Ben bu tartışmada yokum!
8 Mart’ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Dünya Kadınlar Günü Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan dinî alanla ilgili olarak çok dikkat çekici sözler söyledi. Mesela, “İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi var… Siz İslam’ı 14 asır, 15 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız, böyle bir şey yok…” dedi. Bu ifadelerin “muhafazakâr gelenekçi” çevrelerde hüsnü kabulle karşılanmayacağını söylemek kehanet olmasa gerek… Nitekim söz konusu konuşmanın hemen ardından “bir kısım medya”, Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından, “Siz İslam’ı 14 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız” ifadesini hazfetmeyi, ertesi gün de gazetelerinin ilk sayfalarında bu konuşmayı görmezden gelmeyi tercih etti. Buna mukabil başka “bir kısım” medya, “İslam’ın hükümleri güncellenir” tarzında manşetler atmayı yeğledi.
***
Belli ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşması muhafazakâr dünyada hararetli tartışmalar ve ihtilaflara yol açacak. Mesela, bir kesim “Cumhurbaşkanımız ne söylediyse el-Hak doğrudur” deyip konuyu kapatacak, bir kesim, “Yok, efendim, İslam’ın güncellenmesinden maksat tecdittir; bundan öte yorumlar tehlikelidir” gibi teviller üreterek kendilerince itidalli bir çizgide savunma hattı kuracak, başka bir kesim, “Siz İslam’ı 14 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız gibi söylemler zinhar kabul edilemez” diyerek kökten karşı çıkacaktır. Şahsımı da dâhil ettiğim bir başka kesim ise bu tartışma karambolünde hiçbir pozisyon almayacaktır. Kendi adıma konuşursam, böyle bir tartışmaya dâhil olmamak gerektiğine ilişkin en temel gerekçem, Diyanet ve İlahiyat camialarındaki hâkim zihniyetin dinî alanla ilgili hemen hiçbir meseleyi farklı görüşlerin özgürce dillendirilmesine elverişli platformlarda usul ve adabınca tartışma kültürüne sahip olmaması, hatta böyle bir kültürü teolojik tehdit olarak algılayıp sakıncalı bulması, fakat devlet katından şer’î-fıkhî ahkâmın nasıl anlaşılması ve yorumlanması gerektiği hususunda sarih bir beyan sadır olduğunda, özellikle Diyanet’in behemehâl harekete geçme ihtiyacı duyması ve muhtemelen bugün yarın görüleceği üzere yenilikçi bir söylemle konuşmaya başlayacak olmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Hocalarımız ne iş yapıyor?” şeklindeki yakıcı sorusuna verilecek en gerçekçi cevap da maalesef bu garip manzarada saklıdır.
Gerek Diyanet gibi resmî kurumlar, gerek diğer müesses yapılar, gerekse sivil oluşumlar ve şahıslar dinî alanla ilgili hemen hiçbir meseleyi kavgasız gürültüsüz, dedikodusuz, tezviratsız şekilde konuşup tartışmayı beceremiyor. Ayrıca hemen her farklı eğilim, yakın geçmişteki “felsefesiz İlahiyat” projesinde görüldüğü üzere kendi din anlayışının devlet katında onaylanıp resmiyet kazanmasını ve devlet gücüyle topluma dayatılmasını istiyor. Bu yüzden de İlahiyat gibi önemli kurumlar bizim dünyada gemlenemez fetihçi arzuların “kızıl elma”sını temsil ediyor. Sivillik, çoğulculuk, çok seslilik gibi kavramlar ve olgulardan pek hazzedilmiyor. Dinî alanla organik ilişkisi bulunan hemen hiçbir müesses yapı bu alanda şerik kabul etmiyor. Nitekim FETÖ ve diğer birçok patolojik yapı bize gösterdi ki din bu topraklarda taraftar, güç, nüfuz devşirme gibi dünyevî emellerin en kullanışlı istismar aracına tekabül ediyor. Hâl böyle olunca dinin sosyolojik düzlemdeki özgül değer katsayısı sürekli düşerken istismar, infial, sansasyon ve tezvirat katsayısı sürekli yükseliyor.
***
Gönül isterdi ki din konusunda farklı görüşler, kaviller, yorumlar hem sivil, çoğulcu, demokratik bir atmosferde konuşulsun hem de ilmî ciddiyete uygun biçimde tartışılsın, böylece müsâdeme-i efkârdan bârika-ı hakikat doğsun… Lakin bugünkü sosyolojide maalesef böyle bir imkân pek yok… Dinî alanla ilgili meselelerin kendi mecrasında, bilhassa Diyanet ve İlahiyat camiasında ilmî adaba uygun tarzda ve serinkanlılıkla tartışılamadığı bir vasatta devlet katından sadır olan bir görüş peşinen iştirak ettiğim görüş dahi olsa bu görüşün tetikleyeceği hiçbir tartışmaya dâhil olmayacağımı özellikle belirtmek isterim. Keza herhangi bir görüş bana göre saçma sapan dahi olsa bunun adlî makamlarca soruşturma konusu yapılmasından memnuniyet duymadığımı da belirtmek isterim. Zira mekanizma bu şekilde işlemeye başladığı takdirde, yarın bir gün bizim savunduğumuz bir görüş de pekâlâ soruşturma konusu olabilir. Kaldı ki ardı arkası kesilmeyen Cimer, Bimer şikâyetlerine yazılı meram anlatmaktan, bazı konuşmalarımızdan kesilip kırpılarak servis edilen 30-40 saniyelik operasyonel videolar hakkında izahatta bulunmaktan gına geldiği bir ortamda kendimizi adlî makamların huzurunda bulmak işten bile değildir. Yani “bugün sana, yarın bana” olabilir; lakin böyle bir gidişat hayra alamet olmasa gerektir.
Bütün bu sorunları bir kenara bırakıp kısaca toparlamam gerekirse, hem Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Hocalarımız ne iş yapıyor?” sözünde ifadesini bulduğu, hem de 17/25 Aralık sürecinde yaşandığı üzere, devlet erkânı konuştuktan sonra konuşmaya başlayan ve o andan itibaren de gevezelik sınırlarını zorlayan kimselerle aynı karede yer almak istemiyorum. Kaldı ki söz konusu meselelerin bu saatten sonra tartışılmasının ilmî-fikrî açıdan fazla bir anlam ifade edeceğini de düşünmüyorum. Bu yüzden, konu ne kadar kışkırtıcı olursa olsun, kendi gündemimi takip etmeyi ve bilhassa ilmî çalışmalarıma hız vermeyi çok daha hayırlı bir karar olarak görüyorum. Karar demişken, yayın hayatına başladığı günden beri hakikaten zor şartlarla baş etmeye çalışan ve birkaç gün önce ikinci yaşını dolduran gazetemiz “KARAR”a da bu vesileyle uzun ömür diliyorum.















Merhaba sayın hocam, özellikle sizden bu şekilde erdemli bir duruş bekliyordum, beni yanıltmadınız tşk.ederim. Saygılar.
Yanıtla (0) (0)Kararda bu konuda yazilmis en dogru yaklasim tesbit bu yazidir derim. Saygilar.
Yanıtla (0) (0)Sayın hocam; kaygılarınız ülkemizdeki sessiz çoğunluğun(akademisyen/normal vadandaş olsun) paylaştığı kaygılar. Ama yapılabileceklerin bugz etmekten öteye gidememesi bizleei endişelendiriyor...
Yanıtla (0) (0)c.başkanının konuşması sonrası ve öncesi, yani 8 mart milat oluyor, milattan önce konuşulur, milattan sonra konuşulmaz.
Yanıtla (0) (0)Sayın Hocam konuşulacak yerde susmak vebal değil midir? “Bana ne” mi diyorsunuz. Şimdi fikir üretmez ve konuşmazsanız ne zaman konuşacaksınız?
Yanıtla (0) (0)Tarık Selim, Tanrı o günün toplumuna uçak yapın dese anlaşılmazdı. Ama bakıyorum sen de bu gün "at besleyin" ne demektir anlamıyorsun. Hüküm atın kendisi değil, savaş için gerekli ulaşım aracıdır. İçtihad bu işe yarar. Savaş için ulaşım aracı yapmayın denirse bu Kur'an'a aykırı olur, içtihat olmaz. Buna güncel bir misal verelim; gerici Erbakan Kur'an'dan yola çıkarak sanayi hamlesi yapmak istedi, Kur'an düşmanı ilerici Batıcılar buna karşı çıktı.
Yanıtla (0) (0)"devlet erkânı konuştuktan sonra konuşmaya başlayan ve o andan itibaren de gevezelik sınırlarını zorlayan kimselerle aynı karede yer almak istemiyorum". Allah razı olsun hocam. Sapık birçok tarikat varken sesi çıkmayan diyanet Nureddin hocayı hedef gösteriyor. Diyanet camiası topluma İslam adına ne verdi. Hiç. Maaşlı memurlar konuş deyince konuşan sus deyince susan bir topluluk. İstisnalar haric. Müslümanlar kendi gündemlerini oluşturup onunla meşgul olmalı. Nasıl ahlaklı bir toplum yetiştirebiliriz le ilgilenmeli. Hürmetler.
Yanıtla (0) (0)İslamın güncellenmesinden ziyade, ayetler ve hadislerdeki hükümlerin reel ve aktüel değerine ilişkin yorumların güncellenmesi gibi bir söylem daha isabetli olabilir
Yanıtla (0) (0)İslamın güncellenmesinden ziyade müslümanların güncellenmeye ihtiyacı var öncelikle kendilerinde el emin sıfatının görünmesi gerekiyor suçu başka yerlerde aramaya gerek yok sanki biz çalışıyoruz da Allah bize nasip etmiyor kafası var müslümanlarda hangi işimiz doğru ki Allah da bizim refikimiz olsun biz kendimiz çekidüzen verip adam gibi islamı yaşarsak o zaman dünya da önümüzde diz çöker
Yanıtla (0) (0)Kaygılarımızı isabetli .bazen konuşmamak gerekli.doğru doğru zamanlamayla eş zaman mıdır.
Yanıtla (0) (0)Kışkırtmışsın zaten kışkırtacağın kadar kenara çekil ve tozu dumanı seyret şimdi. Yazık...
Yanıtla (0) (0)Diyanet işleri başkanlığı ve Elmalılı Hamdi Yazır,ın mealinde Nisa 34 ayetin mealinde DÖVÜNÜZ diye geçer...Bu nasıl çözülecek.Uzmanına sormak gerekir.Gerçek bumudur,yoksa kelimeyi böylemi çevirmek işlerine gelmiştir..Bu konular detaylı incelenmelidir...
Yanıtla (0) (0)Hocam neden kenara çekiliyorsunuz? Hakikati, doğruyu, hakkı savunmak gerekir. Bunu yapacak olanlar da sizin gibi din alimlerdir. Bu vatana borcunuzdur.
Yanıtla (0) (0)Sayın Hocam neden mücadele etmiyorsunuz? Neden bu tartışmada yoksunuz? Sizin gibi alimlere ihtiyacımız var. Lütfen sahaya inin ve elinizi ateşe sokun. Saygılarımla
Yanıtla (0) (0)bazıları yorum diye yazdıklarını herhalde toynakla yazıyorlar
Yanıtla (0) (0)Evladım Oku oku oku Belki birazcık bir şeyler öğrenirsin...
Yanıtla (0) (0)Takma adın Ebu Zer olacak Okuduğunu anlamsyacaksın Üstelik bir de iftira edeceksin Yok öyle yapma...
Yanıtla (0) (0)Hocanın yazdığını 3 yahut 5 defa daha ağır ağır ve dikkatli bir şekilde okursanız bu suali sormazsınız
Yanıtla (0) (0)Hocam, acizane fikrim: çok menfi yönleri ve bulanıklık içinden yine de kurtulamama gibi sonuçlar ve riskler taşısa da ve yıllardır yanlışlar üzerine gittiğinizden size bu işte iş düşüyor. Böyle bir zemine bir daha kavuşulabilecek mi
Yanıtla (0) (0)İslami olduğunu iddia edenlerin fikren doğru ya da yanlış olabilir, lakin Türkiye'de inkar edilemeyecek bir laik taarruz var. Bu açık bir baskıcı taarruz ve bu noktada tarafsız kalmak mümkün değil, ahlaki de değil. Sanırım olayı sadece akademik ve teorik çerçevede alıyorsunuz.
Yanıtla (0) (0)Ortada sorun, morun yok. Mesela çok açık. Kur'an ve sünnet sabit olandır. Kur'an ve sünnet ışığında yapılacak içtihad, zamana ve coğrafyaya göre değişkendir.
Yanıtla (0) (0)Hocam bana göre çok kaliteli bir akadrmisyensiniz ama onun yanında birşey daha var ki gündemdeki her problemde öylesine bir pozisyon alıyorsunuz ki içinde "ne taassub ne hırs ne tarafgirlik ne menfaat ne kazanç ne fırsatını buldum vurayım.. " hiç birini görmüyorum.. Kendinize övgüyü sevmiyorsunuz ama adam gibi adamsınız.. Allah yolunuzu açık etsin
Yanıtla (0) (0)Cemaat kelimesi yanlış anlaşılıyor. Cemaat belli bir bölgede birbiriyle komşu insanların aynı camiye devam etmesi, birbirleriyle iyilik yapma hususunda işbirliği yapması ve kötülüklere engel olmasıdır. İlle başlarında birisi olması gerekmez. Yaş itibarıyla büyük olanların zaten dinlenmesi gerekir.Bugün mevcut haliyle ise cemaatler ya siyasi tarafa kaymış, ya da kendisinden olmayanları linçe doğru gidiyor. Başlarındaki kişiye aşırı bir tabiyet var. Bu islama uygun değil. Dini güncellemek diye birşey olmaz. Bunu söylemek cahilliğin ta kendisidir.
Yanıtla (0) (0)mesele tartışmaya girmekmi yoksa doğruyu söylemekmi.konunun bilenleri susarsa veya tırsarsa meydan yine birilerine kalır... ben bilsem vvalahi doğruyu söylerdim ama dükkan boş ben neyapayım..
Yanıtla (0) (0)Hocam halden mi çekiniyorsunuz hakikatten mi
Yanıtla (0) (0)Arkadaş. Ya okuduğunuzu iyi anlayın ya da anlamadığımız konuda yorum yazmayın. Hoca da zaten devlete yaslanmamak için şiödi tartışmaya girmiyor. Yoksa hayatı bu tartışmayla geçmiş zaten.
Yanıtla (0) (0)Allah razı olsun hocam . Allah bize Ebuzer sabrı versin fitne zamanında. Rabbim bizi birbirimize düşürmesin.
Yanıtla (0) (0)Olamazsın zaten. Yürek ister. Bugünkü konumdan hem ilahiyat hemde diyanet camiası sorumludur. Ortalık şarlatanlardan, din adına hezeyanlardan geçilmiyor. Sizlerde ortaçağ medrese ve engizisyonunda uyumaya devam edin. İktidara yaslanmak ne guzel bir şey. Ya da sessiz kalmak.
Yanıtla (0) (0)Gündemim türkü dinlemek. (Sözüm Türkiye'deki dini havaya). Siyasiler ve ilahiyatçılar sadece konuşuyor hem de çok konuşuyor. Birisi miting meydanlarında, öteki televizyon programlarında. Bu kadar konuşulan ama yaşanılmayan bir din hiçkimseye fayda sağlamaz. Ağzınız değil haliniz konuşsun artık. Allah'tan ailem seyretmiyor sizleri. Bu kadar detay konular ele güne karşı konuşulur mu? Hiç mi usül yok sizde. Bir de sorunları tespit ediyorsunuz yıllardır. Çözüm nerede? Sıkıldım be sizlerden. Sizin sesinizi kısıp Sivas türküsü ile devam ediyorum yoluma. "
Yanıtla (0) (0)Hoca tartışmaya girmeyerek tartışmayı bitirdi.
Yanıtla (0) (0)Hayvan hakları diyerek "kurban" ibadetine karşı çıkanlara ne diyeceğiz?
Yanıtla (0) (0)Konuşma gereken konuda konuşmamak ilmi âdâba aykırıdır.
Yanıtla (0) (0)Sizlere katılıyorum Sn.Hocam.
Yanıtla (0) (0)Sakın konuşma hoca! Bizi meraktan çatlat! Bütün türkiye nefesini tuttu senin ne diyeceğini bekliyor.
Yanıtla (0) (0)Hocam sizi anlar da, siz hocayı ve yazısını hiç anlamamışsınız!
Yanıtla (0) (0)bu hoca kuranin anlattigina degil,ondan baska manalar cikaran yobaz bir hoca,kuranda olana sünnette baska türlü diye kurani baska anlam veem hoca kurani oldugu gibi kabul etmez anlamina degistirirsen yobaz olursun
Yanıtla (0) (0)11:12 Adli takibat asla doğru değildir.Nureddin yıldızın söylediklerinde yanlış bir şey yoktur.Üslub yanlış anlaşılmalara müsait olabilir.Müslüman dinini iyi öğrenip,ancak bu konularda yorum yapmalıdır.Allah muhafaza bazı sözler insanı küfre götürür.Nisâ süresi 34.ayetin açıklaması diyanetin sitesinde mevcut okumanızı tavsiye ederim.Nureddin yıldızın söyledikleriyle aynıdır.
Yanıtla (0) (0)iki taraftan birinin devlet gücünü arkasına aldığı diğer tarafın da yargılamaya konu olduğu bir ortamda ve hele de bu tahammülsüzlükle hiç olmaz. bu fırsatçılığa prim vermediğiniz için tebrik ederim hocam. doğru yerdesin.
Yanıtla (0) (0)Hocam Allah razı olsun çok doğru bir karar vermişimiz Çarşı karışık ortalık çamur Cübbelinin cevap vermesi daha uygun olur
Yanıtla (0) (0)Siyasetçiler hüküm mü vermiş? Ne zaman?
Yanıtla (0) (0)Sorun sabite ve değişkenlerin ne olduğu zaten kardeşim :)
Yanıtla (0) (0)Takip etseydin hocayı bilirdin önerilerini, bilmiyorsan da Fazlur Rahman okuyarak başlayabilirsen işe.
Yanıtla (0) (0)Gerçekten sabit mi sevgili kardeşim? Allah Enfal 60'da düşmanları korkutmak için at beslemeyi emrediyor. Savaşa hazırlık için at mı besliyoruz hâlâ. Yok Allah başka bir şeyi kastediyor diyorsan, başka meselelerde de başka şeyler kastediliyor dendiğinde niye sorun oluyor?
Yanıtla (0) (0)Güncel koşullar çerçevesinde yeniden yorumlanması gereken ilk konunun zina olması gerektigini düşünüyorum. Dindar olarak bilinen insanlar bu konuda kendilerine dini gerekçeler üretmekte çok başarılılar ancak sıradan insanlar dini kurallara yeterince vakıf olmadıklarından epeyce sıkıntı çekiyorlar. Geçtigimiz günlerde Ali Riza Demircan hoca, islamın zinayı değil onun âleni yapılmasını yasakladığıni açıkladı. Bu açıklamadan önce de zina konusunda muhtelif ve birbirinden farklı yorumlar vardı. Hristiyanlik ve yahudilikte bir erkeğin ancak evli olan bi
Yanıtla (0) (0)Laikler kıs kıs gülüyor ama laiklik konusu bundan sonra ki konu olacak heh.
Yanıtla (0) (0)Güncellemeden kasıt nedir?Bir kere bunun açıklığa kavuşturulması lazım.İmam hatipli bir insanın dinin sabitelerini bilmemesi imkansız.O zaman hangi konuda tecdit lazım bunu iyi belirlemek lazım.Müslümanlarırn hangi konuda içtihat yapıp sorunlarını o şekilde çözmeleri lazım.Bunları hep birlikte tartışalm.Mesela ben size bir yem atabilirim.Evlilik yaşından başlayabiliriiz.
Yanıtla (0) (0)Sevgili kardeşim, dün akşam konuşmama başlarken programın geçen pazartrsi salı günü planlndığını. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasının iki gün sonra vuku bulduğunu, bu yüzden de Taha beye verdiğim sözden dönemediğimi açık açık belirttim. Zira kendi söylediklerimi 24 saat içinde çiğneyecek kadar ilkesiz biri değilim. Selam ve muhabbetle
Yanıtla (0) (0)Aslında iş tam tersi. Yani din siyasetin amacı, siyaset ise dinin aracı... Ama buna itiraz etmek mümkün olmadığı için Siyasal İslam haksız yere dini siyasete alet etmekle suçlanıyor. Siyaset yolu ile her şey özgürce söylenebilmeli, hatta vatana ihanet bile edilebilmeli ama din özgürce anlatılmamalı. Öyle mi? Bu kafa, Siyasal İslam karşısında sonsuza dek kaybedecektir.
Yanıtla (0) (0)Kardeşim önce bi üslubunu düzelt adamın asabını bozma
Yanıtla (0) (0)Sayın Mustafa Öztürk, tarihselcilik olmuyor mu tartışılanlar? Tam da sizin konunuz gelmişken geri çekiliyorsunuz Kur'anda iki görüşün sahipleri anlatılır ama sessiz kalanlardan hic bahsedilmez vesselam...
Yanıtla (0) (0)Kitap'a göre din'in ve din günü'nün yegane sahibi apaçık belli.Peygamberiyle tartışan,hakkını arayan,eleştiren,sorgulayan Havle Kadın'ın dayanağı aklı, vicdanı ve sığındığı Allah'ından başka neydi...
Yanıtla (0) (0)Dinin müessisinin Rabbülalemin olduğunu unutmayalım. Geçici dünya hayatını düzenleyen beşeri meclislerden şeklen de olsa usulüne uygun bir karar çıktıktan sonra hemen akabinde meclisin kanuni hüküm koyma usulünün haricinde yol takib etmek mümkün olmadığına göre Rabbülalemince vaz' edilmiş ve (el yevme ekmeltü leküm diniküm) hükmü ile mühürlenmiş olduktan sonra kimin haddine kuru akılla o Halık-ı kainata ait hükümler üzerine keyfi konuşmak ne kadar geçerli olur?
Yanıtla (0) (0)Cübbelinin bir cemaati var..Dolayısıyla ne derse desin siyaset gereği oy hesabı yapılır..zira yıllardır Nurettin Yıldız dan daha fazla halkı kin ve düşmanlığa teşvik edici konuşmalar yapmıştır
Yanıtla (0) (0)Söz konusu olan İslamın değil Müslümanlığımızın, dinimizin değil dindarlık biçimimizin pratiğinin yenilenmesi, güncellenmesidir. Cumhurbaşkanımızın cesurane tespitiyle ortaya konan bu fırsatı, imkanı, nimeti hiç değilse Müslüman Türk halkının iyi değerlendirmesi gerekir, bu fırsat bir daha doğmayabilir. Bu konuda başarı diyanetin, ilahiyat camiasının, tutucu çevrelerin, hele trollerin dışladığı, şeytanlaştırdığı kimi samimi ilim çevreleriyle de “birlikte” çalışmaya davet edilmesi, katkılarının alınması ile mümkün olabilir.
Yanıtla (0) (0)SAYIN MUSTAFA HOCAM.LAİK DEVLET DİNİ KONULARA KARIŞMASIN.DİNİ KONULAR SAHİPLERİNE BIRAKILSIN DİYE SONUÇLANDIRMANIZI BEKLERDİM.NE DEMEK İSTEDİGİMİ ANLADINIZ.
Yanıtla (0) (0)hocam dün akşam cnn de bu tartışmanın tam ortasında değilmiydiniz, yanlışmı kaldı aklımdas.
Yanıtla (0) (0)Tartismalar cozum uretmek icin yapilsaydi eyvallah. Maalesef biz de sadece kutuplasma doguruyor.. usul onemli ..
Yanıtla (0) (0)Hocam size katılıyorum. Lakin yeni şartlara göre pozisyon alanlar yeni nema alanları oluşturacaklar. Siz yine yaya kalacaksınız.
Yanıtla (0) (0)@ İbrahim Kalın: "Mecelle kuralına göre zamanın değişmesiyle içtihadi hükümler ve yorumlar değişir ve yenilenmeye ihtiyaç duyar. Kur'an ve Sünnet'in ortaya koyduğu hükümler ise sabittir." Cumhurbaşkanlığından yapılan bu açıklamadan sonra tartışılacak bir şey oktur.
Yanıtla (0) (0)BİMER üzerinden Diyanete kaç kez soru yönelttim ayetler üzerinden (enam 38) hayvan hakları, kadın hakları, içki, avlanma v.b. Hibirine açıkça cevap vermeden iki satır: ''Din İşleri Yüksek Kurumu'nu telefonla (e-posta olmuyor!) arayınız, 0312.... Verilen numarayı aradım defaatle, telefonları açan yok. Ulaşabildiğim kişi yarım ağız, kem-küm ederek, palyatif cevaplarla konuyu geçiştiriyorlar. Bu kuruma ayrılan dev BÜTÇE'ye yazıktır, günahtır. Bu birazını anlattığım olaylarda, vallahi billahi tallahi eksiği var, abartı yoktur. Camilerde de cemaate hiç
Yanıtla (0) (0)Bilimsel ya da tibbi meselelere cozum aranırken akademisyenlere basvurulmasina sasirmiyorsaniz buna da sasirmayin..
Yanıtla (0) (0)İlmi mahvillerde tartışılan bir konu olmadığı için bu konu hakkında yazı yazmamak da bir tercihtir.
Yanıtla (0) (0)Hz. Ömer’in şahsında şartların değiştiğinde Kurandaki bir ayetin uygulanmasının askıya alınabileceği tarihen sabitken ve bunu ne Diyanet ne de İlahiyat camiası inkar etmezken yaklaşık 1400 yıldır bu uygulama, yani tam da Cumhurbaşkanının dediği gibi dini uygulamaların zaman ve zemin dikkate alınarak yorumlanması ve yenilenmesi tabu gibi görülmüş, buna cesaret edenler aforoz edilmiş, dini tahriple suçlanmışlardır. Bence Mustafa hoca bilakis ortam uygunken tartışmaya katılmalı ve zihin açıcı katkılarını esirgememelidir.
Yanıtla (0) (0)Aklına yüreğine sağlık
Yanıtla (0) (0)"Kaldı ki söz konusu meselelerin bu saatten sonra tartışılmasının ilmî-fikrî açıdan fazla bir anlam ifade edeceğini de düşünmüyorum" ifadesinden hareketle Sayın Hoca'ya sormak isterim, hem akademisyen hem gazeteci sıfatınızla bütün bu söylenenlerden önce meselenin tevazzuhu açısından ne gibi öneriler sundunuz...
Yanıtla (0) (0)5. Kadın dövmenin dinde yerimi var? Akıl eksikliği bu bir sapkınlıktır. Adli takibatta doğrudur.
Yanıtla (0) (0)diye cevap verdi.Sünette de bulamazsan nasıl hükmedersin diye sorduklarında da şöyle cevap verdi.Allah resulünün resulünü onun hoşnut olacağı bir işe muvaffak kılan Allaha hamdolsun.İşte islam dininin özgür düşünceye ve ilmi serbestliğe verdiği önem.Bunun ötesi beyin jimnastiğinden öteye geçmez.
Yanıtla (0) (0)Esasında tartışmaya açılan konu Mustafa Hoca'nın uzun yıllar anlattığı meseleler. Tam da zemin açılmışken topa girmek varken, bir takım gevezelerin yukardan damlayan sözleri kapıp konuşmalarına aldırış etmeden kendini çekmesi bir ilim adamına yakışan harekettir. Birilerinin parsa kapabileceği bir konuda topa hiç girmeyerek kendisini devletin soğuk ellerinden muhafaza etmeyi başarmıştır.
Yanıtla (0) (0)Dinin sabite ve değişkenlerine dikkat etmek şartıyla her konunun özgürce tartışılması lazım.Vurmadan,kırmadan,dökmeden ve hakaret etmeden karşılıklı saygı ve sevgi sınırlarına riayet ederek ilmi müzakere etmek lazım.İmamı azamın ilmi öğretme metodu öğrencilerin mutlaka soru sormalarını şart koşmasıydı.Bu da müsamaha ve özgfür bir ortakı gerektirir.İçtihadın dinimizdeki yerini en güzel açıklayan hadisi şerif:Peygamber s.a.v. muaz bin cebeli yemene yönetici olarak tayin ettiğinde önüne bir mesele geldiği zaman nasıl hükmedeceğini sordu:O da
Yanıtla (0) (0)Aklını, vicdanını ipotek ettirmemis, hiç bir kişi, grup ve düşüncenin fanatiği olmamış düşünen, soran ve sorgulayan bir insanın, tartışma hatta konuşma adabıni bile bilmeyen böyle bir toplumda üstelik böyle bir konuda tartışmaya girmesi akla ziyan olmanın ötesinde son derece tehlikelidir de. Tartışmaya girmeyerek çok iyi yaptınız hocam.
Yanıtla (0) (0)Tebrikler hocam. Yazılması gerekeni yazmışsınız. Devlet başkanının " dinde güncelleme gerekir" veya " reform yapmak haddimize değil" demesi ile devletin " başörtüsü irticadır" demesi özünde aynı kapıya çıkar. Hem dine hem devlete hem de aynı fikirde olmayanlara bir baskı unsuru olarak zarar verir.
Yanıtla (0) (0)Niye ,dinin tek kaynağı kurandir,onun dışında ne varsa gelenektir,kültürdür,örftür diyemiyorsun?Kur'an'ın hükümleri değişmez,değişecek olan Kur'an dışı kaynaklardır demek çok mu zor?Din özgürlüğü asıldır,isteyen istediği gibi inanır,söyler yaşar demek zor mu?Devlet din dayatmaz,dini özgürlükleri korur demek tartışma mıdır?
Yanıtla (0) (0)Hocam nurettin yıldız hoca hakkında geçmiş dönemde çekilen bir videonun otuz kırk saniyelik bir bölümü hakkında soruşturma açılıyorsa eğer cübbeli ahmetin soruşturmaya daha uygun oldugunu düşünüyorum.kaldıki her ikside dini konularda aynı görüşlerde olsalarda kimse cüppeli kadar olamaz.cüppelinin hakkınin yendiğini düşünüyorum.keza asıl soruşturmayı hakeden odur.
Yanıtla (0) (0)Din siyasetin araci, siyaset ise dinin amaci olmus vaziyette. Meselenin ozu budur...
Yanıtla (0) (0)Ne şiş yansın ne kebab mı diyorsunuz?Hocam bir ilahiyatçı olarak bu konuda konuşmanız gerekmez mi ?
Yanıtla (0) (0)Hocam diyanetin “doğru bilginin kaynağı diyanet işleri başkanlığı ve ilahiyat fakülteleridir” söylemi hakkında ki düşünceleriniz nedir? Ortaçağ kilise mantığına benzeyen hayta aynısı olan bir söylem değilmidir
Yanıtla (0) (0)Dini ve siyasi konulari ozgurce tartisaya cekiniyorsak hele ileride kendimizi hakim karsisinda gorme korkusu yasiyorsak vay halimize derim...
Yanıtla (0) (0)Süleyman cobanoglunun dediği gibi(aynen katiliyorum- durum bu) bizim memlekette politikacilar bir yere taş atmadığı müddetçe kimse oraya ilgili olmuyor, politikacıların gerisinde kalan fikir adamları( ? ) ile bir yere varamayiz , bu halden memlekete hiç bir hayır gelmez. FETO de aynen böyle oldu, herkes köstebek gibi toprakta simdi, sonra herkes ahkam kesti,idareerden, mahkemelerden korkan ilmi çalışmalardan ne hayır gelir .
Yanıtla (0) (0)Sayın Öztürk bu yazıda hayli geniş bir kesimi suçlayıcı ve itham edici bir dil kullanmış.Aslında kendisi muhataplarını suçlamadan da meramını anlatabilecek donanıma sahip bir hoca ve yazar. Nitekim geçmiş yazılarında bunun güzel örneklerini gördük.Tenkit vardı ama kırıcılık yoktu.Mesela topyekun bir ilahiyat ve Diyanet camiasının suçlanması ne kadar doğrudur?Yazı akşamki televizyon proğramından sonra aceleye mi getirildi acaba?
Yanıtla (0) (0)Bu KARAR'ınızı alkışlıyorum.Ne mutlu ki azınlıktayız.'Sivil kuruluş ve şahıs mı kaldı Hocam.Ayrıca ".....hem de 17/25 Aralık sürecinde yaşandığı üzere,devlet erkanı konuştuktan sonra konuşmaya başlayan ve o andan itibaren de gevezelik sınırlarını zorlayan kimselerle aynı karede olmak istemiyor" olmanız mükemmel bir KARAR.
Yanıtla (0) (0)Goruslerde, hele ki din gibi bir konuda, kanunlar ihlala edilmedigi surece serbestlik olmali. Devletin, Diyanetin, Ilahiyat Fakulyerlerinin kontrol ve sultasi kabul edilemez.Ben koklu ve geleneksel tarikatlarin yollarini tikayacak,onunu kesecek,faaliyetlerine zarar getiricek tarzda eylem ve soylemleri hos bulmadigim gibi toplum acisindan zararli da goruyorum.Inanan icin din "neyse odur".
Yanıtla (0) (0)Yüreğine sağlık güzel insan.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Bey "Ben bu tartışmada yokum" diyerek tartışmaya katılmış. Konu hakkında benim söyleyeceklerim şunlar: 1)Dinin sabiteleri,değişmezleri vardır,2)Din güncel sorunlara güncel çözümler bulma imkan ve kabiliyetine sahiptir,3)Hiç kimse bir konu hakkında fikir yürütürken kendi söylediklerinin mutlak doğrular olduğunu iddia etmemelidir,4)Sadece doğruyu söylemek yetmiyor,dil ve üslup da güzel olmalıdır,5)Dini bir konuya dair söyledikleri yüzünden bir hoca hakkında adli takibata girişilmesi yanlıştır.
Yanıtla (0) (0)Bu konuda en doğru tespiti YILMAZ ÖZDIL yaptı..Şimdi Nurettin Yıldıza dini nedenle saldırılıyor..Oysa konu konuştuklarından çok konuşan" kişi bağlamında" Psikiyatri ve Psikolojinin konusu..Işte bu mesele de oüfbnıktası biraz iken bin RTE bile görememiş.Girin internete Mevlüt Özcan'in ORGAN NAKLİ hakkındaki FETVASINI dinleyin .Hem güler hem korkarsınız.. Halimiz ortada..Peki terlik,sümük, kefen mevzusu, ramazanda suyla fazla taharetlenmeyin dübürden orucu bozarsınız diyen var..
Yanıtla (0) (0)sn hocam! bu yazıyı yazarak zaten tartışmanın içinde olmuş oldunuz...
Yanıtla (0) (0)Yureginize saglik hocam. Nihayet adam akilli bir degerlendirme okuyabildik. Ellerinizden oper calismalarinizda basarilar dilerim.
Yanıtla (0) (0)S.a. Sayın H olcam hayırlı günler. Yazılarınızı okumak için cumartesi gününü iple çekiyorum. Namazdan sonraki ilk işim makalenizi okumak. Evet böyle başlayan tartışmalardan hayırlı bir netice çıkmaz. Bir kör döğüşü, bir bilek güreşi alır başını gider. Buyurduğunuz gibi bir konunuzu ve gündemi işin ehli olanlar belirlemeli ve ifade ettiğiniz gibi ilmi müzakere adabınca tartışılmalıdır. Trafiğin bir gün boyunca meflûç, binlerce insanın mağdur edildiği, “Kadınlar Günü” denen üretilmiş heyûle bir günde islamın güncellenmesi fikrini o
Yanıtla (0) (0)Pörfek!
Yanıtla (0) (0)Etliye sutluye dokunmadan gecinip gideyim diyorsunuz yani. Kose yazarligi bu mudur?
Yanıtla (0) (0)Mustafa Hocam size de Allah gayret ve selamet versin. Çoğu kişinin aksine düşünce beyan edince genelde dışlanıyorsunuz bunun için geniş düşünceli insanlar gerekmeli. Kimseyle de tartişmaya girişmemek en iyisi, çünkü herkes kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Bu görüşün umarım tartışılacağı bir yer,ortam olur da insanlar saygı duyar. En azından bunun dile getirilmesi bile güzel bir adım. Sevgiler,saygılar. Başarılar dilerim.
Yanıtla (0) (0)Hocam, peki dini alanla ilgili konularda siyasetçilerin hüküm vermesi doğru mu?
Yanıtla (0) (0)Bazı ihtilaflı konular olabilir, içtihatla ilgili bunlarla ilgili tartışılabilir. Bu işin uzmanı âlimler bir araya gelip bunu yapabilirler.Ayetle sabit olanlar müstesna.Bazı kesimleri memnun edeceğiz diye, ayetleri inkar mı edeceğiz.(tövbe haşa) kafir mi olalım.Ahir zamanda imanı korumak zordur.Hakkıyla İman etmedikten sonra ameller boşa gider.İman meselesi çok önemli. Şüphesiz Allah(c.c.) kalpleri hakkıyla bilendir. Siyaset kendi işine baksın bence.
Yanıtla (0) (0)En iyisini ve doğrusunu yapmışsınız Mustafa hocam. Artık hangi alim özgürce fikrini söyleyebilirki?
Yanıtla (0) (0)