor.Cennet yok da Haşa sümme haşa MUHAMMED(a.s.v)cennetin olmadığını bildiği halde insanları motive etmek için mi bu çadır,huri ve ipek gibi şeylerin varlığından bahsetti.Bunlar zikrediliyor diye cennnette başka güzellikler yok mu?Mesela Allahın hüsnü cemali,uçan atlar ve secde suresinde geçtiği gibi insanların gönlünün istediği her şey yok mu?
Yanıtla (0) (0)Nasih mensuh ayetler konusunda her kafadan ayrı ses çıkmasıyla ilgili ifadeden kalkarak lafı taaa buralara kadar çekip uzatmanın ne alemi var ki
Yanıtla (0) (0)Vallahi aşkolsun, ne güzel anlamışsınız (!) Yahu bir adam tarihselci olur da neshi kabul etmez mi? Hocanın söylemek istediği şey, tarihselcilere eleştiri yapıyorsunnuz da niçin nesh nazariyesini savunanlara tarihselci demiyorsunuzdan ibarettir. Lütfen, okuduklarınızı anlama hususunda biraz daha özen ve ihtimam... istirham ederiz, efendim.
Yanıtla (0) (0)Mustafa hoca neshi kabul ediyor ve olması gerektiği görüşünde.
Yanıtla (0) (0)Kutup bölgesinde yaşayan eskimoya çadırdan bahsedin,abdest almaktan bahsedin hele bir de 6 ay gece 6 ay gündüz olan yerde namaz ve oruçtan bahsedin bakalım ne olacak?
Yanıtla (0) (0)Milleti Çiftlik Bank sahtekarlığıyla dolandıran tosuncuk da bizim sığırları hacamat edip Uruguay'a yerleşiyor. Anlaşılan dış ticaretimiz de bu minval üzre sığır alış verişiyle seyretmekte! Saman, mercimek, nohut, pirinç.... derken yakında saman kafalı, mercimek beyinli, nohut akıllı, pirinç suratlı hale geleceğiz.
Yanıtla (0) (0)Saygı değer hocam bir tarihselci olarak şunu söylemek isterim ki Popperin Tarihsiciliği asla bu değildir.Eğer Popperin tarihsicilik dediği şeyin ne olduğunu anlatabilsem.Bu gün Marksist felsefeyi ve Marksizmi bilmediklerinden ama ondan sürekli kavram aşıran ve adına mütefekkir denilen çoğu zatın aslında tarihsel materyalist(maddeci) olduğunu ispat ederim. Marksla aralarındaki tek fark İnsanlık tarihini Marks sınnıf savaşları tarihi olarak görmesi bunlarından haçlı hilal veya dinler savaşı olarak görmesi
Yanıtla (0) (0)Gerçek ilahiyatçılarımızın akıl ve mantık dışı hamakat ve cehaletle mücadelede daha fazla cesarete ve desteğe ihtiyacı var. Aksi halde hurafeyi din diye ahaliye boca edenler İslam'ı mahvedecekler. Sayın yazara ve gerçek ilahiyatçılarımıza Cenab-ı Allah zihin açıklığı ve iman gücü versin.
Yanıtla (0) (0)Ve onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah'ın) Kitabı'nı bilmezler, sadece emaniyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zanda bulunuyorlar. Artık elleriyle (emaniye bilgiler içeren) kitabı yazanların vay haline! Sonra da onu (bu yazdıklarını) az bir bedel karşılığında satmak için: “Bu Allah'ın indindendir.” derler. İşte onlara yazıklar olsun , elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı ve yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.(Bakara 78-79)
Yanıtla (0) (0)Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). (Yunus 7-8)
Yanıtla (0) (0)Iki kelimeyi bir araya getiremeyen insanlar din.hakkinda konuşur oldu Meydan boş kaldı tabiki.Güncelleyecekseniz müslümanım deyip her haltı işleyen geñçliği güncelleyin. Kuran ve sünnet iman sahibi bireyler ister.
Yanıtla (0) (0)Tarihselciler Kuran ın hangi ayetlerinin tarihsel olduğu konusunda hemfikir mi...Hangi tarihselciye göre karar verilecek.Peygamperi filozofa indirgeyen ayetleri keçi yemiş(gelenekselciler hariç),hac tarihsel,oruç tarihsel ,abdest,namaz tarihsel diyen tarihselciler ne olacak.
Yanıtla (0) (0)İslam'ı modern çağa uydurmak yerine bu modernizm denen illetin başımıza açtığı belalari konuşsak keşke. Batıya öykünmekten başka derdi olmayanlar üstüne alinabilir.
Yanıtla (0) (0)Hocam sizden sadece islâm yani ALLAH in ayetlerini tefsir etmenizi isitiyoruz baska yollari degil kavga degil baris isitiyoruz
Yanıtla (0) (0)"Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?"(Bakara,106) Nesih meselesini alimler durup dururken ortaya atmamışlar.Bu ayette açıkça geçiyor.Önceki yorumumda geçen Enfal 65'in neshedildiğini müfessirlerin cumhuru kabul ediyor. Ebû Müslim İsfehânî bazı şartları taşıyanlar için ayetin nesh olmadığını söylüyor.Ulamenın çoğunluğunun görüşünün isabetli olma ihtimali daha yüksektir.
Yanıtla (0) (0)"Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur." "Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa,ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal,65-66).Enfal 65,66'yı neshediyor.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Bey'in adını çok duymakla beraber,gazete yazılarından başka herhangi bir eserini okumuş değilim.Şu ifadelerinden neshi kabul etmediği anlaşılıyor:"...o zaman gidin, öncelikle, bütün bir İslam tarihi boyunca tefsir ve fıkıh ulemasının hemen hepsi tarafından benimsenen klasik nesh nazariyesiyle hesaplaşın..." Hicri üçüncü asra kadar neshin olmadığını söyleyen çıkmamış.Ashab ve tabiin neshi kabul ediyorlar.Bu iki neslin böyle önemli bir konu hakkında yanlış bilgiye sahip olduklarını düşünebilir miyiz?
Yanıtla (0) (0)Hocam bunlar Ebu Hanife'den Maturidi'den hazzetmiyorlar. Hanefilik ve Maturidilikten hoşlanıyorlar. Bunların içi ise Ebu Hanife ve Maturidi'nin yolundan ciddi anlamda farklılaşarak ehl-i hadis düşünceleriyle dolmuş. Kime ne laf anlatacaksınız.
Yanıtla (0) (0)Meleklerin cinsiyetini tartisirken borc 800 milyar$'a ulasti sevgili ulema...Uruguay. gercek sigir yetistirip bize satiyor, bizlerde alni secdeli agzi duali sanal ciftik sigirini dolarlarla uruguaya ihrac ediyoruz.Tosun yetistirmek iyi ama bizim sistem sigirin degil insanoglunun tosununu yetistiriyor...Necip milletimizde devlet erkanida on saflarda tosunu maddi manevi tesci ediyor, BU KADAR INSAN YANILMIS OLAMAZ dedim diyor...Allahiyla kullarinin arasindan cekilsinler yeter
Yanıtla (0) (0)kabul etmemiz.Çünkü Kuranda şarap geçer ama bira konyak veya rakı geçmez.Şimdi kuranda geçmediği için bunlar helal mı oluyor.Tarihselcilik(historizm)bir yanılgıdan başka bir şey değil.Kuran bütün çağlara ve milletlere hitap eder ve değişmez bir hakikattir.Değişen sadece zaman ve zemindir.İhtiyaçlar değişir ama hükümler değişmez.
Yanıtla (0) (0)Özgürce fikir üretmekten, tartışmaktan, eleştirmekten asla zarar gelmez. Çekinmeyelim.Bu kavga değildir HAKİKAT bilgisine ulaşmanın edebi yoludur
Yanıtla (0) (0)Özgürce fikir üretmekten, tartışmaktan, eleştirmekten asla zarar gelmez. Çekinmeyelim.Bu kavga değildir HAKİKAT bilgisine ulaşmanın edebi yoludur
Yanıtla (0) (0)Mustafa hocam pekala siz de bilirsiniz ki din dilinin zamana ve zemine değişmesi tarihselcilik değil ve tarihselciliğin bir hakikat olduğunu göstermez.O zamanın araplarına çadırlardan ve ipek elbiselerden bahsedilmesi cennette başka güzelliklerin olmadığı anlamına gelmez.Sadece o gibi güzel şeyleri varlığı gösterilerek insanların cennete daha fazla iştiyak sahibi olmaları sağlanmış.Din dilinin ve din yorumları olan içtihatların değişmesi dinin aslının başka felsefelerin hak olduğunu göstermesine işaret etmez. Eğer tarihselciliği genel bir kural haline g
Yanıtla (0) (0)Bukalemun
Yanıtla (0) (0)Bilmediginiz sularda derine dalmaya kalkarsanız vurgun yemek kaçınılmaz olur. Sayın Hayri Bolay'ın eleştirdiği hocaların cevaplarına karşılık verebilecek bilgi birikimi vardır herhalde.
Yanıtla (0) (0)İmam Maturidi meselelere Hanefi sistematiği içinde yaklaşmış, bütüncül bir İslam tefekkürü vaaz etmeye çalışmış. Biz Türkler Hanefi- Maturidi hattı izleyerek varolduk, varlığı anlamlandırdık. Çözüm bu çizgiyi bugüne tercüme etmek olmalı, aslında şerhler tam da bu vazifeyi üstlenmiş, belli bir geleneğin içinde kalarak hem sürekliliği,istikrarı sağlamış hem de aktüel olanı tesbit ederek halle geçmiş arasında bağlantı kurmuştur.
Yanıtla (0) (0)Bağlamsal düşünce, bir durumu/konuyu bağlamında düşünme, hatta 1.bağlamında düşünme, 2.bağlamına mesafe alarak düşünme ve 3.yeni-bağlamda düşünme döngüsü ile yaklaşma alışkanlığımız yok maalesef
Yanıtla (0) (0)Bazı konular hakkında alimlerin farklı görüşler ileri sürmesini "her kafadan ayrı bir sesin çıkması" olarak nitelemeyi doğru ve uygun bulmuyorum.Farklı sesler Kur'an'ı anlama çabasından başka bir şey değildir.Mezhepler de farklı görüşlerin bulunmasının bir ürünüdür.Her kafadan bir ses çıktığı için mezhepler ortaya çıktı mı diyeceğiz şimdi?Yoksa mezhepleri bir zenginlik, ümmet için bir kolaylık ve rahmet olarak mı göreceğiz?
Yanıtla (0) (0)Sayın hocam "ilmi tez" sahibi olan kimserler tezlerinin sunumunu da mevcud statikonun eleştirisini de adalet ilkesine uygun yapabilmeyi başarabilme lidirler...
Yanıtla (0) (0)Cadir,ipek giysi orneklerine bakalim,muminler,gercekten inananlar acisindan:Yaradan'in cenneti ve oradaki var olma durumumuzu nasil uyugun gordugunu kendisinden baska kim karar verebilir?Belki orada herkes bu denilen seyleri en guzel ve onemli seyler olarak gorecek?Kisacasi Yaradan'in sinirsiz iradesini ve gucunu goz ardi edip "kendi bakis ve degerlendirme" acimizdan bakarsak bir sonuca varmamiz imkansiz, mantik boyle der. Zaten din budur ve vahyin geregi de budur.Yaradan'in yarattiklarina bir mesajidir.Tevrat'ta "Ben evreni yaratirken sen nerede idin?" diye sorar Yaradan Eyup'e.
Yanıtla (0) (0)(3) Yeni nesil müslümanlara çağrım daha çok okuyup öğrensinler. Ruhban sınıfını dinlemesinler ve farklı fikirdeki insanların kitaplarını okuyup isteyerek ve bilerek daha fazla öğrenip kafalarını karıştırsınlar. Bu kafa karışmadan doğru yol bulunamaz. Zira 'mutlak doğru'ya erişimimiz yok. Fikirleri çarpıştırıp doğrusunu biz bulacağız. Böylesi olursa çok daha mantıklı bir yol çizilir ve müslümanlara bir yol açılır. Diğer türlü bu kalıbı kırmamız ve ilerlememiz çok zor görünüyor. Debelenip dururuz.
Yanıtla (0) (0)(2) Tarihte 12. yüzyılda inşası tamamlanmış Ehl-i Sünnet ve-l Cemaat denilen katılaşmış İslam anlayışı uydurma hadislerle de desteklenerek müslümanların etrafına mutlak doğru diye sunularak müslümanlar bir kalıba sokuldu. Sonra da bunun sorgulanması dinin kendisini sorgulamakmış gibi bir izlenim yaratılarak her türlü farklı düşünce bastırıldı. Bu kalıp zamanın yanlış çıkardığı işe yaramaz bir kalıptır. Bu kalıbı kırmaya kalkan alimlerimiz zındıklıkla ve reformistlikle suçlandılar ve suçlanıyorlar.
Yanıtla (0) (0)(1) Dindar müslümanlara çağrımdır. İnsanlar mutlak 'doğru' peşindedirler. Birilerinin size 'mutlak doğru budur' demesi o denilenin mutlak doğru olmasını gerektirmez. Şimdi diyeceksiniz ki Kuran ve Hadisler (naslar) mutlak doğru değil mi? Mutlak doğru belki vardır ama bunları yorumlayan ve anlayan da insan olduğu için bu mutlak doğruya erişim insan kapasitesi kadardır, sınırlıdır ve her durumda hatalıdır. Nitekim tarihte bazı müslümanlar Kuran'ın bazı ayetlerini yorumlayarak dünya düz zannettiler ama yanıldılar.
Yanıtla (0) (0)Hep kavga, hep kavga. Bir de Tayyip'e kavgacı diyorlar...
Yanıtla (0) (0)